| 0 yorum ]

Çürdükotu (çördekotu) : Dallı, budaklı, yaprakları sivri ve ayva biçiminde bir çeşit bitkidir. Çiçekleri mavi renkte olup, dikenlidir. Çiçeklerinin tozu; sarı veya sarımsıdır. Tadı acıdır.
Faydası : İdrar söktürür. Hazımsızlık ve mide zafiyetini giderir. Kulunç ağrılarını keser. Zayıf çocukların gelişmesine yardımcı olur.

| 0 yorum ]

Prof. Dr. Ibrahim Saracoglu kabızlığa karşı portakal yaprağı kürünü öneriyor:
Taze portakal yaprağı
Kronik kabizliga karşı portakal yaprağı iyi bir çözümdür. Kbizligi giderici kür için kullanılacak portakal yapraklarının mutlaka taze ve yeşil olması gerekmektedir.
Kurutulmuş portakal yaprakları kür için uygun değildir. Portakal yaprağında bulunan hidroksiprolin ve luteolin beta rutinosit etkin maddeleri sindirim sisteminin perisaltik hareketlerini uyararak, kabizligin ortadan kalkması için mükemmel bir destekleyicidir.
Kabızlığa karşı taze portakal yaprağı kürü:
Bir su bardağı suyun içinde 7-8 tane taze portakal yaprağını 10-12 dakika kısık ateşte kaynatın. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocaktan indirerek ılımasını bekleyin.
Ilıdıktan sonra kahvaltıdan en erken bir saat sonra için. Dört gün süre ile günde bir kez içilmelidir.Dördüncü günde kür tamamlanır. İhtiyaç olduğunda kür tekrar edilebilir.
Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

| 0 yorum ]

Kıvırcık saçlar dümdüz olabilir mi??? Evet, hem de 8 ay boyunca dümdüz fönlü ve parlak kalabilir, üstelik de saçlarınızı hiç yıpratmaz! Hatta eskisinden daha parlak ve sağlıklı olurlar. Bu işlemin adı Straight Therapy.
Termal düzleştirici ile saçlarınız 8 ay boyunca dümdüz olabilir.Yıkansa da hiçbir şekilde bozulmayan bu ürün eğitim almış kuaförler tarafından büyük bir titizlikle uygulanmaktadır.
Bu ürün sayesinde sizde Kıvırcık saçlarınızdan 8 boyunca kesin olarak kurtulabilirsiniz.
Soru: Bu işlem ne kadar zaman alır?
Yaklaşık olarak 4 saat süren uzun, ama sonucuna değen, biraz zahmetli bir iş (En az 6-8 ay boyunca saçlarınıza fön çektirmeyi düşünmeyeceksiniz.)
Soru: Her saça uygulanabilir mi?
Eğer saçlarınız aşırı derecede kimyasal işlem gördüyse, uygulanmaz. Ancak sadece boya, az miktarda balyaj varsa uygulanmasında bir sakınca yoktur. Doğal saçlarda kesinlikle harika sonuçlar alınır!
Soru: Yıkadıktan sonra nasıl duracak?
Kesinlikle dümdüz kalacak.
Kullanılan malzemelerin %80 i saç bakımından ibarettir. Saçın çekirdeğine iner ve ipek proteinlerini meduladan içeriye bırakarak saçların daha da parlak olmasını sağlar.
2-3 ayda bir dipten çıkan bölgelere tekrar uygulanabilir. Saçlar sağlıklı olmaya devam eder.
Uygulatan ünlülerin başında Beyonce ve Michael Jackson gibi zenci kıvırcığı saçlara sahip kişiler yer almaktadır.
Eğer siz de saçlarınızın dalgalı, kıvırcık ve hatta bonus kafa gibi durmasından bıktıysanız; son 20 yılın buluşunu mutlaka deneyin. Bu işlemin sonunda saçlarınızın daha da sağlıklı olduğunu görünce siz de şaşıracaksınız.
Soru: Saç düzleştirme işlemi nasıl yapılıyor?
* Öncelikle Saç analizi yapılarak saçın durumu kontrol edilir.
* Saça Koruyucu sprey sıkılır ve hafifçe taranır.
* Saçta yıpranmış kısımlar varsa ön bakım yapılır.
* Saçın pul tabakasını açabilecek ürün saçın tamamına sürülür ve bekletilir.
* Saç yıkanarak ısıdan korumaya yardımcı bakım spreyi sıkılır.
* Saçın her bir bölümü kağıt inceliğinde ayrılarak düzleştirici maşa ile düzleştirilir.
Bu işlem saçın uzunluğuna göre gür olma durumuna göre değişir.
* Düzleştirilen saça 'Sabitleyici süt' sürülerek beklenir.
* Sabitleyici üründen sonra saç durulanır ve son bakım yapılır.
* Bu işlemden sonra fırça kullanmadan fön ile kurutulur.
*3 gün boyunca saç yıkanmamalı, saçında klips ya da toka kulanılmamalıdır.
Yapılan tüm işlemlerden sonra denizden, havuzdan, banyodan çıkıldığında saçlarınız yine dümdüz fön çekilmiş gibi durur. İstenildiği zaman maşa yapılabilir ya da dalgalı olarak da kullanılabilir.


| 0 yorum ]

Kendinize, ‘Aslında fazla yemiyorum ama niye kilo alıyorum?’ sorusunu sıkça soruyorsanız, bu yazıyı dikkatli okuyun. Çünkü buradaki saptamalar bir günde hiç farkında olmadan alabileceğiniz gizli kalorileri açığa çıkarıyor...
Günlük beslenmenizdeki gizli kalorilerle ulaştığınız toplam rakam, fark etmeden neredeyse her yıl bir beden büyümenize neden olabilir. Örneğin ayılma kahvesiyle gelen 400 kalori, market alışverişlerindeki 100 kalori, bir iki avuç yemiş, belki biraz kurabiye derken doymadan aldığınız 400 kalori ve diğerleri... Yani diyet listenizi incelemeye aldıkça aslında yok saydığınız pek çok gizli kalori gözünüze çarpacak. Ancak minik değişiklikler ve küçük kısıtlamalarla günlük beslenmedeki bu ciddi tehlikeyi kontrol altına almak mümkün.
Özellikle en sık tükettiğiniz besinlerin listesini çıkarıp, yüksek kalorili olanları sınırlayabilir ya da daha düşük kalorilere nasıl çevirebilirim diye düşünebilirsiniz. Taylight Sağlık Merkezi’nden Diyetisyen Berrin Yiğit, bunun ‘diyet casusluğu’ ile başarılabileceğini söylüyor. Herkesin iyi bir diyet casusu olabileceğini belirten Yiğit, beslenmedeki gizli kalorileri yakalamak için ipuçları veriyor. İşte bir günlük beslenmede farkında olmadan beden ağırlığına azar azar ilave edilen gizli kaloriler ve Berrin Yiğit’in önerileri:
8.30 AYILMA KAHVESİYLE GELEN 400 KALORİ
Uyandınız işe gitmek üzere yola çıktınız, hala ayılmadınız karnınız aç, kahvaltı da yapmadınız. Bu soğuk kış gününde içinizi ısıtacak keyifli bir şeyler içebilirsiniz. Şanslıysanız, evde kendinize tarçınlı, zencefilli bir kupa light süt, kakao tozu, su ve tatlandırıcı eşliğinde sıcak bir çikolata hazılar ya da şekersiz aromalar ve vanilya tozları ile harika bir kahve yaparsınız. Ama eğer caddede yürürken kahve satılan yerlerden yayılan kokular damarınıza girdiyse elinizde bol kalorili aromalı ve kremalı bir kahve bulmanız an meselesi. İşte bu durumda minimum 400 kaloriye hazırlıklı olun.
11.30 PAZAR VEYA MARKETTE ALIŞVERİŞ KEYFİ
Pazar veya markette alışveriştesiniz, özellikle şarküteri reyonunda daha çok vakit geçiriyorsunuz, çünkü alacağınız peynir çeşitlerinden tutun da zeytine kadar, hatta belki kuru meyveleri bile tadıyorsunuz. Belki de ürün tanıtımı yapılan reyonlarda da şirin sunuşlara hayır diyemediniz, ızgarada sucuk ya da çikolata, çorba gibi ikramlarla neredeyse bir öğününüzü çıkardınız. Sanki bu tadımlardan gelen kaloriler sayılmazmış gibi de rahatsınız, oysa ki fark etmeden, yağdan gelen enerjisi yüksek ortalama 100 kalori aldınız bile…
Tadım tepsileri ve ikramlara hayır demeyi öğrenin, sadece ucuz diye gereksiz bir şey satın almayacağınız gibi ikram olduğu için de tadım yapmayın. Eğer bu konuda kendinize henüz güvenemiyorsanız, bu tarz etkinliklerin henüz başlamadığı erken saatleri ya da geç saatleri tercih edin. Alışverişe çıkarken de hafif tok olmaya özen gösterin.
12.30 GÜNLÜK KOŞTURMA DEVAM EDİYOR
Günlük işleri takip ederken, midenizin gönderdiği açlık sinyallerini umursamıyor öğle yemeğini erteliyorsunuz ama bir yandan da bir şeyler atıştırmak lazım. O zaman yine ilk önünüze gelen pratik opsiyona yöneliyorsunuz. Şanslıysanız bu opsiyon, çantadan çıkan bir paket diyet bisküvi olabilir ve bu tuzağı 100 kaloriyle atlatabilirsiniz. Kötü senaryo ise bir paket çikolata, poğaça, kek gibi hamur işleri ya da fast food da olabilir, yani 250 ile 500 gibi bir kalori saldırısına hazır olun.
15.00 BİLGİSAYAR VE TELEVİZYONLA GELEN HAREKETSİZLİK
Bu saatler, can sıkıntısından, internetteki iştah açıcı görsellerin kışkırtmasıyla ya da öğle yemeğinde doyurucu bir şeyler yemediğiniz için yarı aç yarı tok olduğunuzdan, küçük hacimlerde yüksek kalori veren abur cuburlara yönelme riskinin en yoğun olduğu saatlerdir. Özellikle kan şekerinin düşmeye başlamasıyla iştahınız ve tatlıya yöneliminiz artabilir, ideal olan kepekli ekmeğe bir tost tüketmenizdir. Yoksa bir iki avuç yemiş, belki biraz kurabiye derken doymadan 400 kalori alabilirsiniz.
18.00 AKŞAM YEMEĞİ HAZIRLIKLARI VE ATIŞTIRMALAR
Yemek için hazırlık aşamasında çatal hırsızlıkları, çocuğu olanların yemek yedirme anında kaçırdıkları ya da arta kalanların yenmesi, yemek nasıl olmuş derken bir iki kaşık tadına bakmalar ve aile fertlerinin eve dönmesini beklerken yapılan küçük atıştırmalar hiç yoktan 100 kalori almanıza neden olabilir.
21.00 GECE YEMELERİ, BÜYÜK MEYVE TABAKLARI
Geç saatlerde düşen enerjiyi geri kazandırmak için ya da televizyon karşısında otururken el oyalanması için eğlencelik atıştırmalıklar yapılabilir. Bunlar genelde çok, orta veya az kalorili olabilir. Canınız cipsleri ya da tatlıları çekiyorsa kalori hesaplamasına hiç girmiyorum. Tercihiniz; hafif sütlü tatlılar veya meyveli dondurma kapları ise hala bir şansınız var, ya da makul miktarlarda meyve veya badem gibi bir kaç kuru meyve ise günü kurtardınız. Ama en masum haliyle yine de listeye 100 ile 150 arası kalori eklediniz.
23-24 YATMADAN ÖNCE MUTFAK FARELİĞİ
Tam da yatmadan önce mutfakta geçirilen bir kaç dakikanın size neye mal olduğunu düşündünüz mü? Yatmadan hemen önce alınan fuzuli kalorilerin karın ya da kalça olarak size geri döndüğünden eminsiniz değil mi? İşte tüm bunları toplarsak ulaştığımız rakam hiç fark etmeden neredeyse her yıl bir beden büyümenize neden olabilir. Bu nedenle bir an önce kontrolü ele almalısınız. Hemen bir gününüzü değerlendirmeli, kendinizin kalori casusu olarak hesapları ortaya dökmelisiniz. Çünkü küçük kısıtlamalarla işleri kolaylaştırabilmek elinizde…
GÜNLÜK KALORİDEN TASARRUF ETMEYİ ÖĞRENİYORUZ
İşte size bir kaç küçük örnek;
Yüzde 2 yağlı sütten yağsız süte geçerek 110 kalori,
Ranch sosundan balzamik veya elma sirkeli sosa geçerek 120 kalori,
Tam yağlı krem peynir sürülmüş poğaçadan, light labne peynir sürülmüş kepekli ekmeğe geçerek 300 kalori
Meyveli, ballı mısır gevrekleri veya barlarında kuru meyveye geçerek 80 kalori
Büyük patates kızartmasından küçük boya geçerek 270 kalori,
Kuru meyve kokteyllerinden, kuru kayısı veya kuru eriğe geçerek 60 kalori tasarruf edebilirsiniz.

| 0 yorum ]

Ballıbabagillerden; Akdeniz çevresinde çok yetişen; küçük, kalınca, ensiz ve kokulu yaprakları ile çiçeklerinden faydalanılan bir bitkidir. Yaprakları iğneye benzer. Boyu 2 metre kadardır. Çiçekleri mavi veya eflatundur. Çiçeklerinden renksiz veya soluk sarı renkte olan biberiye esansı çıkarılır. İçeriğinde kafuru, sineol, kamfen, pinen, borneol ve bornilasetat vardır.
Faydası:Hazımsızlığı giderir. Çarpıntıyı keser. Yarımbaş ağrılarını giderir. Baş dönmesini keser. Astım, bronşit ve kansızlıkta faydalıdır. Yağlı saçların yağını alır. Burkulmalarda ve deri yaralarında da haricen kullanılır. İdrar ve adet söktürür. Safra ifrazatını arttırır.

| 0 yorum ]

Gülgillerden bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen, dikenli bir çalıdır. Yemişi ahududuya benzer, fakat ondan küçüktür. Önceleri kırmızı iken sonraları kararır. Yaprakları; çiçekleri açmadan toplanıp, kurutulur. Birçok türü vardır.
Faydası:İdrar söktürür. Ayaklardaki şişlikleri indirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Gözlerdeki zafiyeti giderir. Mesane taşlarının düşmesine yardımcı olur. Ağız, dil, diş eti ve bademcik iltihaplarını giderir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Haricen kullanıldığı takdirde ağrıları dindirir, yanıkları iyileştirir. Kökü kaynatılıp, suyu içilecek olursa kandaki şeker miktarını düşürür.

| 0 yorum ]

Birçenekligillerdendir. Sapları kamışsıdır ve içleri boştur. Çiçekleri başak şeklindedir. Yemişlerine buğday denir. İçeriğinde B vitamini ve karbonhidratlar vardır. Bunlar, tanelerin kepeğindedir. Bu nedenle buğday unu ne kadar çok kepekli, yani esmer olursa, o derece faydalı olur.
Faydası:Kepekli buğday unundan yapılan ekmek, kurabiye ve benzerleri bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Kabız olmayı önler. Çimlendirilmiş buğday tanesi zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir. Damar sertliği, mide ve cilt hastalıkları olanlar, taze ekmek ve sıcak börek gibi şeyler yememelidirler.

| 0 yorum ]

Sabahları uyandığında ilk işinin bir bardak oda sıcaklığında su içmek ve bir porsiyon mevsim salatası yemek olduğunu belirten Sibel Can, günlük diyetini şöyle sıralıyor:
Kahvaltı (07.00–09.00) arası
• 1 kibrit kutusu büyüklüğünde
• (30 gr.) diyet peynir grubu.
• 1 dilim kepekli ekmek
• Sınırsız söğüş domates, salatalık, yeşil sivri biber, marul, maydanoz
• 4 adet yağ ilave edilmiş siyah zeytin
• 1 tatlı kaşığı doğal reçel
• Şekersiz açık limonlu çay
Kuşluk: (10.00–11.00)
• 1 porsiyon mevsim meyvesi
Öğlen: (12.00–14.00)
• 1 kase yağsız sebze çorbası
• 3 adet köfte büyüklüğünde
• (90 gr.) yağsız etten hazırlanmış ızgara köfte, tavuk ya da balık
• 1 su bardağı 200 gr. diyet yoğurt
• 1 ince dilim kepekli ekmek
• 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış sınırsız mevsim salatası

İkindi: (16.00–17.00)
• 1 kibrit kutusu büyüklüğünde 30 gr. diyet peynir grubu
• 2 adet grisini
• Sınırsız söğüş domates, salatalık, sivri biber, marul, maydanoz v.s
• Şekersiz bitki çayı (ıhlamur, ada çayı, kuşburnu v.s)
Akşam: (18.00–20.00)
• 1 porsiyon (1 kase) yağsız mercimek çorbası
• 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış sebze yemeği
• Yağsız sınırsız mevsim salatası
• 1 ince dilim kepekli ekmek
• 1 su bardağı (200 gr.) diyet yoğurt
Gece: (22.00)
• 1 porsiyon mevsim salatası
• 4 adet kuru kayısı, 2 adet ceviz içi
Yatarken:
• 1 bardak oda sıcaklığında su. Ayrıca her gün 8–12 bardak su.

| 0 yorum ]

Hürriyet'in seçtiği zayıflamanıza yardımcı edecek 10 bitki!
At kuyruğu bitkisi idrar sökücü özelliğiyle biliniyor. Yağ dokularını eritmeye yardım eden bitki yaraların iyileşmesine de yardımcı oluyor. Fakat tüm idrar söktürücü bitkilerde olduğu gibi fazla dozda kullanılırsa böbreklere zarar verebilir.
Maydanoz, metabolizmayı hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok etkili bir yöntem olarak biliniyor.
Adaçayı zayıflamak isteyenler tarafından iştah kesici olarak kullanılıyor. Çay ve yemeklerde baharat olarak da kullanılabiliyor.
Fesleğen vücutta biriken fazla suyu atmaya yardımcı oluyor. Üstelik, içindeki eter yağların moral yükseltici etkisi bulunuyor
Kekik, sindirim sorunlarını tedavi edici etkiye sahip ve metabolizmayı hızlandırıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra yorgunluktan şikayet edenlere zindelik veriyor.
Civanperçemi, tatlıya karşı iştahı keser, tokluk hissi verir. Tazelik veren lezzeti, ağır yemeklerin tadını hafifletir.
Biberiye, sindirimi düzenler. İyi bir canlandırıcıdır, kan dolaşımını hızlandırır, cildi sıkılaştırır. Et yemeklerinde kullanılabilir.
Tere, vücuttaki yağ yakımını hızlandırıyor. İnce yaprakları pişince acılaştığı için çiğ yemek gerekir. Ayrıca içinde birçok vitamin barındırır
Sinameki, kalın bağırsakta suyun emilmesini önleyerek müshil görevi yapar. Uzun süreli kullanımlarda bağırsaklarda yan etkilere yol açacağından idrar söktürücü özelliği bulunan rezene ve nane gibi bitkilerle desteklenmesi gerekiyor.
Balık otu, bünyenin kimyasını hızlandırarak zayıflamaya destek olur. İçindeki maddeler tırnakları güçlendirerek saçlara parlaklık verir. Salata ve meyveli içecekler içinde kullanılabilir.

| 0 yorum ]

Kadınlar,menopozda sıcak basmasından uyku bozukluğuna kadar birçok sorunla karşılaşıyor. 'Kadın kimliğimi kaybediyorum' endişesi ise bu dönemde kadınların psikolojik sorun yaşamasını tetikliyor.
Dr. Ender Saraç , şifalı bitkilerin menopozda yaşanan sorunlara karşı önemli bir silah olduğunu belirterek menopozda doğal tedavinin yerini şöyle anlattı: 'Doğal tedavilere yönelip ilaçları reddetmek ne kadar yanlışsa kimyasal ilaçları kullanıp doğal yöntemleri reddetmek o kadar yanlış.
Bu iki görüşü de tıbbi yobazlık olarak görüyorum. Sadece hap ve ilaç vermekle kesinlikle yüzde 100 şifa elde edilmez, aynı zamanda diyet, beslenme, egzersiz, yoga, meditasyon ve yardımcı maddelerin alımı çok önemli.'
Meme kanserine soya
'Menopozu doğal şekilde atlatmak mümkün mü?' sorusunu ise Saraç şöyle yanıtladı:
'Östrojen açığı, doğal ve bitkisel prepatlarla kapatılabilir. Östrojen hormonu içeren bazı bitkiler ve gıdalar var. Örneğin, soyadan elde edilen doğal östrojen normal östrojene göre yan etkileri yüzlerce misli daha düşük. Kanser riski yok denebilecek kadar az. Soyayla beslenen toplumlarda meme kanserine pek rastlanmıyor.
Soyanın yanı sıra doğal östrojen içeren bitkisel preparatlar, bitkisel çaylar ve otlar tüketmek yararlı olabiliyor. Bunların yanında kalsiyum, magnezyum, çinko ve boron alınması gerekiyor.' Hormon ilacı kullanmak zorunda olanların bu ilaçları, bitkisel tedavi edicilerin yanında daha düşük dozda alabileceklerini belirten Saraç, hormon tedavisine gerek duyulan durumları şöyle sıraladı: 'İleri derecede kemik erimesi riski, dayanılmayacak derecede şikayetler var ise ailede meme kanseri riski , kanda pıhtılaşma, inme, kalp hastalığı gibi riskler yoksa kişi kendini gerçekten iyi hissetmiyorsa bu kişiye kimyasal hormonlar verilebilir.'
Östrojen depoları
Adaçayı: Doğal östrojenler içeriyor. Ateş basması, gece terlemeleri gibi menopoz şikayetlerinde etkili.
Soya fasulyesi: Soyadan elde edilen ve doğal östrojen olan isoflavonlar, menopoz şikayetlerini hafifletiyor.
Civan perçemi: Doğal östrojen kaynağı olan bitki menopoz şikayetlerinin giderilmesinde çok yararlı.
Anason: İçinde belli oranda doğal östrojenler ve buna benzer maddeler var. Menopoz sıkıntılarının yanı sıra uyku bozuklukları, gaz kolit, hazımsızlık şikayetlerine iyi geliyor.
Maydanoz: Doğal östrojenler içeren maydanoz menopoz şikayetlerini gidermek için etkili.
Kızıldereli otu: Kızıldereli kadınlar belli bir yaşa geldikten sonra birtakım rahatsızlıklarını gidermek için bu bitkiyi kullanıyorlardı. Bu bitki Türkiye'de de bulunuyor.
Evening Primerose Oil (Çuha çiçeği yağı): Kızılderililer'den kalma bir bitki. Özellikle gece yatarken kullanılıyor. Bitkinin içinde östrojen yok. Ancak ateş basmaları, gece terlemeleri gibi şikayetlerin dışında egzamalara, kolesterole, kaşıntılara, adet sancılarına karşı etkili.

| 0 yorum ]

Etnik tarzdan hoşlanıyorsanız bu şal tam sizlik. Benzerlerini Zara'da bulabilirsiniz...
Her daim moda olan ekose ile spor-şık bir görünüm yakalayabilirsiniz.

Büyük şallarınızı şık ceketlerinizi tamamlamak için de kullanabilirsiniz
Eğer üstünüz fazla dekolte geldiyse, şık bir paşminayla kamufle etmeyi deneyin.
>Spor bir görünüm için renkli şalları jean ya da deri montlarınızla kullanın

| 0 yorum ]

Madonna, Carmen Electra, Catherine Zeta Jones ve Sharon Stone gibi ünlülerin tercih ettiği ‘Hollywood Diyeti’ne 1 ay boyunca devam edenler 12 ila 16 kilo verebiliyor. Diyetin temeli, sıvı alımına dayanıyor. Haftanın 2 günü üst üste sadece meyve suyu içiliyor. Bu arada günde en az 8 bardak su da tüketiliyor...İşte mucize diyet :
1. GÜN
Gün boyunca dilediğiniz kadar mevye suyu içebilirsiniz. Bunun dışında yiyecek yok. 6-8 bardak kadar da su için.
2. GÜN
Dilediğiniz kadar meyve suyu için, yiyecek kesinlikle yasak. 6-8 bardak da su için.
3. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim kepek ekmeği, 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, 1 katı yumurta, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Limonlu ve çok az zeytinyağı gezdirilmiş bol yeşil salata.
Akşam: 100 gr. yağsız ızgara tavuk eti ve az miktar zeytinyağı ile pişmiş, limonlu 1 tabak taze brokoli.
4. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram mantar ve 2 yumurta ile yapılmış yağsız omlet.
5. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız beyaz peynir, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram ızgara balık eti, yanında haşlanmış brokoli.
6. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram ızgara tavuk, yanında az yağda pişmiş 1 porsiyon kabak.
7. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram balık eti, yanında haşlanmış 1 porsiyon brüksellahanası.

| 0 yorum ]

| 1 yorum ]

Ünlülerin saç bakım uzmanı Richard Ward, parlak ve sağlıklı saçlar için yediklerinizden saç bakımına kadar dikkat etmeniz gerekenleri söyledi. Richard Ward, saçların sağlıklı ve parlak görünmesinde dışarıdan bakım kadar yediklerinizin de etkili olduğunu kaydetti. Günlük beslenmenize dahil edeceğiniz yiyeceklerle saç görünümünüze ciddi şekilde değişiklik yapabilirsiniz. Saçlarda matlık ve zayıflık genellikle vitamin eksikliği, stres ve sigara, abur cuburla sağlıksız beslenme sınucu olabilir. Öncelikle saç sağlığı için yapılması gereken ilk şey vücudun su dengesini korumak, kafein ve alkol gibi su dengesini bozan içeceklerden uzak durmak.. Çok fazla kafein içeren içecekler tüketmek, demir gibi saçı güçlendiren minerallerin vücuttan atılmasına, saçı zayıflayıp dökülmesine neden olur. Bol su ve taze meyve suları içmeye özen gösterin.
B vitamini önemli
Kan üretimini sağlayan kuru yemişler, badem, çekirdek gibi kabuklu yiyecekler ile böğürtlen, mavi yemiş gibi meyveler saç için mükemmel bir meyve.. Bu tür yiyecekleri günlük beslenmenize atıştırmalık olarak dahil edin. Ayrıca, çinko kaynağı koyu yeşil yapraklı sebzeler, somon balığı gibi omega 3 bakımından zengin balık türleri, saçın sağlıklı görünmesini sağlayan B vitamini içeren tahıllar yenilmeli. Yumurtalar biyotin bakımından zengindir, saç bakımında da yumurta sarısı önerlir. Bu nedenle haftada birkaç kez yumurta yiyin. Et yemeyenler protein bakımından yetersiz beslenir bu nedenle bu açığı kapatan besinler mercimek, nokut, fasulye gibi protein bakımından zengin besinler tüketmeliler.
Saçla ilgili gerçekler
* Sık saç taramak saçları daha sağlıklı yapar. Saç taramak köklerine masaj etkisi yapar, kan akımını hızlandırır ve saçlarınız daha hızlı, sağlıklı büyür.
* Jelatin yemek saçları ve tırnakları güçlendirir.
* Jelatin protein bakımından zengindir ve kollajenden yapıldığı için saçı besler ve uzamasını sağlar.
* Soğuk saçlarınızın daha parlak görünmesini sağlar. Ilık ya da soğuk su ile yıkanan saçlar daha parlak görünür, saç derisinin kepeklenmesini önler.
Saçla ilgili yanlış bilinenler
* Beyaz saçı kopardığınızda yerine iki tane çıkar. Bu doğru değil ama beyazlaşma gördüğünüzde bundan sonra bu saç telinin beyaz çıkacağından emin olabilirsiniz.
* Sık saç kestirmek ya da kestirmemek saçların daha hızlı büyümesini sağlamaz.
* Saçlarınızı düzenli olarak uçlarından kestirmek saç dökülmesini önlemez.

| 0 yorum ]

İnfertilite (kısırlık) korunmaksızın düzenli ilişkiye rağmen 1 yıl içinde gebelik oluşmaması olarak tanımlanmaktadır.Kısırlık en büyük üzüntü kaynağıdır ve tedavisi için ileri teknoloji gerektiren yöntemler kullanmayı gerektirir.
Teknolojiye başvurmadan önce gebelik şansının yaşam tarzınızdaki ya da diğer değişikliklerle artırılıp artırılmayacağını anlamak için buna neden olan herşeyi ortadan kaldırmak isteyebilirsiniz. Bu süre zarfında da doğal alternatifleri değerlendirmekte fayda var.
Kısırlık tedavisi için önerilen şifalı bitkiler:
Ahududu (Rubus idaeus) : Kadınlarda hamilelik sırasında ortaya çıkan rahim iltihapları için ahududu yapraklarından yapılan çay önerilir. Hayvan yetiştiricileri ahududu yapraklarını,üretkenliklerini arttırmak için erkek hayvanların yemlerine karıştırırlar.
Herbalist Kathi Keville kısır erkeklerin ahududu yapraklarından yapacakları çayı demleyip içmelerini öneriyor.
Zencefil (Zingiber officinale) : Yapılan bir araştırma zencefilin sperm sayısını ve hareketliliğini büyük ölçüde artırdığını göstermiştir.
Karnabahar ve B6 vitamini içeren besinler: Mikro gıda takviyelerini savunanlar,kısırlık için genellikle karnabahar önermektedirler. Bu vitamin en çok Karnabahar, su teresi, ıspanak, muz, bamya, soğan, brokoli, kabak, karalahana, yer lahanası,bürüksel lahanası,bezelye ve turpda bulunur.
Ayçiçeği ve Arginin içeren diğer bitkiler : Sperm sayısı düşük erkeklere doğal şifacılar tarafından genellikle arginin takviyesi önerilir. Arginin Ayçiçeğinde yeterli oranda bulunur.
Günde 4 gram arginin almak için 50 gram kadar ayçiçeği tüketmek yeterlidir.Bu hayati besini yüksek oranlarda içeren diğer besinler ise sırasıyla ; keçiboynuzu, ak ceviz, acı bakla, yer fıstığı, susam, soya fasulyesi, su teresi, çemen, hardal, badem, bakla ve mercimektir.
Ispanak ve çinko içeren diğer bitkiler: Bazı araştırma sonuçları, çinko eksikliğinin erkeklerde üretkenliği ve sperm kalitesini düşürebileceğini göstermiştir.
Çinko bakımından zengin kaynaklar arasında ıspanak, maydanoz, bürüksel lahanası, salatalık, taze fasulye,hindiba, börülce, kuru erik, ve kuşkonmazı sayabiliriz.
Bu bitkilerden bulabildiklerinizi büyük bir tencerede kaynatırsanız çinko bakımından zengin bir çorba elde edebilirsiniz.
Prof. Dr. Ahmet Maranki

| 0 yorum ]

250 – 300 gram karnabaharı yaklaşık 750 gram kaynayan suya ilave edin. Ağzı kapalı olarak 5-6 dakika hafif ateşte haşlayın.
Haşlanmış karnabaharın suyunun yarısını sabah, diğer yarısını da akşam (aç ya da tok farketmez) için.
Hergün taze olarak hazırlamanız gerekir. Yedi gün müddetle devam ettikten sonra üç gün ara verin.
Üç gün aranın ardından tekrar yedi gün uygulayın ve tekrar üç gün ara verin. Son olarak tekrar yedi gün uygulayın .Bu şekilde kürü tamamlamış olacaksınız.
Karnabahar kürü toplam yirmibir gün süren kürdür (üç günlük aralar hariç).
Burada dikkat etmeniz gereken nokta karnabaharın taze olmasıdır. Pişmiş olan karnabaharı da öğle ya da akşam yemeklerinizde salata olarak tüketebilirsiniz.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Tansiyonu ve şekeri düşürmek için lahana kürünü açıkladı :
Tarlada yetişen beyaz lahanının özellikle ilk 4-5 yaprağını yarım litre suda 15 dakika kaynattıktan sonra ılımaya bırakın.
Sabah ve akşam olmak üzere aç ya da tok karınına birer su bardağı için. Bu kür yüksek tansiyonu olanların tansiyonunu düşürerek normal seviyede tutulmasına yardımcı olur.
Lahana kürü aynı zamanda şeker hastalarının şekerini dengede tutar.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Beyaz lahananın toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici özelliğinden faydalanabilmek için, kaynayan yarım litre suya 6-7 adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak) konularak, on dakika ağzı kapalı olarak kısık ateşte haşlanır, sabah ve akşam olmak üzere aç ya da tok karına birer su bardağı içilir.
Bu uygulamaya toplam beş gün devam edilir. Beş gün uygulandıktan sonra üç gün ara verilirerek tekrar beş gün uygulanır. Böylece toplam on günlük kür tamamlanmış olur.
5 gün uygulama + 3 gün ara + 5 gün uygulama = Toplam 10 günlük kür
Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyen bu on günlük kürü, bir yıl boyunca üç ya da dört kez yapmak en doğrusudur. Bu kürü uygulamaya başladığınızın ikinci ya da üçüncü günden sonra vücudunuzun terlediğini ve özellikle de yüz kısmınızda yağlı yağlı terlediğinizi görüreceksiniz.
Aynı zamanda dışkıda da belirgin şekilde yağ oranının artığı gözlenmektedir. Bu da yağ ile birlikte toksinlerin atıldığını da gösterir. Bu kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo ya da duş yapmanız sizi hem daha çok rahatlatacaktır hem de deri gözenekleriniz açıldığı için daha rahat toksinli-yağ atmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın ki, toksin atan vücut kendini yeniler.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Gece altını ıslatma (Gece İşemesi) , gece uyku esnasında farkında olmadan idrar yapma olarak tanımlanabilir. Normal olarak çocukların çoğu hem tuvalet eğitiminin etkisi hem de mesane kapasitesinin gelişmesi neticesinde 2-4 yaş arasında idrarlarını hem gece hem de gündüz tutmayı becerirler.
Gece altını ıslatma çoğu zaman mesane gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur, bu sebeple de yaş ilerledikçe sıklığı azalır.
Üç yaşındaki çocukların % 40’ı altını ıslattığı halde bu oran 5 yaşında % 20’ye, 6 yaşında % 10’a düşmektedir. Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma problemi yaşamaktadır.
Aileler 5-6 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genellikle de 7-8 yaşında hekimlerden yardım istemeye başlarlar. Ülkemizde 7-11 yaşındaki erkek çocukların %16’sında, kızların ise %11’inde altını ıslatma sorunu olduğu bildirilmektedir.
Nedenleri
Gece altını ıslatmanın iki tipi vardır. Eğer çocuk hekime getirilinceye kadar devamlı altını ıslatıyorsa PRİMER (birincil) tip, en az 6 ay kuru kaldıktan sonra altını ıslatmaya yeniden başlamışsa SEKONDER (ikincil) tip altını ıslatmadan söz edilmektedir.
Altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğu birincil altını ıslatma gurubunda toplanmaktadır. Bazen altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı duyma gibi bulgular eşlik edebilir. Gece altını ıslatma, nedenlerine göre fizyolojik ver organik olmak üzere iki guruba ayrılarak incelenmektedir.
Fizyolojik Nedenler
Gece altını ıslatan çocukların büyük bir gurubu (% 90-95’i) fizyolojik altını ıslatma gurubunda toplanmaktadır. Bu çocukların gece uykuda mesane doluluğunu hissetmelerinin yetersiz, mesane kapasitelerinin küçük ve uyku derinliklerinin fazla olduğu bildirilmektedir.
Esas önemlisi altını ıslatmanın büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmasıdır. Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta %45, ikisinde birden varsa % 77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanmaktadır. Aile öyküsü olan vakalar iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir göstermektedirler.
Organik Nedenler
Altını ıslatan çocukların %2-3’ünden şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, mesane hastalıkları gibi sorunlar saptanmaktadır. Vakaların %5-10’unda ise altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi yakınmalar eşlik etmektedir. Bunlar “polisemptomatik altını ıslatma” olarak tanımlanmaktadır.
Bu çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu, idrarda bakteri olması, kabızlık ve bazen besin alerjisi saptanmaktadır. Ayrıca son yıllarda halk arasında “geniz eti” olarak bilinen adenoid vegatasyonlu çocuklarda yüksek oranda altını ıslatma görüldüğü ve ameliyat sonrası yakınmalarının geçtiği üstünde durulmaktadır.
Genel olarak psikolojik olaylar daha önce bahsedilen primer altını ıslatma sorununa yol açmazlar. Bu sebeple de altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğunda bir ruhsal sorun aramaya gerek yoktur.
Ayrıca kötü çocukların altını ıslattığı gibi ön yargıların geçersiz olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bir ruhsal sorundan sonra altını ıslatma yaşanıyorsa bu genellikle fizyolojik altını ıslatmanın tekrar ortaya çıkmasıdır. Davranışsal gerilemesi olan çocuklarda gece altını ıslatma yanında okul başarısızlığı, korku gibi ek bulgular vardır ve bunların mutlaka çocuk psikiyatristleri tarafından görülmesi gereklidir.
Çocuğa Yaklaşım
Hemen en önemle belirtmeliyiz ki altını ıslatmanın kendisinden çok, bu çocuklara ailelerin ve toplumun yanlış tutumları zarar vermektedir. Bunların içinde en tehlikelisi “Altına yapan kızını sobaya oturttu” gibi haber başlıklarına konu olan cinsel bölgelere yönelik cezalandırma girişimleridir.
Bu tür tutumlar, çocuklar üzerinde etkisi ömür boyu sürecek izler bırakmaktadır. Altını ıslatan çocukların fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığı (bir tür diş çıkarmanın, konuşmanın gecikmesi gibi) ve ailenin temel görevinin çocuğun benlik saygısı zedelenmeden bu sorunu atlatmasını sağlamak olduğu unutulmamalıdır.
Bu nedenle altını ıslatan çocukların en geç 6 yaşında konuyla ilgilenen bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra bir tedavi planı yapılması gereklidir.
Altını ıslatma yakınması ile hekime getirilen çocuklar daha önce bahsedilen organik faktörlerin varlığı bakımından incelenmelidir. Bir başka deyişle altını ıslatma sorunun fizyolojik olup olmadığı belirlenmelidir.
Bunun için gündüz altına kaçırma, zor idrar yapma, kabızlık, zor ve acil idrar yapma, çok idrar yapma, kafa travması geçirme, idrarla birlikte kaka kaçırma, horlama ve gece ağızdan nefes alma gibi yakınmaların olup olmadığı soruşturulmalıdır.
Elde edilen bilgiler ve genel muayene sonuçlarına göre idrar incelemesinden, mesane filmlerine uzanan bir dizi tetkik yapılmalıdır. Altını ıslatan çocukların % 97’sinde fiziksel bir neden yoktur.
Bu nedenle ayrıntılı bir öykü çoğu zaman fizyolojik altını ıslatmanın olup olmadığı konusunda bilgi verir. Bu noktada altını ıslatan çocukta “küçük mesane” veya uykudan uyanamama sorunu mu olduğunun aydınlatılması önemlidir.
Tedavi Yaklaşımı
Altını ıslatma idrar yolu enfeksiyonu gibi bir nedene bağlıysa öncelikle bu tür sorunlar çözülmelidir. Fizyolojik altını ıslatma sorunu olan çocukların tedavisinde ise şu ilkelere uyulmalıdır:
Gece kalkıp tuvalete gitme bir hedef olarak kesinleştirilmelidir.
• Tuvalete ulaşmak kolaylaştırılmalıdır.
• Çocuğun kuru kalma sorumluluğunu üstüne almasına yardım edilmelidir.
• Yatmadan önceki 2 saat boyunca fazla sıvı alımından kaçınılmalı ve kafein içeren içecekler kesinlikle verilmemelidir.
• Yatağa girmeden tuvalete gidilmelidir.
• Gece kuru kalması için bez bağlanmamalıdır. Bu tür yöntemler temizlik için yararlı olmakla birlikte çocukların gece kalkma motivasyonlarını olumsuz etkilemektedir.
• Sabah temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalıdır.
• Çocukların benlik saygıları desteklenmelidir.
• Ailelere nasıl davranacaklarını anlatan kılavuzlar hazırlanmalıdır.
• Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üzerine işlenmelidir.
• Çocuklar en az ayda bir kez kontrol edilmelidir.
Tedavi Yöntemleri
Altını ıslatan çocuklara genel olarak 7-8 yaşına geldiğinde tedavi için girişimlerde bulunulması önerilmektedir. Bu girişimlerin başında çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlar gelmektedir. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Daha önce başarılı olduğu gösterilmiş 6 günlük bir programın ayrıntıları ise şu şekildedir.
• İlk gece çocuk gece 1’e kadar her saat başı uyandırılır. Çocukla konuşularak ve yürütülerek uyandığından emin olunur. Altı kuruysa övücü sözler söylenir ve “tuvalete girme ihtiyacın var mı yoksa bir sonraki saati mi bekleyeceksin” sorusu sorulur. Çocuk tuvalete gitmek isterse tek başına tuvalete yürümesi istenir. Eğer çocuk altını ıslatmışsa pijama ve iç çamaşırlarını kendisinin değiştirmesi teşvik edilir. Gece 1’de uyandırıldığında kuru olsa bile idrarını yapmaya çalışması söylenir.
• Daha sonraki beş gece çocuk bir kez uyandırılır. İlk gece uyuduktan 3 saat sonra, ikinci gece 2.5 saat sonra ve böyle süre azaltılarak beşinci gece uyuduktan 1 saat sonra uyandırılır. Son gece bundan sonra kendisinin uyanması söylenir.
• Bu programdan sonra altını ıslatma tekrarlarsa (3 gün üst üste altını ıslatırsa) yeniden 6 gecelik uyandırma programı tekrarlanır.
Bazı çalışmalarda bu program ile %92 oranında çocukların kuru kalması sağlanmış, bunların %20’sinde ise yeniden altını ıslatma sorunu tekrarlanmıştır.
Alarm Kullanımı ve İlaç Tedavisi
Daha önce anlatılan ve daha çok davranış değişikliği üzerinde duran tedavilerden bir sonuç alınamadığında “enüretik alarm” kullanımı veya ilaç tedavisi denenmelidir. Her iki tedavi yöntemi için de çocukların 8 yaşını bitirmesi beklenmelidir.
Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz hareket geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan araçlardır. Son yıllarda “enüretik alarm” teknolojisinde önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir.
Alarm tedavisine 2-3 ay devam edilmesi gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda %70-84 oranında iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski %10 dolayındadır.
Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. Bunların arasında imipramin (Tofranil), oxybutynin (uropan) isimli ilaçlar ilk kullanılanlardır. Son yıllarda vücutta sıvı tutulmasını sağlayan Minirin isimli ilaç da tedavide kullanılmaya başlanmıştır.
İlaç tedavisi ile %10-60 arasında iyileşme sağlanmakta, fakat tedavi kesildikten sonra %90’a varan oranda tekrar riski bulunmaktadır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir.
Altını ıslatma çocukluk çağında sık görülen bir sorun olması yanında ailelerin yanlış tutumlarının sürdüğü bir konudur. Öncelikle altını ıslatan çocukların konuyla ilgilenen çocuk hekimleri tarafından değerlendirilmesi ve ailenin katılımı ile uzun dönemli bir tedavi yaklaşımının denenmesi gereklidir.
Son yıllardaki araştırmalar altını ıslatma tedavisinde en etkili yöntemin tek başına veya bir ilaçla birlikte alarm kullanımı olduğunu göstermektedir.
Prof. Dr. Şükrü Hatun
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi

| 0 yorum ]

Halk arasında "kemik erimesi" olarak bilinen osteoporozdan korunmak için, erken yaşta tedbir almak gerekiyor. Yani bu konudaki mücadele anne karnında başlamalı. Çünkü, anne adayının doğru beslenmesi, yeterli güneş ışığı alması ve düzenli egzersiz yapması bebeğin kemik oluşumunda çok önemli.
İkinci adım ise; çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve düzgün duruştur. Rafine gıdalardan, kolalı içeceklerden uzak durmak, bol bol meyve ve yeşil yapraklı sebze tüketmek, tahıl ağırlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirmek son derece önemlidir. Kemiklerimiz sadece süt ve yoğurt ile gerekli yoğunluğa erişemez; çünkü sadece kalsiyumdan oluşmuyor. Kemik yapısında kalsiyumun yanı sıra kollojenler, magnezyum, fosfor, K, B ve C vitaminleri ile folik asit ve proteinler gibi yapı taşları da büyük önem taşıyor.
Yanlış bilgi, yanlış tedavi
Vücudumuzdaki kemiklerin oluşumu
20-25 yaşlarına kadar devam eder. Önemli olan bu yaşlara kadar maksimum kemik kitlesini sağlamaktır. Bu olduğu takdirde kemiklerimiz osteoporozdan daha az etkilenecektir. Menopoz sonrası, özellikle ilk 5 yılda kemik kayıpları hızla artar. Bu süreçte doğru tedavi önemlidir. Daha sonra kayıp hızı yavaşlar. Dolayısıyla osteoporoz tedavisinde bu yılları iyi değerlendirmek gerekir.
Masa başı çalışma, fast food türü beslenme ve hareketsiz yaşamanın osteoporozu tetiklediğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Gülşen, bu konudaki yanlış bilgi ve yanlış tedavi uygulamalarının, rahatsızlığın getirdiği olumsuzlukları daha da artırdığını söylüyor. Belli bir yaşın üzerindeki her 5 kişiden birinde görülen osteoporozun tedavisinde de yanlışlıklar yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Gülçin Gülşen, "Çok ve gereksiz ilaç kullanılıyor. Bu ilaçların yan etkileri de oldukça fazla. Önemli olan doğru zamanda başlanan uygun ve düzenli tedavi. Yanlış ve düzensiz ilaç kullanımı tedaviyi başarısız kılıyor" diyor.
Yapım-yıkım dengesi
Prof. Dr. Gülşen, tedaviden iyi sonuç alınması için kemik yapım ve yıkım dengesinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydediyor: "Mesela, vücutta kemik yapımı azalmışsa ve siz kemik yapımını artırıcı ilaç vermeden sadece yıkımı durdurmaya çalışırsanız tedavide başarılı olamazsınız."
Kemik erimesine kalsiyum kalkanı
'Kemiklerin sessiz hırsızı' osteoporozdan kurtulmak için kalsiyum, mineral ve vitamin yönünden zengin olan süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeleri, meyveleri ve baklagilleri bol bol tüketmek gerekiyor. Eğer kemik kaybı varsa bu kaybı azaltacak ve yeni kemik oluşumunu sağlayacak beslenme ve tedavi programı uygulanmalı. Bu tedaviler sırasında kalsiyum açısından zengin gıdalar almak sıkıntıların kolay atlatılmasında büyük yararlar sağlayacaktır.
İşte size kalsiyum, mineral ve vitamin açısından zengin gıda maddelerinin listesi:
Bezelye, taze fasulye, ıspanak, kuşkonmaz, nane, brokoli, kırmızı pancar, pazı, pırasa, semizotu, maydanoz, soğan, kuru fasulye, nohut, mercimek, bakla, soya, süt (özellikle inek sütüt), yoğurt, beyaz peynir, kaşar, yumurta, ahududu, dut, hurma, incir, kestane, mandalina, portakal, kuru üzüm, zeytin, fındık, fıstık, badem, Antep fıstığı, ayçekirdeği, ceviz, susam, kayısı, incir, portakal, limon, zeytin, kakao, buğday, yulaf, pirinç, deniz ürünleri, pekmez.
Soğanla gelen sağlık
Nature adlı tıp dergisinde bir süre önce yer alan bir habere göre; günde bir soğan yemek, kadınlarda kemik erimesini önlüyor. Yemeklerin ve salataların vazgeçilmez çeşnisi olan soğanın aynı zamanda harika bir şifa bitkisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak İsviçre'nin Bern Üniversitesi'nde yapılan deneylerde, her gün düzenli olarak kurutulmuş soğan yedirilen farelerde kemik erimesinin yüzde 20 oranında azaldığı görüldü.
Riski artıran sebepler
- Kalsiyum ve D vitamininden fakir beslenme alışkanlığı
- Uzun süreli ve bilgisizce uygulanmış zayıflama diyetleri, beslenme bozuklukları
- Ailede osteoporoz hastalarının bulunması
- Uzun süreli kortizon, tiroid hormonu ve antikonvülsan ilaç kullanımı
- Sigara ve alkol bağımlılığı
- Hareketsiz ve aktivitesiz bir hayat tarzının ısrarla sürdürülmesi