Prof.Dr.iBRAHİM SARAÇOĞLU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Prof.Dr.iBRAHİM SARAÇOĞLU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
| 0 yorum ]

Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlunun önerdiği ses kısıklığı için tarçın çayı tarifi
1 çay bardağı suda bir kabuk tarçını 6-7 dakika kaynattıktan sonra ılınınca tüketiniz.
Not:Tatlandırıcı olarak hiç bir şey katmayın.

| 0 yorum ]

Hazırlanışı: Yaklaşık yarım litre suyu bir tencerede kaynatın. 3 çorba kaşığı kurutulmuş kır papatyasını (büyük papatya olmaz) kaynamakta olan suyun içine atın.
Uygulanışı: Başınızı havlu ile örterek, yüzünüzü buharına tutarak burnunuzdan nefes alıp verin.
Bu uygulamayı 5 dakika uygulayın. 5 dakika tamamlandıktan sonra yarım saat ara verip tekrar beş dakika aynı şekilde başınızı havlu ile örterek uygulayın.
Ertesi gün aynı şekilde 5 dakika uygulayıp yarım saat ara verin ve tekrar 5 dakika uygulayın.
Akıntının gelmeye başladığı gün 3 gün ara verin.Papatya kürünü Sinüzit tamamen kuruyana kadar uygulanması gerekir. Papatya kürü uygulamasının yarım bırakılması halinde sinüzit tekrar edebilir.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Kuyruk sokumunda zaman zaman beliren çıbanlara, halk arasında kıl dönmesi denmektedir. Tıp dilinde kist dermoid sakral olarak adlandırılır. Kuyruk sokumunda bulunan kıl kökleri oturma veya giydiğiniz kıyafetin sürtmesi gibi etkenler ile içe doğru döner ve kıl deri altına doğru büyümeye başlar. Deri altında zamanla oluşan kıl yumağı bu bölgede kistik bir yapı oluşturur. İşte bu bölgenin iltihaplanması cerahatli bir çıbanın ortaya çıkmasına neden olur. Kendiliğinden ya da yardımla patladığı zaman içindeki cerahat boşalır, ancak kistik yapı ve kıl yumağı içeride kaldığı için olay tekrar tekrar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda ısırgan lapası mükemmel bir yardımcıdır.
Kurutulmuş ısırganı çok az suda beş dakika haşlayıp lapasını yapınız. Lapa ılıdıktan sonra 10–15 dakika üzerinde bekletiniz. Lapayı ince tülbente sararak da yaranın üzerine on-onbeş dakika koyabilirsiniz. Bu işlemi yara kapanana kadar haftada iki-üç defa tekrar edebilirsiniz.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu şiddetli kulak ağrısı çekenlere soğan suyunu önerdi.
Ağrıyan kulağın içine 1 damla (fazla değil) soğan suyu damlatın. Ya da kulak temizleme çubuğunun ucundaki pamuğa soğan suyu damlatarak kulağınızın içine sürün.
2 dakika içinde kulak ağrısı geçecektir.

| 0 yorum ]

Taze sıkılmış soğan suyunun faydaları

Taze sıkılmış soğan suyunun en faydalı olduğu kürlerden bir tanesi Ülserif kolit hastalarında diğeride iltihaplı sivilcelerde uygulanan kürlerdirProf Dr.İbrahim Saraçoğlunun anlattığı bu 2 kürün tarifi
Ülsaratif kolitte;iki hafta boyunca,haftada 3 kez öğle yemeklerinden 2 saat sonra bir tatlı kaşığı taze sıkılmış yemeklik soğan suyu içilir.İlk birinci haftada şikayetlerin büyük oranda azaldığı görülmüşür.Birinci haftada rahatlama hissetmeyen ülsaratif kolit hastalarının kürü sonlandırmaları gerekir.Unutmamak gerekirki her ülsaratif kolit hastalarının ayrı bir besine karşı aynı olumlu tepkiyi verecek diye bir kural yoktur.Genel bir kural olmasa da,ülsaratif Kolit hastalarının ortak payda da buluştuğu besin az yağlı pişirilmiş patates yemeğidir.
İltihaplı sivilcelerde uygulanacak kür:Vücudun değişik bölgelerinde ucu sivri iltihaplı sivilcelere karşı yemeklik soğan suyu mükemmel bir kurutucudur.Bu sivilcelerin uç kısmı sarı ipliksi iltihaplı görünümdedir.Zaman zaman kaybolur,zaman zaman tekrarlayarak çıkar.Bu türden sivilceler üzerine pamuğu damlatılan birkaç kuru soğan suyunu 2-3 dakika üzerinde bekleterek etki ettiriniz.Bir hafta boyunca günde 2 kez,6 saat arayla uygulanır.

| 0 yorum ]

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Dişi guatra karşı ebegümeci kürünü öneriyor.
Tiroid bezinin genel anlamda büyümesine guatr adı verilmektedir. Guatrı yeniden oluşan hastaların guatrına halk dilinde dişi guatır denilmektedir. Ancak bu terimin bilimsel olarak geçerliliği yoktur.
Ebegümeci özellikle yeniden oluşan guatra karşı güçlü bir silahtır. Ebegümecinin dişi guatra karşı etkili olabilmesi için özellikle taze olarak kullanılması şarttır. Taze yaprak ve saplarından çayının hazırlanarak içilmesi gerekir.
Dişi guatra karşı ebegümeci kürü
Kaynamakta olan bir bardak klorsuz suyun içine, taze yaprak ve saplarından oluşan yedi-sekiz gram (tepeleme iki yemek kaşığı ) ebegümeci ilave edin.
Kısık ateşte altı dakika demleyin ve sıcakken süzün. Ilıdıktan sonra yudum yudum günde iki kere her defasında taze hazırlayarak için.
Bu küre ara vermeden 15 gün devam edin. Beş gün ara verdikten sonra kürü tekrar edin ve sonlandırın. Gerektiği zaman kürü tekrar edebilirsiniz.

| 0 yorum ]

Prof. Dr. Ibrahim Saracoglu kabızlığa karşı portakal yaprağı kürünü öneriyor:
Taze portakal yaprağı
Kronik kabizliga karşı portakal yaprağı iyi bir çözümdür. Kbizligi giderici kür için kullanılacak portakal yapraklarının mutlaka taze ve yeşil olması gerekmektedir.
Kurutulmuş portakal yaprakları kür için uygun değildir. Portakal yaprağında bulunan hidroksiprolin ve luteolin beta rutinosit etkin maddeleri sindirim sisteminin perisaltik hareketlerini uyararak, kabizligin ortadan kalkması için mükemmel bir destekleyicidir.
Kabızlığa karşı taze portakal yaprağı kürü:
Bir su bardağı suyun içinde 7-8 tane taze portakal yaprağını 10-12 dakika kısık ateşte kaynatın. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocaktan indirerek ılımasını bekleyin.
Ilıdıktan sonra kahvaltıdan en erken bir saat sonra için. Dört gün süre ile günde bir kez içilmelidir.Dördüncü günde kür tamamlanır. İhtiyaç olduğunda kür tekrar edilebilir.
Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

| 0 yorum ]

250 – 300 gram karnabaharı yaklaşık 750 gram kaynayan suya ilave edin. Ağzı kapalı olarak 5-6 dakika hafif ateşte haşlayın.
Haşlanmış karnabaharın suyunun yarısını sabah, diğer yarısını da akşam (aç ya da tok farketmez) için.
Hergün taze olarak hazırlamanız gerekir. Yedi gün müddetle devam ettikten sonra üç gün ara verin.
Üç gün aranın ardından tekrar yedi gün uygulayın ve tekrar üç gün ara verin. Son olarak tekrar yedi gün uygulayın .Bu şekilde kürü tamamlamış olacaksınız.
Karnabahar kürü toplam yirmibir gün süren kürdür (üç günlük aralar hariç).
Burada dikkat etmeniz gereken nokta karnabaharın taze olmasıdır. Pişmiş olan karnabaharı da öğle ya da akşam yemeklerinizde salata olarak tüketebilirsiniz.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Tansiyonu ve şekeri düşürmek için lahana kürünü açıkladı :
Tarlada yetişen beyaz lahanının özellikle ilk 4-5 yaprağını yarım litre suda 15 dakika kaynattıktan sonra ılımaya bırakın.
Sabah ve akşam olmak üzere aç ya da tok karınına birer su bardağı için. Bu kür yüksek tansiyonu olanların tansiyonunu düşürerek normal seviyede tutulmasına yardımcı olur.
Lahana kürü aynı zamanda şeker hastalarının şekerini dengede tutar.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Beyaz lahananın toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici özelliğinden faydalanabilmek için, kaynayan yarım litre suya 6-7 adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak) konularak, on dakika ağzı kapalı olarak kısık ateşte haşlanır, sabah ve akşam olmak üzere aç ya da tok karına birer su bardağı içilir.
Bu uygulamaya toplam beş gün devam edilir. Beş gün uygulandıktan sonra üç gün ara verilirerek tekrar beş gün uygulanır. Böylece toplam on günlük kür tamamlanmış olur.
5 gün uygulama + 3 gün ara + 5 gün uygulama = Toplam 10 günlük kür
Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyen bu on günlük kürü, bir yıl boyunca üç ya da dört kez yapmak en doğrusudur. Bu kürü uygulamaya başladığınızın ikinci ya da üçüncü günden sonra vücudunuzun terlediğini ve özellikle de yüz kısmınızda yağlı yağlı terlediğinizi görüreceksiniz.
Aynı zamanda dışkıda da belirgin şekilde yağ oranının artığı gözlenmektedir. Bu da yağ ile birlikte toksinlerin atıldığını da gösterir. Bu kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo ya da duş yapmanız sizi hem daha çok rahatlatacaktır hem de deri gözenekleriniz açıldığı için daha rahat toksinli-yağ atmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın ki, toksin atan vücut kendini yeniler.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

| 0 yorum ]

Seda Sayan’ın programına katılan ve şeker hastalarına oldukça faydalı bilgiler veren
Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu Şeker hastalarının kan şekerini düşürmek ve dolaşım bozukluğunu gidermek için beyaz lahana kürünü öneriyor.
Hazırlanışı: 4 veya 5 adet beyaz lahana yaprağını bütün olarak, kaynayan yarım litre suya atarak hafif ateşte ağzı kapalı şekilde 15 dakika haşlayın.
haşlama suyuna hiç bir şey ilave etmeyin. Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı için. Beyaz lahana kürü,her gün taze olarak hazırlanarak uygulanmalıdır.
Not:Kültür lahanası bu kür için uygun değildir.İri,yeşil yapraklı,sarımsı renkli beyaz lahana kullanılmalıdır.

| 0 yorum ]

Ayak kokusunu gidermek için :
Malzemeler:
1 su bardağı su
4,5 gr atkuyruğu (Kırkkilit)
Hazırlanışı: 1 su bardağı suyu kaynatarak 4,5 gr atkuyruğu (Kırkkilit) bitkisini kaynamış suya koyarak bekletin. ılınınca ayaklarınızı bu suyla yıkayın. Bu işlemi 2,3 günde bir tekrarlayın.
PROF.DR.İBRAHİM SARACOĞLU

| 0 yorum ]

Bitkiler konusunda başarılı olan Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlunun Dut Kurusu Kürünü 2003 yılından beri uygulayan çok sayıda egzema hastası başarılı sonuçlar elde etmişlerdir
Hiç bir yan etkisi olmayan
Beyaz dut kurusu kürünün uygulamakta oldukça basittir.
Hazırlanışı :Yarım litre suyu çelik tencerede kaynatın. Kaynadıktan sonra içerisine bir avuç beyaz dut kurusu ilave edin ve 7 dakika daha hafif ateşte kaynatın.
Uygulanışı: Kaynama süresi tamamlandıktan (elinizi yakmayacak şekilde) egzamalı elinizi tencerinin içine sokun. En az on dakika etki ettirin (elinizi içerisinde bekletin). Bir saat elinizi yıkamayın. Daha sonra sadece su ile durulayın.
Haftada 3 kez uygulayın.Her defasında taze hazırlanmak zorundadır.
En geç iki hafta içerisinde sonuç alınamıyor ise, kürü uygulamayınız.
Uyarı : Hekim kontrol ve önerilerini ihmal etmeyiniz.

| 1 yorum ]

Şimdi çıtır çıtır simit olsa da yesek ne güzel olur değilmi?Ama Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu simitin üzerindeki küncü yani susamın allerjiyi tetiklediğini belirtti..Sabah Sabah Seda Sayan'ın programına katılan Saraçoğluna göre o gün simit yiyen insanın elleri ve ayak bölgelerinde kaşıntılar olur.(Her insana göre farklılık gösterir) Ama çoğunluk ta allerjik reaksiyonu gözükmektedir.Bu konuda da dikkatli olmamız gerektiğini belirtti.
KAYNAK:Sabah sabah Seda Sayan

| 0 yorum ]

Kuru karanfil; Allahın bir mucizesidir. Özelliği ise ; ishal olunduğu zaman 7-8 karanfili ortadan bölüp çiğnemeden bir kaç yudum suyla yutun.öğleden evvel bir kere öğleden sonra bir defa daha alınmalıdır.10-11 kadar çıkabilirsiniz.Bıçak keser gibi keser ishali…
Eğer yaşlı insanlarda geçmeyen ishal varsa karanfil mucizevi bir yardımcıdır..(Ama hekime mutlaka gidilmelidir.)

PROF.DR.İBRAHİM SARAÇOĞLU

| 0 yorum ]

Vitiligo yani halk arasında ala hastalığı bilinen hastalığa yakalananlar kuru soğan,bulgur ve kahveden uzak durmalıdırlar ve bunu yerine mısır tüketmeliler..Mısırı haşlama olarak yiyebilecekleri gibi salatalara ekleyerek yada suyunuda içerek de tüketebilirler.Karadeniz halkı mısırı çok fazla tükettiğinden vitiligo hastalığına yakalanmazlar

Polen alerjisi olanlar ise;2 litre suya 2 yemek kaşığı üzerlik tohumunu atın ve kaynatın bu suyun buharına yüzünüzü tutun.
Göz Tansiyonu olanlar ise her akşam melisa çayı ve sabahları taza sıkılmış olarak domates suyu tüketmelidirler.
Böbrek taşı bulunanlar ise;Pırasa ve Avakado yaprağı tüketmeliler(Pırasayı pirinçsiz ve zeytinyağı ile pişirerek)Avakado yaprağını da 1 su bardağı suda 1 tatlı kaşığı avakado yaprağı kurusunu (Avakadonun bir yıllık olması gerekir) 5-6 dakika kaynatıyoruz.Ilınınca günde 1 kez 1 hafta 10 gün tekrarlayarak içiyoruz ve sonra bırakıyorsunuz.

| 0 yorum ]

Bu maskeyi uyguladığınız andan itibaren yüzünüzdeki değişikliği hemen farkedebilirsiniz.Sivilce ve siyah noktalara bire bir, taptaze,pırıl pırıl ve pürüzsüz bir cilt için hemen uygulayın
Gerekli malzemeler:
*1 adet taze kırmızı sert sulu tatlı elma
*4 adet taze kayısı
*5-6 kaşık suyu
Yapılışı:
Elmanın kabuğunu çok ince bir tabaka halinde soyun.Çekirdeğini çıkarın, fakat çekirdeğin etrafındaki ince beyaz yumuşak kısmı çıkarmayın bir tencerenin içinde soyulmuş elma ile çekirdeklerini çıkardığınız kayısıları ( kayısılar kabuklu olacak) ve 5-6 kaşık suyu kısık ateşte 6-7 dakika ağır ağır kaynatın. daha sonra blenderden geçirip ılınınca yüz ve dekolte bölümlerine sürün.Yarım saat sonra normal su ile yıkayın.
Bu kürü uyguladıktan ilk 10 dakika içinde gözle görülür olumlu değişimi sizde hemen fark edeceksiniz.
DİKKAT: Bu kürü haftada sadece 1 kez uygulayın.1 den fazla uygulamayınız

| 1 yorum ]

Şiddetli ve kronik kabızlık şikayeti olanlar için, mükemmel bir destekleyici kür. 9-10 adet taze portakal yaprağı bir su bardağı suda 6 dakika hafif ateşte demlenir. 6 cı dakikadan sonra ocaktan indirilir ve ılımaya bırakılır. Sabah kahvaltısından 1 saat sonra tamamı içilir. Bir hafta boyunca bir gün arayla her defasında taze hazırlayarak içilir ve kür sonlandırılır. Kabızlık şikayetinin durumuna göre haftada 2-3 defa tekrar edilebilir.
Not: Kurutulmuş portakal yaprağının bu anlamda etkisi yoktur ve kullanılmamalıdır.

| 0 yorum ]

Kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız ve özellikle zihin yorgunluğunuz varsa Prof.dr. İbrahim Saraçoğlu, çok özel bir formülün tarifini veriyor.
Süper enerji formülü
Bildiğimiz siyah çay (Ancak çok demli olmayacak, açık olacak, poşet çay olmayacak)10-12 sap kuru karanfil
Süper enerji formülü hazırlanışı;Demlenmiş siyah çayın içine kuru karanfilleri atın. 2-3 dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 dakika sonra saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz. Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde farkedeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir formüldür bu....

| 1 yorum ]

Bitkisel tedavi yöntemlerine en sık başvuranlar kanser hastaları. Uzmanlar, bilimsel araştırmaların ’kesin’ konuşmak için yeterli olmadığını söylerken, antioksidan ve Omega 3 yağ asitleri içeren besinlerin kanseri önlediğini doğruluyor. Kemoterapi ve radyoterapinin bir tedavi olmadığını iddia eden Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ise ısırgan otu ve brokolinin kanseri önleyici ve tedavi edici özelliklerine dikkat çekiyor
Araştırmalara göre kanserin olası sebepleri arasında dengesiz beslenme yüzde 35 oranında yer tutuyor. Dengesiz beslenmenin yanına bazı olumsuz yaşam alışkanlıkları da eklenirse bu oran yüzde 85’e kadar yükseliyor. Birçok hastalığın tedavisinde destekleyici unsur olarak kullanılan bitkiler, binlerce kanser hastası için de umudun diğer adı. Çünkü yapılan araştırmalar, bitkisel tedavi yöntemlerinden en sık faydalanan hasta grubunun kanserliler olduğunu gösteriyor.
Tedavi gören kanser hastalarının alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvurma sıklığı ile ilgili Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Ankara Numune Hastanesi’nin yapmış olduğunu bir araştırma var. 704 kanser hastası üzerinde yapılan araştırma, kanser hastalarının yüzde 39.2’sinin alternatif tıp yöntemlerini kullandığını gösteriyor. Alternatif tedavi yöntemlerine başvuran hastaların yüzde 25’i, kullandığı yöntemin yararlı olduğunu düşünüyor.
KANSER HASTALARI ALTERNATİF TIP YÖNTEMİNİ KULLANIYOR
Araştırmaya göre, kanser hastaları, bağışıklık amacıyla ökse otu, dinamizmi artırması amacıyla da papatya ve kekik karışımını kullanıyorlar. Isırgan otu, bal, süt, pekmez, tereyağı, domates, lahana, arı balı, ebegümeci kanser hastalarının başvurduğu diğer bitkisel yöntemler. Araştırma, alternatif yöntemleri kanser tedavisinde kullananların sadece bitkilerden yararlanmadığını da ortaya koyuyor.
Hayvansal ürünler de kanser tedavisinde kullanılırken en çok başvurulan alternatif yöntemler; yurtdışından getirtilen köpekbalığı kıkırdağından çıkarılan yağdan yapılan tabletler ve deniz kaplumbağası kanı. Yapılan araştırmaya göre kanser hastaları, Uzakdoğu kökenli tütsülerin ve muskaların da kanser hücrelerini yok ettiğine inanıyor. Onkologlar ise beslenmedeki antioksidanların, bitkilerdeki fitokimyasal maddelerin ve Omega 3 gibi bazı yağ asitlerinin kanser gelişme riskinin azalmasında rol oynayabileceklerine işaret ediyor.
TEDAVİ EDEMİYORSAK ÖNLEYELİM
1940’lı yıllarda dünya genelinde her 450 kadından biri meme kanserine, her 550 erkekten biri prostat kanserine yakalanırken bugün her 7 kadından biri meme kanseri, her 9 erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Bilimin bu kadar ilerlemiş olmasına rağmen kansere yakalanma riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Bilim ilerledikçe kanser görülme oranı da katlanarak üstümüze geliyor. Demek ki bir şeyler yanlış. Ben diyorum ki madem ki kanseri tedavi edemiyoruz, önleyelim. Önleyici ve koruyu hekimlik benim 15 yıldır üzerinde durduğum, tüm dünyaya tanıtmaya çalıştığım bir konu. Bitkisel kürlerle kanseri önlememiz mümkün" diyor.
Genetik olarak yakalanma riski en yüksek kanser türlerinin bağırsak kanseri ve meme kanseri olduğunu belirten Saraçoğlu, "Benim annemde, babamda bu kanser vardı. Önleyici olarak hormon tedavisi veya kemoterapi alayım diyemezsiniz. Bu diğer ilaçlarda da böyle. Kışın gribe yakalanmamak için antibiyotik alamazsınız. Ama bitkilerin önleyici ve koruyucu gücünden istifade edebilirsiniz" diye konuşuyor.
BİTKİLER DOĞRU TÜKETİLMELİ
Kansere karşı bitkilerin gücünden doğru şekilde yararlanabilmek için doğru miktarda, doğru şekilde tüketimin altını çizen İbrahim Saraçoğlu, her bitkinin kullanımında bir ölçü olduğuna, bilinçsiz kullanımların istenmeyen sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. "Her şey bir zehirdir ama hiçbir şey zehir değildir. Her şeyde bir ölçü vardır. Bugün modern tıbbın bir ilacını fazla alırsanız zehirlenirsiniz. İnsanlar ilaç kullanarak intihar etmeye çalışıyorlar. Bitkilerde de bu böyle. İşte benim kür dediğim nokta da bu. Bitkileri doğru hazırlayacaksınız, doğru miktarda alacaksınız ve doğru tüketeceksiniz. Her şeyin fazlası zarar. Ölçü çok önemli. Bu bitkilere mahsusmuş gibi algılanmasın, her şeyde ölçü çok önemli. Bütün kimyasallar için, bütün sentetikler ya da doğal ürünler için her şeyin fazlası zararlıdır" diyor.
’KEMOTERAPİ YETERSİZ KALIYOR’
Kanser tedavisinde bitkisel yöntemlerden yararlanmak için kendisine başvuranların öncelikle doktorlar olduğunu belirten Saraçoğlu, doktorlar tarafından yönlendirilen hastaların kendisine ulaştığını ifade ediyor. Tek başına hiçbir hastanın tedavisine yardımcı olmadığının altını çizen Saraçoğlu, "Gelen hastaların hekimleriyle mutlaka irtibata geçerim, hangi tedavileri alıyor öğrenirim. Ben hastaların doktorlarıyla görüşerek onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Ve bitkisel olarak destekleyici ve yardımcı tedavi uyguluyorum" diye konuşuyor. Saraçoğlu, kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gören hastalara bitkisel tedavi uygulanmaması gerektiğinin de altını çiziyor.
Kanser rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarının kanseri tedavi etmediğini söyleyen Saraçoğlu, bu tedavi yöntemlerini ’semptomatik’ tedavi olarak nitelendiriyor. Kemoterapi ve radyoterapinin kanser hücrelerinde küçülme sağladığını ama kansere sebep olan mekanizmaları ortadan kaldırmakta yetersiz olduğunu ifade eden İbrahim Saraçoğlu, "Onun için Prof. Dr. Linus Pavling ’Bugünkü klasik kanser tedavisi tıbbın en büyük sahtekarlığıdır’ der. Bunu söyleyen iki tane Nobel ödülünün sahibi bir kimyager. Halkımız zannediyor ki radyoterapi ile kemoterapi ile tedavi oluyorum, hayır. Buranın doğru açıklanması lazım. Ben kesinlikle modern tıbba karşı değilim ama klasik kanser tedavisi bir tedavi şekli değildir" diye konuşuyor.
EN ÇOK TÜKETİLEN BİTKİ ISIRGAN OTU
Türkiye’de kanser hastalarının, kanserden korunmak için sıklıkla başvurduğu bitkilerin başında ise ısırgan geliyor. Doğal olarak yetiştikleri ortamlardan toplanan ısırgan yapraklarının ve ısırgan tohumlarının kanseri önleyici gücü olduğunu doğrulayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, tek başına ısırgan otunun tedavi edici gücü olmadığını vurguluyor. "Bir hastalığa yakalanmadan önceki tedavi ile yakalandıktan sonraki tedavi arasında çok fazla fark var. Isırganın tohumları, yaprakları hakikaten kanseri önleyici güce sahip.
Ama yakalandıktan sonra tek başına ısırgan tedavi edici değildir. Isırgan otunun akciğer kanserine karşı tedavi edici gücü yüzde 3’tür. Ama ısırganın, akciğer kanserine karşı tedavi edici gücünden istifa edebilmek için ısırganla ebegümecini beraber kullanacaksınız. Tek başına ısırgan hayır. Isırganın kandaki trombosit sayısını düşürdüğü söyleniyor. Yok böyle bir şey. Tabii siz çok fazla miktarda ısırgan alırsanız, zararlı. Isırgan vücuttan hem tuz atar hem de su. Isırganı fazla miktarda tüketirseniz vücudunuzun tuz dengesini bozarsınız. Ama ısırganı uygun miktarlarda kullanırsanız zarar değil fayda görürsünüz" diye konuşuyor.
ISIRGAN OTU YERİNE BROKOLİ
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Onkoloji ve Erken Tanı Merkezi Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Metin Aran ise ısırgan yerine brokoli tüketilmesinden yana. Brokolinin kanser rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavi edilmesi için çok yararlı bir besin olduğunu belirten Aran, "Hijyenik olmayan yerlerde toplanan ve temizlenmesi zahmetli olan ısırgan otu yerine brokoli tüketmek daha faydalı" diyor. Prostatit, iyi huylu prostat büyümesi, gırtlak, yemek borusu ve prostat kanserini önleyici, hormon dengeleyici, idrar yolları enfeksiyonu ve mide ülserine karşı etkili olan brokoli, ayrıca önemli bir antioksidan kaynağı olarak gösteriliyor.
BUNLARA DİKKAT EDİN
Beslenmede doğaya dönüşün önemi yanında besinlerin seçimi ve hazırlanış şekli de önem taşıyor. Beslenme alışkanlığında bir diğer önemli konu da yüksek ısıda sağlıklı olmayan pişirme şekli. Çünkü kızarmış veya yanmış et veya balık üzerinde ateşin etkisiyle kanser yapıcı maddeler oluşur.
Dumanlanmış veya nitritler ile tütsülenmiş etler de kanser yapıcı olabilir. Ancak bu kanser yapıcılar az miktarlarda, özellikle kanser koruyucuları içeren bitki ve meyvelerle yenildiği zaman, zararlı olmayabilir. Esasında düşük ısılı buğulama, tencere pişirimi, yumurtanın suda pişirilmesi, yavaş ateşte kaynatmak veya mikrodalga gibi yöntemleri kullanmak daha doğru. Ayrıca, ızgarada pişirilen köftelerin dış yüzlerinde yanmış kömür-katran benzeri maddelerin oluşması da kanser yapma açısından risk taşıyor.
Kişi şişman ise fazla kilolar verilebilir, az yağlı az kalorili besinler yenilebilir, lifli yiyeceklerin miktarı artırılabilir, vitaminler normal yollardan alınabilir. İyi ayarlanmış, uygun seçilmiş ve devamlılık gösteren bir beslenmenin kanser riskini azalttığı unutmayın.