| 2 yorum ]

Cilt lekeleri, ölü deriler, kırılmış tırnaklar için çözümler elinizin altında olabilir. İşte etrafınızdaki ufak tefek şeylerle gelen güzellik..
Yarım limon
Güneş lekeleri için evinizdeki limon iyi bir çözüm olabilir. Limonu ortadan kesin ve lekelrinize sürün. Yüzünüz bu şekilde 3 dakika bekleyin ve durulayın.
Kibrit kutusundan törpü
Tırnağınız kırıldı ancak törpünüzü evinizde unuttunuz.. Kibrit kutusunun yakma şeridi ile tırnağınızı kısa sürede törpüleyebilirsiniz.
Türk kahvesiyle peeling
İçtiğiniz türk kahvesinin telvesini dökmeyin. Kahve telvesiyle bepanten kremi karıştırın ve yüzünüze dairesel hareketlerle sürün. Hoş görünmese de ölü derilerden kurtulmak için en basit çözüm.
Eski maskaralar kullanılabilir
Tarihi geçen maskaranız hala işinize yarayabilir. Eski maskaranızı alt kirpiklerinize sürün. Kalıntılarını temizlemek kolay olurken daha doğal görümüm elde edebilirsiniz.
Bal ile cildiniz parlasın
Kurumuş ve çatlamış ciltler için bir kaşık bal ile şekeri karıştırın. Dudaklarınıza sürün ve bekletin. Böylece yumuşacık ve pürüzsüz, canlı dudaklara sahip olabilirsiniz.

| 5 yorum ]

Çimenlik tarla kıyılarında, orman kıyılarında ve çayırlardaki karınca yuvalarının üstünde yetişir.Güneş ve sıcak istediği için,toprak sıcaklığının fazla olduğu kayalık ve dağlık yerlerde çoğalır.Güneşli öğle sıcağında menekşe renkli çiçeklerden güzel koku yayıldığından,Haziran-Ağustos arası toplanır. Şifası yapraklarındadır. Bunlar saplarıyla toplanır, gölgede kurutulup ufalanır.
*Kekik içerdiği timol sayesinde antiseptik, güçlendirici ve uyarıcı etkisi vardır.Timol yada kekik kafuru virüs ve bakterileri uzaklaştırır.Kekik suyuyla yapılan banyolar vücudu dinlendirir.
*Kekiğin çiçekli sapı idrar söktürücüdür.Vücuttaki yağları eritir.Bu özelliğinden dolayı vücuttaki suyu atar.Hem kilo vermeye, hem de vücuttaki kan sirkülasyonunu hızlandırdığından dolayı kalbe faydalıdır. Spazm gidericidir. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardım eder. Adet düzensizliği ve damar sertliğinde 30gr kekik, 1 litre suda haşlanır, her yemekten sonra birer kahve fincanı içilir.
*Kan şekerini düşürür.Kekik-Tarçın.-1 su bardağı suya yarım kahve kaşığı kekik,yarım kahve kaşığı tarçın konur kaynatılır,süzülür. Sabahları aç karnına içilir.
*Salgı bezlerini uyarıp düzenli çalışmasını sağlar. Her türlü karın ağrısını ve gazı gidericidir. İştah açıcı,hazmı kolaylaştırıcı,mide bulantısını teskin edici olarak kullanılır.Bağırsak parazitlerine karşı etkidir.Kaynatılarak suyu balla içilir.
*Düşükleri kolaylaştırır.
*Baş ağrılarına iyi gelir.Geçici olarak tansiyonu düşürür.
*Hafızayı kuvvetlendirir,kalp sancısına iyi gelir. Ödü buruna damlatılırsa da zihni sadeleştirir, hafızayı yeniler. Ciğeri sara hastalığına karşı iyi gelir.
*Sinirsel yüz ağrılarında kullanılır.Kekikotu,papatya ve civan perçemi ,güneşli havada toplanıp bir kuru bitki yastığı hazırlanıp uygulanır.Diğer taraftan da aynı bitkilerin karışımından hazırlanmış çay içilir. Eğer krampta varsa kurutulmuş Kurtpençesi yastığı da uygulanır.(Başlangıçta İsveç şurubu kompresi hafif bir rahatlık sağlayabilir.)
*Soğuk algınlığında kekik otu pekmezi yemeklerden önce kullanılır.Balgam söktürücüdür.Öksürük,Astım krizini yatıştırmaya, bronşit ve uykusuzluğa iyi gelir:Kekik otu ve sinirli ot karışımından hazırlanan çay,limon ve nöbet şekeri ile karıştırılarak kullanılmalı.Bu çay günde 4-5 kez hazırlanır saatte bir yudum alınarak gün boyuna yayılmalı.(Özellikle çocuklarda) 5′ er gram kekik,sirke ve biraz tuz ile içilir.
*Öksürüğe,bal ile macun yapılıp yenir.(Soğuktan kaynaklanan) Kesme şekerin üzerine günde 3 defa kekik yağı damlatılıp yenir.
*Ağız antiseptiğidir.Diş ağrısını giderir.Kimyon ve sirke ile kaynatılıp gargara yapılır. Çocuklarda kansızlığı önler. İshallere ve zehirlenmelere faydalıdır.
*Kötürümlükte,sinir hastalıklarında,romatizma ve burkulmalarda kullanılır.Kekik otu banyoları yapılır.İçten, günde 2 fincan kekik otu çayı içilir.Dıştan bitki yastığı yatmadan önce ısıtılarak uygulanır. Yastık, mide ve dölyatağı hastalıklarına da iyi gelir.
*Tifo hastalığında 20 dakikalık kekik otu banyosu yaptırılır.
*Yara yanık ve apseleri iyileştirir. Ezik, burkulma, şişlik, morartı ve gut hastalığı, felç tedavisinde, romatizmada kullanılır. Tırnak düşerken oluşan yaraya antiseptik olarak kekik yağı sürülür. Kekik yağıyla yapılan masaj kan dolaşımını arttırır, romatizmaya da iyi gelir. Kekik yağı mide, baş, ve diş ağrılarına iyi gelmekle birlikte tümör yapıcı madde olduğu ve karaciğer üzerinde zararlı etkileri olduğundan dikkatli kullanılmalıdır.
*Egzama ve uyuzda kaynatılarak banyoda sürülür.
*Sara krizlerine karşıda önerilir.Günde 2 fincan çay,yıl boyunca,10 günlük aralarla 2 veya 3 haftalık kürler dahilinde içilir.
*Afrodizyaktır.
*Alkol bağımlılığında; bir avuç dolusu bitki,1 litre kaynar suda haşlanır,üstü kapanır ve demlenmesi için 2 dakika beklenir.Çay termosa doldurulur ve alkolik kişiye her 15 dakikada bir yemek kaşığı içilir.Bunu mide bulanması ,kusma,dışkı- idrar çıkarma,terleme, yeme-içme için duyulan iştah izler.Bu uygulama gerektiğinde yenilenmelidir.
*Saç bakımı için;kafa derisindeki mikropları öldürür. Kan dolaşımını hızlandırır. Dökülen saçların yerine yenisini çıkarır, saçın fazla yağını alır. 6 bardak kaynatılmış suya 1 avuç kekik konur, üstü kapalı olarak 5 dk. kısık ateşte kaynatılır, demlenir ve tülbentten süzülür. Temiz saç bu tonikle ovulur. 125gr kekik, 1litre suda haşlanarak saç banyolarında kullanılırsa, kırılan, dökülen saçları canlandırır, hoş bir parlaklık verir.
*Kekikten doğal boyamacılıkta da yararlanılır. Yapraklarından çeşitli mordanlarla bej, gri ve haki renk elde edilir. Yün ve pamuk ipliklerinin boyanmasında kullanılır.
*Şap hastalığına karşı, hayvanın ağzı kaynatılmış kekik suyu ile yıkanır. Hayvanların dişeti iltihabında bir miktar kekik, şarapla karıştırılarak sürülür.
*UYARI:Hamileler ve guatr olanlar kullanmamalıdır. (Guatrı olanda,tecrübe edilmiştir; halsizlik, mide bulantısı, baş dönmesi,kalp çarpıntısı olmuştur.) Fazla içilirse (günde 2-3 fincandan fazla) tansiyonu düşürür. Yağında tümör yapıcı madde olduğu için dikkatli kullanılmalıdır.
KULLANIM BİÇİMLERİ
Çay hazırlamak:Bir çay kaşığı dolusu bitki, bir fincan kaynar suda haşlanır ve demlenmesi için kısaca bekletilir. Yada 1 kahve kaşığı kekik, 1 su bardağı kaynar suda 10 dakika bekletilir. Günde 2 su bardağı içilir.Banyo katkısı:Bir tam banyo için 200gr.(genel böl. tam banyoya bak)
Kekikotu tentürü: Öğle güneşinde toplanmış çiçekli saplar gevşekçe bir şişeye doldurulur ve üstüne konyak, bitkilerin iki parmak üstüne çıkana kadar eklenir. Güneşte veya sıcak bir yerde 14 gün bekletilir.Kekikotu yağı:Aynı tentür işlemi gibidir, fakat konyak yerine zeytinyağı kullanılır.
Bitki yastığı:Öğle güneşinde toplanıp kurutulmuş bitkiler bir yastığa doldurulur ve dikilir.


Kekikotu pekmezi: Öğle güneşinde toplanmış çiçekler ve saplar bir cam turşu kabına doldurulurken ıslak ellerle nemlendirilirler. Bir sıra bitki, bir sıra ham şeker olmak üzere kap bastıra bastıra doldurulur ve üç hafta güneşli bir yerde bekletilir. Süzme sırasında, şekerlenmiş çiçekler ve saplar, biraz su ile yıkanmalı ve bu su pekmeze eklenmelidir. Elde edilen sıvı ağır ateşte, kaynatmadan ısıtılarak, içindeki suyun buharlaşması sağlanır. Pekmez ne ince, ne de kalın olmalıdır. Bu nedenle, biraz soğutarak denemek gerekir.

| 2 yorum ]

 C vitamini olan greyfurtun olumsuz düşüncelere ve kıskançlık, hayal kırıklığı gibi durumları ortadan kaldırdığını biliyor muydunuz? Kandaki şeker değerlerini düşüren vitamin aynı zamanda dişetlerini de koruyor ve ince bağırsaklarda bazı maddeleri yok ederek sağlıklı bir hayat sunuyor…
Greyfurt, kafa karışıklığı, kıskançlık ve hayal kırıklığı gibi olumsuz düşünce durumlarında ilaç olarak kullanılır. Greyfurt, bu durumları yok eder ve canlandırıcı karakteri ile kararsızlık, sürüncemede bırakma ve geçmiş için kaygılanma durumlarında fayda sağlar. Manik ve depressif arasında gidip gelen durumlarda yardımcıdır. Greyfurt lifi kolesterolü düşürüyor.Yapılan çalışmalarda greyfurt lifinin kolesterolü önemli ölçüde düşürdüğü saptandı
Greyfurt’un faydaları
Bilim adamları, günde iki greyfurt yemenin dişeti hastalıklarına karşı mücadelede birebir olduğunu açıkladı. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, greyfurt vücuttaki C vitamini seviyesini artırıyor, dişetlerindeki kanamayı durduruyor. Antioksidan etkisi olan C vitamini, kandaki şeker değerlerini düşürürken aynı zamanda dişetini koruyor. İngiliz Ağız Sağlığı Derneği tarafından 58 kişi üzerinde yapılan araştırmada, deneklere günde iki greyfurt yedirildi ve diş etlerinin eskisinden çok daha sağlıklı olduğu görüldü.
Greyfurttun önemini bilenler arasında Ediz Hun da bulunuyor: "
Her sabah balıkyağı, greyfurt suyu ve sütten vazgeçmem" (Sabah Gazetesi), Atv hafta sonu ana haber bülteni spikeri Şebnem Sunar Küçük de , TV makyajı yaptığı için cilt bakımına önem verdiğini söylüyor. Küçük'ün vücudu için ihmal etmediği tek doğal bakım ise, her sabah içtiği greyfurt suyu...
Greyfurt sayesinde zayıflamak

San Diego'daki bir klinikteki bilim adamları greyfurdun zayıflamayı destelediğini ortaya çıkarmışlar. Bir deneyde yemekten önce yarım greyfurt yiyen İnsanların kanında daha az miktarda İnselin ve glikoz bulunmuş. Netice: Greyfurt şekerin vücutta eritilmesini desteklediğinden şeker yağa dönüştürülüp vücut tarafından depolanmıyor. Kalp dostu Omega diyeti greyfurt suyu kullanılarak yapılmıştır.
Greyfurtla ilgili bilinmesi gereken başka önemli noktalar da var tabi ki…İlaçla greyfurt suyu içilmemeli.
Tablet olarak alınan ilaçların etkisini artırabilen greyfurt suyunun, bazı durumlarda ölüme bile neden olabileceği belirtildi

| 1 yorum ]

 Mideye kuvvet verir: Baldaki şeker, emilimi en kolay olan şeker olması ve hazmı gerektirmediğinden kolayca kana geçer. Böylece midedeki fazlalıkları dışarı atar.
Kansızlığı giderir: Kan yapıcı özelliğinin yanında, hastalıktan yeni kalkanlarada kuvvet verir.
Damarları açar: Diğer şekerlerin aksine oksijen ile reaksiyona girdiğinde tam yanma meydana geldiği için kanda daha az atık madde bırakır. Kalp adalesine zindelik vermesi ile kalp hastalarına faydalıdır.
Romatizma: Romatizmal hastalıklarda haricen kullanmak hastayı kısa sürede iyileştirir.
Ağrı dindirici: Balın bilhassa buharı ağrı ve sızıyı bir kaç dakika içinde dindirmeye başlar.
Kabızlık: Sıcak bal şerbeti kabızlığı kısa sürede geçirir.
Şişmanlık: Ilık bal şerbetinin zayıflatıcı özelliği vardır.
Varis: Bal, vücutta olan varis ve varis yaralarına masaj yapılarak sürülürse çok faydalıdır.
Sarılık: Balla salatalık rendelenerek yenirse, kanı temizler. Sarılığı kısa sürede iyileştirir.
Terlemeyi giderir: Bal mumu bir kaç gün sakız gibi çiğnenirse burun tıkanıklığı ve terlemeyi giderir.
Karaciğer: Karaciğer ve göğsü temizler. Baldaki ciholin karaciğerin fonksiyonunu kuvvetlendirir.
Yanıklar: Bal, zeytinyağı ve gres yağıyla karıştırılıp yanan yerlere sürülürse acı, sızı çekilmez. Yanık kısa sürede iyileşir.
Nezleyi geçirir: Bal limonla veya sütle içilirse nezle için çok faydalıdır.
Karın ağrısı: Bal şerbeti karın ağrılarını çok kısa sürede dindirir.
Mesane yollarını temizler,idrar söktürür, iltihabını giderir.
İhtiva ettiği A,B,C ve diğer vitaminler ve mineraller insana zindelik verir.
Saça uygulandığında yumuşatır, besler, parlaklık ve canlılık kazandırır.
Nar suyu ile karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse göz keskin görür.
Ayet i Kerime de de buyurulmuyormu ' Balda insanlar için şifa vardır'

| 1 yorum ]

 PROF.DR İBRAHİM ADNAN SARAÇOĞLU

İŞTE MUCİZE REÇETE

1:Kış boyunca aldığınız kilolardan kurtulmanızı sağlıyor.

2:Vücutta biriken toksinleri atıyor,kolon kanserini önlüyor.

3:Kan dolaşımını düzenleyip,vücudun canlanmasını sağlıyor.

4:Selülitleri 3 haftalık kürle yok ediyor.

LAHANA KÜRÜ

Kaynamakta olan yarım litre suya 6,7 adet beyaz lahana yaprağını 10 dakika ağzı kapalı olarak kısık ateşte pişirin

Sabah ve akşam olmak üzere aç veya tok karnına birer su bardağı için ve bu işlemi 5 gün boyunca devam edin

Bu kürü 5 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin,ve tekrar 5 gün devam edin böylece 10 günlük kür tamamlanmış olur.

10 günlük kür için kesinlikle ihtiyacınız olan,miktarı bir defada değil hergün taze olarak hazırlayın.

Kan dolaşımını düzenlemek amaçlı kullanımda 3,4 beyaz lahana yaprağını yarım litre suda hafif ateşte 15 dk pişirin,sabah akşam bir bardak için her 3 günde 3 gün ara vererek toplam 21 gün uygulanır.Ayrıca ikinci 21 günlük kürüde uyguladıktan sonra ikinci ve son kürde tamamlanır.

FAZLA KİLOLARA VEDA EDİN

4,5 adet beyaz lahana yaprağını kaynamakta olan 750 ml suyun içine koyun ve hafif ateşte ağzı kapalı 7 dk pişirin sonra aşağıdaki gibi tüketin

İLK BEŞ GÜN :Hergün sabah akşam 1 su bardağı

İKİNCİ HAFTA:Hergün bir su bardağı

ÜÇÜNCÜ HAFTA:iki günde bir su bardağı

DÖRDÜNCÜ HAFTA:Üç günde bir su bardağı

BEŞİNCİ HAFTA:7 günde bir su bardağı

ALTINCI HAFTA:Altıncı hafta içilmeyecek

YEDİNCİ HAFTA:Bir su bardağı

NOT: ZAYIFLAMAK İÇİN YAPTIĞINIZ BU KÜR , AYNI ZAMANDA TOKSİN ATICI,ARINDIRICI VE KANSERE KARŞIDA KORUYUCUDUR..

| 1 yorum ]

1 ampul c vitamini
1 ampul e vitamini
1 yemek kaşığı bal mumu
2 yemek kaşığı lanolin
2 tatlı kaşığı yasemin yağı
karıştırıp cam kavanozda serin bir yerde 15 20 gün saklanabilir. Her akşam yüze uygulanır göz ve dudak çevresi hariç.Cilt yağlıysa yarım saat tut ve sil. değilse sürüp yatılabilinir.

| 0 yorum ]

 Göz çevresi aynı zamanda, yüzümüzün en nazik ve en zayıf bölgesidir. Dış etkenlere karşı aşırı duyarlı olan bu bölge yıpranmaya müsaittir. Özellikle güneşten çok etkilenir. Çünkü göz çevresindeki deri yüzün diğer kısımlarından 7 kat daha incedir. Kas yapısı da zayıftır. Göz çevresini saran ve o bölgeyi gergin tutan sadece bir tek yuvarlak kas vardır.
Göz çevresi için bakım ürünleri
Yüzümüze sürdüğümüz kremler ya da maskeler göz çevresindeki ince deri için uygun değildir. Göz çevresini nemlendirirken de temizlerken de fazla yağlı olmayan, tahriş etmeyen ve anti allerjik özel ürünler kullanmamız gerekir. Çok yağlı ve aşırı besleyici kremler bu nazik deriye tozların yapışmasına neden olup yağ butonlarına yol açarlar. Ama uygun kremler, göz çevresini nemlendirir ve elastikiyetini korumasına yardım eder. Gözaltı kremlerini kullanmaya ne kadar erken başlanırsa, o kadar iyidir. Kırışıklarınız, göz altı morluklarınız varsa AHA'lı ve K vitaminli ya da bileşiminde östrojen bulunan kremleri kullanabilirsiniz. Göz kremlerini sürerken çok dikkatli olun. Kremi, parmak uçlarınızla yumuşak hareketler yaparak uygulayın. Göz makyajını temizlerken de aynı şekilde özen gösterin. Zorunlu olmadıkça suda erimeyen makyaj malzemeleri kullanmayın. Çünkü bunları ancak yağ bazlı ürünlerle çıkarabilirsiniz. Yağlı temizleyiciler ise göz çevresine zarar verir.
Yorgun ve şiş gözler
Sabah kalktığınızda gözleriniz şiş mi oluyor? Eğer uykusuz kaldıysanız ya da sabah çok geç kalktıysanız bu durum normaldir. Özellikle gece alkol aldıysanız gözlerinizin şişmesine hiç şaşmamak gerekiyor. Fazla kahve içiyorsanız, saatlerce televizyon seyrediyorsanız ya da bütün gün bilgisayar başında oturuyorsanız, yataktan şişmiş gözlerle kalkmak için elinizden geleni yaptığınızı söyleyebilirim! Yine de göz çevresinde bir parça buz gezdirerek rahatlayabilirsiniz. Özellikle yorgunluk ve uykusuzluğa bağlı oluşan şişkinlikler doğal kompreslere çok iyi cevap verirler. Örneğin, çiğ veya kaynamış maydanoz suyu, ıhlamur, zambak, yeşil veya siyah çaylarla yapılan kompresler göz çevresindeki yorgunluk belirtilerini sakinleştirirler. Eğer sorununuz kronik bir hale geldiyse ve ne yaparsanız yapın şiş gözlerle uyanmaktan kurtulamıyorsanız, kalp-damar sisteminde veya böbreklerde bir sorun var mı diye araştırmak gerekir. Bu durumda bir doktora görünün ancak hafif sporların size yardımcı olacağını da bilin. Yürüme, koşma, bisiklet ve aerobik vücutta ödeme yol açan tuz ve toksinlerin atılmasını sağlarlar. Şişen gözleri makyajla kamufle etmek için ten renginizle uyumlu bir kapatıcı kullanabilirsiniz. Kapatıcıyı elmacık kemiklerinize kadar geniş bir bölgeye ince bir kat halinde sürün. Biraz koyu renkli bir far kullanın sonra da sadece üst kirpiklerinizi rimelleyin.
Gözaltı torbaları...
Gözaltı torbaları ayrı bir sorundur. Bunlar bazen yağ torbalarından, bazen de göz altındaki kasın yıllarca kullanılmasında dolayı oluşur. Yorgunluk, uykusuzluk, gerginlik, düzensiz yaşam, alkol ve beslenme sorunları göz altı torbalarını arttırabilir. Bazı insanlarda bu torbalanma adet dönemlerinde belirginleşir. Göz altındaki torbalar kimi zaman böbrek, kalp, tiroid bozuklukları veya büyüme hormonu eksikliğinin belirtisi olabilir. Göz altındaki torbalar yağdan oluşuyorsa, lipoliz tedavisi veya operasyonla düzeltilmeleri mümkündür. Hafif yağ torbalanmaları var ise çevresine dolgu yapılarak görünüm düzeltilebilir.Özellikle orta yaş sonrasında göz altında oluşan bu torbalar, genellikle göz altındaki kasların yıpranmasıyla ilgilidir. Botox enjeksiyonu bu durumda çok etkilidir. Kasları rahatlatarak şişkinliği giderir.
Göz altındaki mor halkalar
Bu sorunun nedeni, göz altındaki derinin incelmesiyle görünmeye başlayan kılcal damarlardır. Görünümü düzeltebilecek en etkili kozmetik önlem ise 'lazer peeling'dir. İkinci sırada, duruma göre kullanılabilecek dolgular gelir. Göz altı bir dolgu maddesi ile hafifçe yükseltilerek mor gölgeler giderilir. Gözaltı morluklarına karşı, papatya veya lavanta çayları ile kompres yapmak size az da olsa yardımcı olur. Çiğ patates dilimleri de göz altındaki morlukları giderir.

| 0 yorum ]

 Su olmadan saglikli bir hayat dusunulemez. Uzmanlar ise suyun soludugumuz hava kadar gerekli oldugu ve yasamin kaynagi oldugu konusunda hem fikirler. Peki, saglikli bir yasam icin ne kadar su icmeliyiz?

1) Yeni gune su icerek baslayin. Bu bir bardak su bobreklerinizi bosaltmaniza ve detoks sisteminizin gun boyu calismasina yardimci olacaktir.
2) Kahvaltidan bir saat oncesine kadar yavas yavas ama kisa araliklarla icilen suyun bircok kronik hastaliklarda tedavi edici ozelligi oldugu aciklanmaktadir.
3) Gunde en az sekiz bardak su icin, mumkun olursa saglikli alkali su icin, ictiginiz su ne kadar temiz ve saglikli olursa bedeniniz suyu o derecede faydali kullanir.
4) Caniniz bir seyler atistirmak istediginde bir seyler atistirmaktansa onun yerine bir bardak su icin ve biraz bekleyin. Goreceksiniz ki bedeniniz sizden yemek degil su istiyormus!
5) Vucudunuzun size ne soyledigini anlamaya calisin, basiniz veya mideniz agriyorsa veya bitkinseniz veya kendinizi iyi hissetmiyorsaniz ilac almadan once bir bardak su icin ve neticeye gore hareket edin.
6) Bas agrisi cekiyorsaniz ilaca saldirmayin. Sadece su yeterli gelmemisse o zaman suda bir magnesium tablet eritin ve icin. Agri kesici kullanmadan da bas agrilarinizin gectigini saskinlikla kesfedeceksiniz.
7) Yemek yerken kesinlikle su ve sulu icecekler icmeyin, suyu yemekten yarim saat once ve sonra icin.
8) Yedigimiz yiyeceklerle de su aliriz. Cunku onlarin icinde de su vardir. Organik olarak uretilen urunleri tercih ederseniz yiyeceklerle beraber aldiginiz suyun kalitesi de iyi olur.
9) Su her yiyecekte ayni kalite ve ozellikte bulunmaz, bu durum bedenimizde bulunan sular icinde gecerlidir. Icimizdeki su bizim ruh halimize gore surekli kendi kendini degistirme gucunu icinde barindirir.
10) Stresli ya da endiseli oldugunuzda bir bardak su icin. Su vucut sivinizi ve elektrolit dengesini duzenleyerek sakinlesmenize yardimci olacaktir. Farkinda misiniz? Sinirlenince ya da heyecanlaninca dudaklariniz kurur ve yapismaya baslar. Bu, bedenin dogal olarak o anda su ihtiyacini size gostermesidir.
11) Akilica yemek yiyin. Kalori, karbonhidrat ve yaglari cok fazla hesaplamaniza gerek yoktur. Sadece asidik ve hijyenik olamayan yiyecekleri yemeyin.
12) Karacigerinizin yediginiz yiyecek ve iceceklerdeki bakteri, virus, ve kimyasallari temizlemek zorunda oldugunu unutmayin! Bol, temiz ve kaliteli alkali su icerek karacigerinize asli gorevini yapabilmesi icin yardimci olun.
13) Hazir yiyeceklerden, fast-food'lardan, gazli iceceklerden, katki maddeleri iceren her tur hazir gidadan uzak durun. Tabii burada asil suclu olan food'dan ( yemek ) cok isin fast ( hizli ) kismidir. Cunku hizli yemek pek cok rahatsizligin kaynagidir.
14) Yediginiz yemeklerden keyif almaya calisin, iyi cigneyin ve yemek esnasinda gazete okumayi ve TV izlemeyi birakin. Yediklerinizi iyice inceleyin, onlarla bir diyalog icinde olun.
15) Fazla cay, kahve, alkollu icecek icmeyin. Bu tur icecekler diuretik olduklarindan, vucudunuzda su kaybina neden olurlar. Sayet mecbur kalirsaniz bunlardan fazla ictiginizde dengelemek icin bol miktarda su ya da mumkunse alkali su icin.

| 1 yorum ]

Genç kalmak isteyenlerin şifa listesinde bulunması gereken bir bitki ısırgan. Tohumundan elde edilen yağın da, gençlik için üretilmiş ürünlerin içeriğinde yer alması dikkat çekiyor. Vikingler de dahi kullanılmış olan ısırgan tohumu yağı, "gençleştiren ürünler" listelerinde bulunuyor. AHA maddesini içerdiği için, cilde çok yararlı olarak adından söz ettiriyor. Aynı zamanda "Gençlik yağı" olarak da adlandırılıyor. Avrupa'da şifalı bitki dükkanlarında bu isimle satılıyor. Isırganın mucizevi gücünden, bazı ünlüler de yararlanıyor.

Örneğin, gençlik sırlarını açıklamaktan çekinmeyen sanatçı Nükhet Duru'nun mutfağından hiç eksik etmediği bitkiler arasında yer alıyor. Genç ve güzel bir cilt için, içinde ısırgan tohumu yağı bulunan kremleri ya da ürünleri kullanmanız da çok daha faydalı. Öte yandan sağlıklı yaşam için, bir tatlı kaşığı ısırgan tohumunu balla karıştırıp her gün yiyebilirsiniz. Ancak günlük alınacak ısırgan tohumu 8-10 gramı geçmemeli.


GENÇLIK YAĞI VE MUCIZESI Kök hücrelerini onarıcı özelliği de olduğu söylenen ısırgan otunda demir, histanim, seratonin, formik asit, asetilkolin, potasyum, A ve C vitaminleri bulunuyor. Herbalium Şifalı Ürünler Merkezi'nce hazırlanan kırışıklık giderici ürünün formülünde de bulunan mucizevi "ısırgan tohumu yağı"nı Herbalist Volkan Kurt anlattı: "Sorunlu ve kırışıklık problemi olan ciltler için ürettilen üründe bir çok şifalı bitki yağı var. Hepsinin de kırışıklıkları önlemede, cilt sorunlarını gidermede farklı etkileri mevcut. Ancak, Gençlik yağı (Jugendöl) yani ısırgan otu tohumu yağı da bu karışım içinde özellikle yer alıyor. Hiçbir yan etkisi bulunmayan bu formülle, dokusal dayanıklılık korunuyor (yaşlanma geciktiriliyor), yeniden oluşumun güçlendirilmesiyle doğrudan bağışıklık sistemi ve direnci desteklenmiş oluyor" dedi. Kaynak:Takvim Gazetesi

| 0 yorum ]

 Hepimize geçmiş olsun yaşlanmaktan kurtulduk. Üstelik doğal ve çok ucuz.Sizin için sandıklardan ve büyüklerimizin aklının bir köşesinde gizlenmiş güzellik formüllerini bulduk.
Babaannem doğru söylüyormuş… (Bunu duysa nihayet derdi...)
Güzellik içten gelir, ama biz dışarı çıkmasına izin vermiyoruz. Uzun zaman önce yemekten ya da içmekten vazgeçtiğimiz ürünler, güzellik kaynağı.
Nerede o eski, makyaj yapmadan güzel ve ışıltılı ciltlere sahip olan kadınlar?
Sorunun cevabı zaten içinde, satır aralarında. Gerçek sermayemiz olan cildimize yapmadığımızı bırakmadık. O da bize matlık, sivilce, leke ve kırışıklık olarak karşılık verdi.
Şimdi eski kadınlar etrafta bugünkü kadar çeşitli ürün yokken o buğulu güzelliğe nasıl sahip olmuş bir düşünelim... Eski film yıldızları botoks yokken, ya da pahalı cilt bakımı ürünleri bulunmazken nasıl efsane güzeller olmuşlar?
Kleopatra ya da Hürrem Sultan sizce yüzüne ne sürmüş? Bu güzellikleri ile nam salmış kadınlar hangi kozmetologla çalışmış? “Tabii ki ben diyeceğim” ama siz inanmayacaksınız (Belki ben uzun yaşamın ve gençliğin formülünü buldum ve saklıyorum.).
Adımı verecektim, ama toprak anaya ayıp olur diye vazgeçtim.
Peki sihirli formül nedir?
İlk önce cilt temizlenir. (Ne ile diye soracak olursanız, steril edilmiş süt ile)
Mısır ve maydanoz tohumlarından elde edilmiş özel olarak geliştirdiğim peeling’le gözenekler temizlenip cilt arındırılır.
Portakal, kivi ve özel formülümle karıştırılmış maske cildi yenilemesi için 20 dakika ciltte bekletilir.
Sonra parmakları kelebek gibi hareket eden güzellik uzmanlarınca lifting masajı yapılır.
Ve cilt canlandırıcı kreminizin uygulaması ile bakımınız sona erer.
Bütün bunlar 30-40 dakikalık bir bakım süresinde cilde uygulanır ve size parlak ve dinamik bir görünüm sağlar.
Bu bakımı denemeniz şart

| 0 yorum ]

  Yeşil çayla ilgili birçok olumlu şeyler duyarız ancak tam olarak nelere yararlı olduğunu bilmeyiz. Yeşil çay hastalıklarla, iltihabi rahatsızlıklar ve kalp hastalıklarıyla savaşmanızı sağlar mı? İşte yeşil çayın 7 yararı..
Kanser riskini önler
Yeşil çay tedepen tırnağa kanseri önlemeye yardımcı oluyor. Araştırmalara göre düzenli içilen yeşil çay, akciğer, gırtlak, mide, bağırsak ve prostat kanserlerinin gelişmesini, büyümesini ve yayılmasını önlüyor.
Cildinizi yumuşatır
Yeşil çay kaşınma ve şişliklere karşı doğal bir antiseptiktir. Bir yeriniz yandığında, kestiğinizde ya da bir şey ısırdığında üzerine biraz yeşil çay dökün ya da ilgili yere yeşil çaylı pamuk koyabilirsiniz.
Cildinizi korur
Laboratuvarlarda cilde doğrudan uygulanan yeşil çayın cildi güneş yanıklarından ve kanserden korumaya yardımcı olduğu görüldü. Yeşil çayınızın nemlendirici ve güneşten koruyucu özelliğinden yararlanabilirsiniz
Tansiyonu düşürürYeşil çay içmek 120 / 80 arasında sağlıklı bir tansiyona sahip olmayı sağlıyor. Günde yarım fincan çay içenler, içmeyenlere göre hipertansiyon gibi rahatsızlıklara % 50 daha az risk taşıyor. Bunun nedeni ise yine yeşil çayda bulunan polyphenoller..

Hafızayı korur
Yeşil çay hafızayla ilgili sorunları önler. Günde en az 2 fincan yeşil çay içenlerin algılama ve zihinsel işleyişlerinin içmeyenlere göre daha az . Yeşil çaydaki antioksidanlar Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı beyni koruyor.
Genç kalmanızı sağlar
Yeşil çay hücrelerinizin daha uzun ömürlü olmasını ve daha genç ve sağlıklı kalmanızı sağlar. Kalp hastalığı gibi riskleri azaltır, ömrünüzü uzatır ve enerji verir. Günde 1, 5 bardak yeşil çay içmek kolesterol ve yağın vücut tarafından emilimini önler.
Zayıflatır
Zayıf kalmak bazılarının yeşil çay içmesi için yeterli bir sebep olabilir. Yeşil çay kalori yakmaya yardımcı olur. Her gün az da olsa içenler için bu oldukça sevndirici olmalı!

| 0 yorum ]

 Havuç
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir. Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi.
Ihlamur
Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.
Kavun
Kavun meyve olarak çok yenildiği gibi tohumları (çekirdekleri) de tıbbî olarak kullanılmaktadır. Olgun kavunların çekirdekleri kurutulur. Çekirdekler halk tabâbetinde öksürüğe karşı (çekirdekleri suda, suyu yarıya ininceye kadar kaynatılıp içilmesiyle) kullanılır. Ayrıca kavun, sinirleri yatıştırır, böbreklerdeki kanı temizler, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Barsaklarda ülser ya da iltihab olanlarla, şeker hastaları ve yüksek tansiyonu olanlar yememelidir.
kudret narıMomordicae charantiae


Mide ve barsak ülserine karşı dahilen kullanılır. Yara, çıban ve ekzemalarda haricen kullanılır.

| 1 yorum ]

 Hayranlarının “Disko kraliçesi” adını taktığı Demet Akalın, yeni albümünü çıkarmak için geri sayıma başladı.
Merakla beklenen albümünü önümüzdeki günlerde sevenlerine sunacak olan Demet Akalın, imajını da tepeden tırnağa yeniledi. Seçtiği kostümlerden saç ve makyaj şekline kadar pek çok yeniliğe giden Akalın, bu imajın hayranlarının taktığı “Disko kraliçesi” adına daha uygun olduğunu söylüyor.
Akalın’ın bir şarkısına ünlü DJ Suat Ateşdağlı remix yaptı. Güzel popçu, hip-hopçu Funky C ile düet yaptığı şarkının ise yaza damga vuracağını söylüyor. Demet Akalın, albümünün kayıtlarını Londra’da Grammy ödüllü Tim Young’la yaptı.
Demet Akalın ve yeni albümü ‘Dans Et’ 12 Mart günü müzik marketlerdeki yerini alıyor. Akalın “Dans Et” albümünde son anda bir değişiklik yaptı.
13 rakamının uğursuzluğuna inanan şarkıcı, bu nedenle albümü 13 şarkıyla tamamlamaktan vazgeçip bir parça daha ekledi. ‘Şimdi albüm için her şey hazır. Tanıtım gecesinde sevenlerimle yeni şarkılarımı paylaşmak için sabırsızlanıyorum’ diyen ünlü şarkıcı, tanıtımı 14 Mart gecesi Discorium’da yapacak.
Dans Et Albümünde yer alan çalışmalar ise şu şekilde:
1. Dans Et - 04:49
2. Mucize - 04:44
3. Bebek - 04:45
4. Gururum - 05:10
5. Çekilmiyor - 04:16
6. Selam Söyle - 04:40
7. Geç Kalmadın Mı - 04:55
8. Aldatıldım - 05:11
9. Gölge Etme - 03:51
10. Bulamadım - 03:39
11. Kına Yak - 02:57
12. Mucize (Remix) - 04:43
13. Dans Et (Remix) - 06:02
14. İki Kelime - 01:24

| 0 yorum ]

Sivilcesiz güzellik için...
"Bazı besinler bende sivilce yapıyor": Yanlış

Besinler ve akne üzerine yıllarca süren çalışmalar sonunda herhangi bir besinin akneye sebep olduğu görülmedi. Ne çikolata akne yapar, ne yağlı yemekler ne de süt. Eğer öyle olmuş olsaydı o besinlerden yemeyerek insanlar sivilcelerinden kolayca kurtulurlardı. Oysa gerçek öyle değil. Beslenme şeklinizi değiştirerek sivilcelerden kurtulamazsınız, kurtulan da görülmedi. Sivilcelerden ancak sivilce tedavisiyle kurtulabilirsiniz.
Sivilceler hakkında yanlışlar ve doğrular
"Yüzümü iyi yıkarsam geçer": Yanlış
Temizlik eksikliği sivilceye neden olmaz. Eğer öyle olsaydı yüzünü hergün düzenli yıkayan kimselerde sivilcelerin geçmesi, fazla yıkamayan kimselerde de çıkıyor olması gerekirdi.
Yüz yıkanarak ancak yüz temizlenir fakat sivilceler geçmez. Hatta aşırı yüz yıkamak yüz derisini kurutup hasar bile verebilir ve bu hasar mevcut sivilceleri artırabilir.
"Stres sivilce yapar": Yanlış
Stres sivilcelere yol açmaz. O yüzden stresten kurtularak sivilcelerin geçmesini beklemek boşuna. Dahası stresli insanların kullandığı bir takım ilaçlar yan etki olarak sivilce yapar.
Stres, cilt yüzeyine daha fazla sebum salgılanmasına neden olarak belki dolaylı olarak mevcut sivilceleri arttırabilir ancak hiç yoktan sivilce varetmez. Stressiz olduğu bilinen kimselerde de sivilce çıkabilir. Sivilcenin tedavisi başka türlü, stresin tedavisi başka türlüdür
."Güneşışığı sivilcelere iyi gelir": Hayır
Sadece yüzünüz biraz daha bronzlaşacağı için sivilceler daha az dikkat çeker. Güneş ışığı birkaç sivilceyi kurutsa bile yenilerinin gelmesini engelleyemez, epidermise(cilt üstü tabakası) zarar verebilir ve ilerleyen safhalarda sivilceler artabilir.
Güneş ışığına maruz kalmak ciltte erken yaşlanma ve yanıklara neden olabilir. Güneşe çıkmadan önce koruyuculuk katsayısı en az 15 olan koruyucu losyonlar kullanmanızı tavsiye ederiz. Sivilceleriniz içinse sivilce tedavisi görmekte fayda var.
"Sivilcelerimi zaman zaman patlatıyorum": Sakın!
Sivilcelerinizi patlatmakla mikroplara davetiye çıkarırsınız ve eğer enfeksiyon kaparsanız yüzünüzde ömür boyu geçmeyecek kalıcı yaralar meydana gelebilir.Siyah noktaları(komedonları) da sıkmamak gerekir.
"Sivilceler yaş ilerledikçe geçer": Tam böyle değil!
Sivilceler ileri yaş grubunda daha az görülür. Ancak sivilcelerden büyüyerek kurtulunmaz. Bazı kimselerde sivilcelerin neden olduğu kalıcı yaralar vardır. Tedavi edilebilecek bir hastalığı tedavisiz bırakmamak ve kalıcı yara riskinden mümkün olduğu kadar erken kurtulmak gerekir.
20-44 yaş arası insanların yüzde yetmiş beşinde akne görülmezken geriye kalan yüzde 25'inde akne mevcuttur. Bazı hanımların adet dönemleri boyunca değişen hormon dengeleri sivilcelere neden olabilir. Doğum kontrol hapları sivilce yapabilir. Hamilelikte de sivilce görülebilir.
Sivilcesiz güzellik için...
Doğal maskeler
Doğal maskeler, ani etkili olup cildi nemlendiriyor, tazeliyor ve kırışıklıkları gideriyor. İçerdikleri maddelere göre ciltteki işlevleri de değişiyor. Kimi yağlı ciltlere iyi gelirken, kimi kuru ciltlere nem kazandırıyor.
Ancak dikkat! Cilt tipinize uygun olmayan maddeleri içeren bir maske, cildinize zarar verebilir. Örneğin; kuru ciltliyseniz limon ve greyfurt gibi turunçgillerden uzak durmanızda yarar var.
Önce cilt tipinizi belirleyin. Cildinize uygun meyve ya da sebzeyi seçin. Yapraklı sebzeleri kaynar suda 3 dakika bekletip süzün. Soğuyunca cildinizin üzerine yerleştirin. Diğer sebzeleri ise robotta püre haline getirin. Akmayacak kıvama gelince maskeniz hazır demektir.
Maskeyi sürmeden önce cildinizi temizleyin. Çünkü kirli cilt maskeyi özümseyemez. Bunun için bir parça pamuğa temizleme sütünü döküp önce tüm cildinizi temizleyin, sonra ılık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.
Maskeyi göz ve dudak çevresi hariç tüm yüz ve boynunuza kalın bir tabaka halinde sürün. Kesinlikle bir yere uzanıp kafanızdaki düşünceleri boşaltın. Çünkü bu pozisyon, vücudun gevşemesine yol açarak hem maskenin akmamasını hem de cildin maskeyi daha kolay özümsemesini sağlıyor.
Önerdiğimiz maske tariflerindeki bekleme sürelerini aynen uygulayın. Aksi durumda maske cildinize zarar verebilir. Maskeyi temizlemek için ılık suya batırılmış pamukla cildinizi silip yıkayın ve havlu ile tampon yaparak kurulayın. Sivilcesiz güzellik için...
Sivilce maskesi
Malzemelerimiz sadece bebe pudrası ve limon kolanyası. Yani evimizde rahatça bulunan şeyler. İlk önce bebe pudrasını bir kaba döküyoruz(istediğiniz kadar sivilce bölgesini kaplayacak kadar olması iyi olur) daha sonra üstüne kolanyayı dökün.
İkisini karıştırın. Bu oluşan maskeyi sivilce bölgesine sürün. Daha sonra kuruyunca kendi kendine dökülecektir. Hepsi dökülünce yüzünüzü güzelce yıkayın. Eminiz işe yarayacak! Kolay gelsin.
Kızarıklık sorununa ahududu maskesi
Cildinizde dolaşım sorunları var. Kılcal damarlarınız zaman zaman hiç de estetik olmayan görüntülere yol açıyor. Sivilceler ve yer yer kızarıklıklar ortaya çıkıyor.
Öncelikle kan dolaşımını hızlandıran sebze ve meyveleri araştırın. Frenküzümü, ahududu, böğürtlen ve çilek gibi meyveler bu konuda can simidiniz olabilir. Ayrıca içerdikleri bol A vitamini sayesinde cilde pürüzsüz ve kadifemsi bir görünüm kazandırırlar.
1 avuç dolusu çilek veya ahududuyu bir kâseye alın. Püre halinde ezip cildinize sürün. Ancak cildiniz kuru ise çilek püresine 2 çorba kaşığı süt kreması ekleyip karıştırın ve temizlenmiş cildinize uygulayıp 10 dakika bekletin. Yıkayıp kurulayın.

| 1 yorum ]

 Merhaba Suna Hanım, ben 28 yaşında çalışan bir bayanım. Sorunum ciltteki kuruluk! Karma bir cilde sahibim. Yanak çevrem kuru ve kaşınıyor. Nemlendirici kullansam da fayda göremedim. Sizden bir ricam var, bana ne önerirsiniz günlük bakım için. Teşekkürlerimi sunarım.
Dışarı çıkarken güneşten koruyucu kullanın. Cildiniz karma ve kuruya dönük. Yanaklarınıza doğal peeling yapın. Bir yemek kaşığı toz şekeri, bir yumurta akı ile karıştırın ve cildinize sürün. Yavaşça ovarak çıkarın.
Kırışık gidermek için talk pudrasını deneyin
Sayın Suna Hanım, ben fazla kozmetik kullanmıyorum. Sizden ricam, bana kırışık giderici bir güzellik kremi önermeniz. Bir de sedef için bitkisel bir formülünüz var mı?
Bir kilogram suya bir su bardağı zeytinyağını koyun ve dört saat kısık ateşte kaynasın. Ilıdıktan sonra alabildiği kadar talk pudrası koyun. Ama dikkat edin çok katı olmasın. Kek hamuru gibi olsun. Yüzünüze ve vücudunuza sürün. Ara sıra elma suyu ile kompres yapın.
Pastane mayası sivilce izine
Sevgili Dumankaya, köşenizi sürekli takip etmeye çalışıyorum. Benim sorum sivilcelerden sonra kalan izler ve gözeneklerin genişlemesiyle ilgili.
Bir yumurta akını, bir çay kaşığı limon suyunu ve aynı ölçüde balı, iki yemek kaşığı pastane mayası ile karıştırın. 20 dakika ciltte kalsın.
Selülite susam yağlı ve limonlu bir formül
Sayın Suna Hanım, cildiniz ay gibi, inşallah bu güzelliği önerdiğiniz formüllere borçlusunuzdur. Benim obeziteye yakın kilo problemim vardı, nihayet o problemi hallettim, ama vücudumda deformasyonlar oluştu. Ayrıca cildimde açık gözenekler ve derin siyah noktalar var. Kitabınızı aldım, selülit için en basit tarif aspirinli olan gibi görünüyor. Yalnız miktarı anlayamadım! Ve bacaklardaki varis için geçerli bir formülünüz var mı?
Yüzün, hamama gidin. Ardından cildinize bolca maskeler yapıp sürün. Böylece deformasyondan çabuk kurtulursunuz. Selülit için 20 aspirin, 10 limon suyu çıkarın. Limon suyu kadar susam yağı karıştırın ve cilde masaj yapın. Varis için ara sıra haşlanmış lahana yaprağını sarmayı deneyin.
Sirke limon egzamaya iyi gelir
Ben 31 yaşında çalışan bir kadınım. Benim en büyük problemim göz kapaklarımın üzerinde egzamam var. Hangi doktora gittiysem çare bulamadılar. Başlangıcı ise şöyle oldu: Bir gün çamaşır suyu değdi göz kapağıma. O günden bugüne iki yıldır çare bulamadım.
Egzama su ve sabunu sevmez. Yoğurt ve süt kullanmayın. Sirke-limon karışımıyla ellerinizi yıkayın, kimyasal maddeler kullanmayın.
El tırnaklarına tuz
Merhabalar, el tırnaklarımda çizgiler var. Yol yol çizgiler tırnaklarımın tamamında var ve beni çok rahatsız ediyor. Bu çizgileri yok edebilir miyim.
Eşit miktarda badem yağı, bir çay kaşığı tuz, yarım limon suyunu karıştırın ve bekletin. Haftada üç gün E vitamini alın.
Göz morlukları patatesle geçer
Sayın Suna Dumankaya, 28 yaşında bir okurunuzum. Köşenizi büyük bir beğeniyle takip etmeye başladım. İyi ki varsınız da bize yardımcı olabiliyorsunuz. Suna Hanım, benim özellikle merak ettiğim bir konu, göz altlarımdaki sorunla ilgili. Göz altlarımda morlaşma oldu son yıllarda. Bir de küçük küçük benekler var. Bu benekler yaz bezesiymiş öğrendiğim kadarıyla.
1- Bu morluk problemini gidermek için ne yapmalıyım?
2- Yağ bezelerinin yok olması için bir formülünüz var mı?
3- Genel olarak göz çevresi bakımı için önerebileceğiniz maske ya da buna benzer şeyler var mı?
4- Bir de yüzümde kırmızılıklar var. Bunları yok etmek ya da yatıştırmak için bir yöntem var mı?
Size şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Unutma, her şeyin çaresi doğada saklı, yararlanmayı öğrenelim.
1- Morluklar genelde uykusuzluk, yorgunluk sorunu yaşayan alerjik yapıdaki insanlarda olur. Sağlığın için doktora görünmelisin. Ayrıca patates suyu kompresi yapmayı dene.
2- Yağ bezlerinin sebebi kolesterolüne baktırmalısın. Tecrübeli uzmanlar alabilir de...
3- Bir tutam pirinci haşlayarak suyunu göz kenarında kompres yapabilirsiniz.
At kestanesi varisin ilerlemesini durdurur
Suna Hanım, benim varis sorunum var. İğne ve lazerle tedavi oldum, ama hálá morluklardan kurtulamadım. Bir de buna lazer yanıkları eklendi üstelik. Cildim de çok kuru. Bana ne önerirsiniz?
Varisler birçok insanın sorunu, daha oluşmadan önce veya rahatsızlığın başlangıcında önlem almak en iyisi... Çünkü ilerleyen vakalarda kişiyi epey uğraştırıyor. Size iyi bir damar hastalıkları uzmanına gitmenizi öneririm. Ayrıca artık aktarlarda elma sirkeli at kestanesi solüsyonu satılıyor. Bundan bir bardak suya 10 damla damlatıp içebilirsiniz. Sorunun ilerlemesini önleyecektir. Bir de varisli bölgeyi rahatlatmak için bir soğanı haşlayıp ezdikten sonra o bölgeye sürün, sarıp bir süre bekletin. Geçmiş olsun.
Güneş lekesine yulaflı maske
Suna Hanım, ben 34 yaşındayım. Yüzümün özellikle T bölgesi çok yağlı. Bu nedenle sivilceler ve sivilce izleri hiç eksik olmuyor. Ayrıca son üç senedir yoğunlaşan kahverengi güneş lekelerim var. Koruyucu güneş kremleri de yüzümü parlak ve daha yağlı gösteriyor. Bu durumdan nasıl kurtulurum?
Güneşten yararlanırken ölçülü olmak gerek. Bu nedenle mutlaka 20 faktörlü koruyucu krem kullanın. Temiz cilde sürdüğünüzde parlamaması lazım. Ayda bir de cilt bakımı yaptırın. Evde uygulayabileceğiniz yöntem ise şu: Eşit miktarda yulaf, kil, el kremi ve suyu karıştırın. Cildinize sürün, 5 dakika beklettikten sonra ovarak çıkarın. Bunu haftada bir uygulayın. Lekelerin açılmasını sağlar.
Sevgilerimle,
Suna Dumankaya

| 0 yorum ]

 "Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır" diyen Prof. Topuz, öyle şeyler söyledi ki; göz göre göre kanser oluyoruz...
Prof. Dr. Erkan Topuz,
yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı...
Esra Ceyhan'ın Kanal D'deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı.
Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.
Erkan Topuz, bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılardan bahsetti. "Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı.
"Ben gerçekleri anlatıyorum. Ama çok fazla anlatmıyorum çünkü her şey sarsılabilir Türkiye'de" diyen Topuz'un sarsıcı açıklamaları şöyle:
-Evde sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşmamalılar. Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)
-Kanserle mücadele anne karnında başlıyor. Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.
-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, hepsinden günde en azından 3-5 tane yesinler. Her bir renkte bir şeyler var.
-Kırmızı et alsınlar gebeler haftada 2 kere. Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.
-En tehlikeli yer halıdır. Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.
-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven kullanın. Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünüdür, kanserojendir. Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.
-Her türlü deterjandan kaçınız. Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.
-Beyaz olan her türlü iç çamaşırınızı muhakkak yeni aldığınızda en az 2 kere kaynatınız. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.
-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.
-Sebzeleri mevsiminde dondurup saklamakta fayda var. Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
-Radyasyon kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biridir. Televizyondan çok uzak duralım.
-Çocuklarınıza haftada 2 kez balık çorbası içirin ama içine zerdeçal koymak suretiyle. Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.
-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli. Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.
-Kanola yağı kızartma için en uygun yağdır. Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.
-Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri 15 günde bir yiyebilirler. Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.
-Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.
-Çocuklarımızı beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan koruyalım.
-Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.
-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır. Ucuz beslenmedir.
-En faydalı gıdalardan birisi cevizdir. Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.
-Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.
-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.
-Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.
-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın. İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.
-3 ayda bir suyunuzu değiştirin. Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.
-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey... Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
-Meyva suyu yerine posasıyla tüketin. Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.
-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.
-Çocuklarımızı yeşil plastik sahalarda oynatmayınız. Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.
-Havuzların iyi temizlenmesine dikkat ediniz. Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine kansere hazırlık yapıyorsunuz spor yerine.
-Bütün beyazlatıcılardan kaçınız. Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.
KANSER DALGA DALGA GELİYOR
Prof. Dr. Erkan Topuz,
verdiği şu çarpıcı bilgi ise kanserin boyutlarını açıkça ortaya koymaktaydı: "Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer."
Erkan Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, "Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller" diye konuştu.

| 0 yorum ]

 Artık devir sadece kalori hesabına dayalı klasik diyetle zayıflama devri değil. Beden tipinize uygun beslenme hangisi?
Siz hangisisiniz?
Ayurveda sistemine göre Vata, Pitta ve Kapha beden tiplerinin hayat biçimleri birbirinden farklı.
Kalori hesabına son
Akşam gazetesinin haberine göre, artık devir sadece kalori hesabına dayalı klasik diyetle zayıflama devrini geçti. Beden tipinize uygun, yaşa, cinsiyete uygun, mevsime uygun ve yaşamsal özelliklerinize uygun
sağlıklı ve bilinçli doğal beslenme var artık.
Verdiğinizi geri almayacaksınız
Çünkü sadece kalori hesabına dayalı diyetlerle zayıflıyorsunuz ama sonra verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alıyorsunuz.
Vata tiplerinin özellikleri
Hafif, ince bir yapı
Etkinlikleri çabuk yerine getirme
Düzensiz acıkma ve sindirim
Hafif ve sık sık kesilen bir uyku, uykusuzluk
Coşku, canlılık, düşgücü
Kolay heyecanlanma, değişen ruh halleri
Yeni bilgiyi çabuk kavrama ve çabuk unutma
Endişeli olmaya eğilim
Kabızlığa eğilim
Kolay yorulma
Patlamalar halinde gelen zihinsel ve bedensel enerji
Vata tipinin ana teması 'değişkenlik'
Vata kişilerinin ne yapacağı belli olmaz. İşleri başlatmakla sorumludur, bitirmekle değil.
Bu tip kimseler bir şey satın almadan sürekli alışverişe çıkarlar, bir sonuca varmadan devamlı konuşurlar ve kronik olarak doyumsuzdurlar.
Birçok Vata'nın üzüntüye eğilimi vardır ve uykusuzluk çekerler. Normal Vata uykusu bütün tipleri içinde en kısasıdır, altı saat ya da daha az ve yaş ilerledikçe süre kısalır.
Sindirim sistemi ile ilgili tipik şikayetleri kronik kabızlık ya da gazdır. Dengeli bir Vata kişisi mutlu, çoşkulu ve enerjiktir. Zihin açık ve kıvraktır. Çevre değişikliklerine karşı oldukça hassastırlar. Sese ve temasa karşı keskin tepki gösterirler ve yüksek tondan hoşlanmazlar.
Canlı hareketli, kolay heyecanlanan, ne yapacağı belli olmayan, düşgücü kuvvetli kişilerdir.
'Vata tiplerinde görülen hastalıklar'
Uykusuzluk, kronik kabızlık, gerilime bağlı mide rahatsızlığı, kaygı ve depresyon, adale spazmları ve krampları, PMS (adet öncesi sendromu), hassas barsaklar, kronik ağrı, yüksek tansiyon, artrit.
Vata'yı sakinleştiren yiyecekler
Yenmeli: Kuşkonmaz, pişmiş soğan ve sarmısak, pancar, havuç, salatalık, yeşil fasulye, bamya, kabak,turp, tatlı patates, şalgam.
Azaltılmalı veya yenmemeli: Brokoli, lahana, karnabahar, kereviz, patlıcan, domates, biber, patates. Genelde çiğ sebzeler yenmemelidir.
Meyveler
Yenmeli: Kayısı, avakado, muz, çilek, böğürtlen, mango, karpuz, kavun, kiraz, incir, üzüm, hurma, şeftali, ananas, portakal.
Yenmemeli: Elma, kızılcık, armut, nar.
Tahıllar
Yenmeli: Yulaf (pişmiş olarak, kuru değil)
Yenmemeli veya azaltılmalı: Arpa, mısır, esmer buğday, darı, çavdar.
Süt ürünleri: Hepsi yenebilir.
Etler
Yenmeli: Tavuk, hindi, deniz ürünleri
Yenmemeli veya azaltılmalı: Kırmızı et.
Pitta tipinin özellikleri
Orta derecede beden yapısı
Orta derecede güç ve dayanıklılık
Girişimci kişilik, mücadeleden hoşlanma
Keskin bir zeka
Keskin açlık ve susuzluk, güçlü hazım
Öfke'ye ve gerilim altında asabiyete eğilim
Çoğunlukla çilli, açık ya da pembe cilt


Güneşten ve sıcaktan hoşlanmama
Açık ve tane tane konuşma
Öğün atlayamama
Sarı, açık kahverengi ya da kızıl saç
Pitta'yı sakinleştiren yiyecekler
Yenmeli: Kuşkonmaz, brokoli, lahana, karnabahar, kereviz, salatalık, yeşil fasulye, yapraklı yeşil sebzeler, marul, bamya, bezelye, patates, kabak.
Yenmemeli veya azaltılmalı:Havuç, patlıcan, sarmısak acı biber, soğan, tur ıspanak, domates
Meyveler
Yenmeli: Elma, avakado, kiraz, hindistan cevizi, incir, üzüm, mango, kavun, portakal, armut, ananas, kuru üzüm, kuru erik.
Yenmemeli veya azaltılmalı: Kayısı, muz, böğürtlen, çilek, kiraz, kızılcık, greyfurt, şeftali.
Tahıllar
Yenmeli: Arpa, buğday, yulaf, beyaz pirinç, mısır, darı çavdar
Süt ürünleri: Hepsi yenebilir.
Etler
Yenmeli: Tavuk, hindi, karides (az miktarlarda)
Yenmemeli: Kırmızı et ve deniz ürünleri.
Kapha tipinin özellikleri
Sağlam, güçlü bir beden yapısı, fiziksel güç
Düzenli enerji, yavaş ve zarif hareket
Sakin ve yumuşak kişilik, yavaş öfkelenme
Serin, düzgün, sert, soluk ve yağlı cilt
Yeni bilgiyi yavaş kavrama, iyi bellek
Ağır, uzun uyku
Şişmanlığa eğilim
Yavaş sindirim, hafif açlık.
Sevecen, hoşgörülü, affedici
Sahiplenmeye ve kendini beğenmeye eğilim
'Kapha'yı sakinleştiren yiyecekler
Sebzeler
• Salatalık, tatlı patates, domates, yeşik kabak dışındaki bütün sebzeler yenebilir.
Meyveler
Elma, armut, kayısı, nar, kurutulmuş meyveler
Tahıllar
Arpa, mısır, darı, çavdar
Süt ürünleri
Kaymağı alınmış süt, az miktarlarda yağda pişirilmeden yumurta.
EtlerTavuk, hindi, karides

| 1 yorum ]

 Pekmez hızla kana karışabilecek nitelikte bir gıda maddesi olduğundan acil enerji ihtiyacı için gerekli bir gıda maddesidir. İki yemek kaşığı (20 g) pekmez insan vücudu için çok değerli olan 2 mg demir, 80 mg kalsiyum ve 58 kcal enerjiyi içermektedir.
Büyüme çağındaki çocuklar, işçiler, sporcular, gebe emzikli anneler için eşsiz bir gıda maddesidir.
Pekmez ayrıca 100 gramında 0.014 mg Vit B1 0.15 mg Vit B2 , 1,4 mg nisain içermektedir. Bu özellikleri açısından bala göre daha zengin olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan bir diğer araştırmaya göre 1 kg üzüm ve 200 gr pekmezin kalori açısından 1150 gr süte, 300 gr ekmeğe , 390 gr ete eşdeğer olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca pekmezde bulunan şekerlerin, glukoz ve früktoz halinde olması sebebiyle bebek ve çocukların beslenmesinde büyük öneme sahiptir. Hem sindirim sisteminde parçalanmasına gerek yoktur, hem de kana geçmede ek bir enerjiye gerek duyulmadan hücre dışından içine basit düfüzyonla geçişi sağlanır. bu nedenle özellikle enerji aktivitesi yüksek olan çocuklarda ve sporcularda enerjinin pekmezle sağlanmasının büyük önemi vardır.
Üzüm ve pekmezin içerdiği demir (16mg/kg) kolayca emilmekte ve günlük demir ihtiyacının % 35'i bu ürünlerce karşılanabilmektedir.

| 0 yorum ]

 Kışın aldığınız kilolardan kurtulmanız için üç ay süreniz var. Hemen her aktarda bulabileceğiniz beş bitki ile üç ayda 20 kilo vermeye ne dersiniz! Nasıl mı? İşte formül:
Baharın ilk günlerindeyiz. Yaza daha üç ay var. Bir başka deyişle kışın aldığınız kilolardan kurtulmanız için üç ay süreniz var. Bu süre yaza sağlıklı ve ‘fit' girmek için yeter de artar bile. Peki ama nasıl yapmalı, hangi diyetisyene gitmeli, hangi diyetleri günü gününe takip etmeliyiz? Telaşlanmayın! Size bir diyet programı önerecek değiliz. Hemen her aktarda bulabileceğiniz beşi bir yerde formülü ile üç ayda 20 kilo vermeniz mümkün! Nasıl mı? Şöyle: Mate yaprağı, kekik, funda yaprağı, biberiye ve yeşil çaydan oluşan karışımı, günde üç fincan içmeniz yeterli. Biz söylemiyoruz, uzmanlar öyle diyor!
Sağlıklı beslenme ve yaşam uzmanı Dr. Ender Saraç, doğal yollardan kilo vermenin insan sağlığı için büyük önem taşıdığını söylüyor. 'Bitki yaprakları, dengeli bir şekilde kullanıldığında vücuttaki yağları yakmaya ve kolesterolü dengelemeye yardımcı oluyor' diyen Saraç, bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermenin mümkün olduğunu vurguluyor. Sağlıklı yaşam uzmanı, bitki karışımlarından elde edilen zayıflama çayının günlük iki veya üç bardaktan fazla içilmemesi gerektiğini ifade ediyor. Saraç, "Diyet çayları hazırlanırken bitkiler kaynatılıyor. Bu yanlış bir uygulama. Doğru ve etkili bir bitki çayı hazırlamak isteyenler, suyu kaynattıktan sonra yaprakların demlenmesini beklesin." şeklinde konuşuyor.
Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Taylan Kümeli ise yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte sağlıklı bir bedene sahip olmak isteyenlerin bitki çaylarına yöneldiğini belirtiyor. Toksinlerin doğal yöntemler sayesinde kolayca atılabileceğine dikkat çeken Kümeli, bitki çaylarının içerisine tatlanması için şeker karıştırılmasının yanlışlığına dikkat çekiyor. Bu karışımların bazı hastalarda alerjiye yol açabileceğini hatırlatan Kümeli, 'Çabuk zayıflamak için aşırıya kaçmayın.' uyarısını yapıyor.
Mısır Çarşısı'nda şifalı bitkiler satan Sait Develi, yağ sökücü, tok tutucu ve sindirimi kolaylaştırıcı bitki yapraklarından hazırlanan 'beşi bir yerde' karışımının son derece etkili olduğu, müşterilerden olumlu tepkiler aldıkları bilgisini veriyor. Mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yapraklarının sıcak suda demlenmesiyle oluşan karışım, vüvutta biriken toksin ve ödemi atarak ayda yaklaşık beş kilo vermenizi sağlıyor.
Her şifalı ot zayıflatır mı?
Ünlülerin diyetisyeni Selahattin Dönmez: 2006 yılı American Journal of Clinical Nutrition dergisi mart sayısında yayınlanan bir makalede bitki çaylarının zayıflama üzerindeki olumlu sonuçlarına yer verilmişti. Ben, bir diyetisyen olarak kilo problemi yaşayan hastalara bitki çaylarını öneriyorum. Peki, nedir bu bitki çayları? Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Tabii ki bu mümkün değil. Doğal ortamda yetişen kekik, yeşil çay, biberiye, mate ve funda yaprağının ortak bir özelliği var. O da şu: Bu bitki yaprakları kış aylarında insan vücudunda biriken toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. Ama bu diyetin yanında gün içerisinde alınan besinlere çok dikkat etmek gerekir. Eğer sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmiş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise bu bitkilerin bir uzman kontrolünde alınmasıdır.
Diyetisyen Oya Yüksek: Bu bitkiler, insan metabolizmasını hızlandırarak vücutta oluşan ödemi atmaya yardımcı oluyor. Özellikle yeşil çay, bunlar arasında en etkili olanı. Bitki yapraklarından oluşan bu karışımın doğal olması ve kimyasal madde içermemesi sebebiyle pek çok kişi tarafından kullanılıyor. Burada önemli olan ise ‘doğal' diyerek aşırıya kaçmamaktır.
Beşi bir yerde nasıl hazırlanıyor?
Bir litre kaynamış suya birer çay kaşığı mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yaprağı atılır. On dakika demlenmesi bekelenir ve süzülere ENDER SARAÇ: Doğal yollardan kilo vermek, insan sağlığı için büyük önem taşıyor. Bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermek mümkün. Ancak günde iki ya da üç bardaktan fazla içilmemeli.
TAYLAN KÜMELİ: Son zamanlarda zayıflamak isteyenler bitki çaylarına baş vuruyor. Kış aylarında vücutta biriken toksinler kolayca atılabiliyor. Ancak bu karışımları içerken dikkat edilmeli, aşırıya kaçmamak lazım.
SELAHATTİN DÖNMEZ: Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmeş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur.
Hangi bitki, ne işe yarıyor?
Mate yaprağı: Tüm dünyada obezite tedavisinde kullanılan mate çayı, yağ emilimini engelleyerek vücuttan su atımını kolaylaştırıyor. Her yaşta insanın rahatça kullanabileceği bitki, iştahı kapatarak zayıflamaya yardımcı oluyor.
Yeşil çay: Son yıllarda kullanımı bir hayli artan yeşil çay, vücutta biriken toksinleri atarak sindirimi kolaylaştırıyor.
Funda yaprağı: İyi bir böbrek çalıştırıcı ve idrar sökücü olan yaprak, bu özelliğiyle zayıflamaya yardımcı oluyor.
Biberiye: Yağ eritici ve hazım kolaylaştırıcı bu bitki, vücutta biriken toksinleri atarak ideal bir kiloya kavuşmanızı sağlıyor.
Kekik: Halk arasında yaygın olarak kullanılan kekik, sindirimi kolaylaştırarak vücuttaki fazla suyu atarak kilo vermenizi sağlıyor.
İştah azaltan 10 bitki
Sağlıklı kilo vermek isteyenler, iştah azaltan ve yağ yakımını hızlandıran bu bitkileri tercih ediyorlar...
* At kuyruğu bitkisi idrar sökücü özelliğiyle biliniyor. Yağ dokularını eritmeye yardım eden bitki, yaraların iyileşmesine de yardımcı oluyor. Fakat tüm idrar söktürücü bitkilerde olduğu gibi fazla dozda kullanılırsa böbreklere zarar verebilir.
* Maydanoz, metabolizmayı hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok etkili bir yöntem.
* Adaçayı, zayıflamak isteyenler tarafından iştah kesici olarak kullanılıyor. Çay ve yemeklerde baharat olarak da kullanılabiliyor.
* Fesleğen, vücutta biriken fazla suyu atmaya yardımcı oluyor. Üstelik, içindeki eter yağların moral yükseltici etkisi bulunuyor.
* Kekik, sindirim sorunlarını tedavi edici etkiye sahip ve metabolizmayı hızlandırıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra yorgunluktan şikayet edenlere zindelik veriyor.
* Civanperçemi, tatlıya karşı iştahı keser, tokluk hissi verir. Tazelik veren lezzeti, ağır yemeklerin tadını hafifletir.
* Biberiye, sindirimi düzenler. İyi bir canlandırıcıdır, kan dolaşımını hızlandırır, cildi sıkılaştırır. Et yemeklerinde kullanılabilir.
* Tere, vücuttaki yağ yakımını hızlandırıyor. İnce yaprakları pişince acılaştığı için çiğ yemek gerekir. Ayrıca içinde birçok vitamin barındırır.
* Sinameki, kalın bağırsakta suyun emilmesini önleyerek müshil görevi yapar. Uzun süreli kullanımlarda bağırsaklarda yan etkilere yol açacağından idrar söktürücü özelliği bulunan rezene ve nane gibi bitkilerle desteklenmesi gerekiyor.
* Balık otu, bünyenin kimyasını hızlandırarak zayıflamaya destek olur. İçindeki maddeler tırnakları güçlendirerek saçlara parlaklık verir. Salata ve meyveli içecekler içinde kullanılabilir.
Zaman-Cumartesi