| 0 yorum ]

Kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız ve özellikle zihin yorgunluğunuz varsa Prof.dr. İbrahim Saraçoğlu, çok özel bir formülün tarifini veriyor.
Süper enerji formülü
Bildiğimiz siyah çay (Ancak çok demli olmayacak, açık olacak, poşet çay olmayacak)10-12 sap kuru karanfil
Süper enerji formülü hazırlanışı;Demlenmiş siyah çayın içine kuru karanfilleri atın. 2-3 dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 dakika sonra saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz. Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde farkedeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir formüldür bu....

| 1 yorum ]

Bitkisel tedavi yöntemlerine en sık başvuranlar kanser hastaları. Uzmanlar, bilimsel araştırmaların ’kesin’ konuşmak için yeterli olmadığını söylerken, antioksidan ve Omega 3 yağ asitleri içeren besinlerin kanseri önlediğini doğruluyor. Kemoterapi ve radyoterapinin bir tedavi olmadığını iddia eden Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ise ısırgan otu ve brokolinin kanseri önleyici ve tedavi edici özelliklerine dikkat çekiyor
Araştırmalara göre kanserin olası sebepleri arasında dengesiz beslenme yüzde 35 oranında yer tutuyor. Dengesiz beslenmenin yanına bazı olumsuz yaşam alışkanlıkları da eklenirse bu oran yüzde 85’e kadar yükseliyor. Birçok hastalığın tedavisinde destekleyici unsur olarak kullanılan bitkiler, binlerce kanser hastası için de umudun diğer adı. Çünkü yapılan araştırmalar, bitkisel tedavi yöntemlerinden en sık faydalanan hasta grubunun kanserliler olduğunu gösteriyor.
Tedavi gören kanser hastalarının alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvurma sıklığı ile ilgili Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Ankara Numune Hastanesi’nin yapmış olduğunu bir araştırma var. 704 kanser hastası üzerinde yapılan araştırma, kanser hastalarının yüzde 39.2’sinin alternatif tıp yöntemlerini kullandığını gösteriyor. Alternatif tedavi yöntemlerine başvuran hastaların yüzde 25’i, kullandığı yöntemin yararlı olduğunu düşünüyor.
KANSER HASTALARI ALTERNATİF TIP YÖNTEMİNİ KULLANIYOR
Araştırmaya göre, kanser hastaları, bağışıklık amacıyla ökse otu, dinamizmi artırması amacıyla da papatya ve kekik karışımını kullanıyorlar. Isırgan otu, bal, süt, pekmez, tereyağı, domates, lahana, arı balı, ebegümeci kanser hastalarının başvurduğu diğer bitkisel yöntemler. Araştırma, alternatif yöntemleri kanser tedavisinde kullananların sadece bitkilerden yararlanmadığını da ortaya koyuyor.
Hayvansal ürünler de kanser tedavisinde kullanılırken en çok başvurulan alternatif yöntemler; yurtdışından getirtilen köpekbalığı kıkırdağından çıkarılan yağdan yapılan tabletler ve deniz kaplumbağası kanı. Yapılan araştırmaya göre kanser hastaları, Uzakdoğu kökenli tütsülerin ve muskaların da kanser hücrelerini yok ettiğine inanıyor. Onkologlar ise beslenmedeki antioksidanların, bitkilerdeki fitokimyasal maddelerin ve Omega 3 gibi bazı yağ asitlerinin kanser gelişme riskinin azalmasında rol oynayabileceklerine işaret ediyor.
TEDAVİ EDEMİYORSAK ÖNLEYELİM
1940’lı yıllarda dünya genelinde her 450 kadından biri meme kanserine, her 550 erkekten biri prostat kanserine yakalanırken bugün her 7 kadından biri meme kanseri, her 9 erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Bilimin bu kadar ilerlemiş olmasına rağmen kansere yakalanma riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Bilim ilerledikçe kanser görülme oranı da katlanarak üstümüze geliyor. Demek ki bir şeyler yanlış. Ben diyorum ki madem ki kanseri tedavi edemiyoruz, önleyelim. Önleyici ve koruyu hekimlik benim 15 yıldır üzerinde durduğum, tüm dünyaya tanıtmaya çalıştığım bir konu. Bitkisel kürlerle kanseri önlememiz mümkün" diyor.
Genetik olarak yakalanma riski en yüksek kanser türlerinin bağırsak kanseri ve meme kanseri olduğunu belirten Saraçoğlu, "Benim annemde, babamda bu kanser vardı. Önleyici olarak hormon tedavisi veya kemoterapi alayım diyemezsiniz. Bu diğer ilaçlarda da böyle. Kışın gribe yakalanmamak için antibiyotik alamazsınız. Ama bitkilerin önleyici ve koruyucu gücünden istifade edebilirsiniz" diye konuşuyor.
BİTKİLER DOĞRU TÜKETİLMELİ
Kansere karşı bitkilerin gücünden doğru şekilde yararlanabilmek için doğru miktarda, doğru şekilde tüketimin altını çizen İbrahim Saraçoğlu, her bitkinin kullanımında bir ölçü olduğuna, bilinçsiz kullanımların istenmeyen sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. "Her şey bir zehirdir ama hiçbir şey zehir değildir. Her şeyde bir ölçü vardır. Bugün modern tıbbın bir ilacını fazla alırsanız zehirlenirsiniz. İnsanlar ilaç kullanarak intihar etmeye çalışıyorlar. Bitkilerde de bu böyle. İşte benim kür dediğim nokta da bu. Bitkileri doğru hazırlayacaksınız, doğru miktarda alacaksınız ve doğru tüketeceksiniz. Her şeyin fazlası zarar. Ölçü çok önemli. Bu bitkilere mahsusmuş gibi algılanmasın, her şeyde ölçü çok önemli. Bütün kimyasallar için, bütün sentetikler ya da doğal ürünler için her şeyin fazlası zararlıdır" diyor.
’KEMOTERAPİ YETERSİZ KALIYOR’
Kanser tedavisinde bitkisel yöntemlerden yararlanmak için kendisine başvuranların öncelikle doktorlar olduğunu belirten Saraçoğlu, doktorlar tarafından yönlendirilen hastaların kendisine ulaştığını ifade ediyor. Tek başına hiçbir hastanın tedavisine yardımcı olmadığının altını çizen Saraçoğlu, "Gelen hastaların hekimleriyle mutlaka irtibata geçerim, hangi tedavileri alıyor öğrenirim. Ben hastaların doktorlarıyla görüşerek onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Ve bitkisel olarak destekleyici ve yardımcı tedavi uyguluyorum" diye konuşuyor. Saraçoğlu, kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gören hastalara bitkisel tedavi uygulanmaması gerektiğinin de altını çiziyor.
Kanser rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarının kanseri tedavi etmediğini söyleyen Saraçoğlu, bu tedavi yöntemlerini ’semptomatik’ tedavi olarak nitelendiriyor. Kemoterapi ve radyoterapinin kanser hücrelerinde küçülme sağladığını ama kansere sebep olan mekanizmaları ortadan kaldırmakta yetersiz olduğunu ifade eden İbrahim Saraçoğlu, "Onun için Prof. Dr. Linus Pavling ’Bugünkü klasik kanser tedavisi tıbbın en büyük sahtekarlığıdır’ der. Bunu söyleyen iki tane Nobel ödülünün sahibi bir kimyager. Halkımız zannediyor ki radyoterapi ile kemoterapi ile tedavi oluyorum, hayır. Buranın doğru açıklanması lazım. Ben kesinlikle modern tıbba karşı değilim ama klasik kanser tedavisi bir tedavi şekli değildir" diye konuşuyor.
EN ÇOK TÜKETİLEN BİTKİ ISIRGAN OTU
Türkiye’de kanser hastalarının, kanserden korunmak için sıklıkla başvurduğu bitkilerin başında ise ısırgan geliyor. Doğal olarak yetiştikleri ortamlardan toplanan ısırgan yapraklarının ve ısırgan tohumlarının kanseri önleyici gücü olduğunu doğrulayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, tek başına ısırgan otunun tedavi edici gücü olmadığını vurguluyor. "Bir hastalığa yakalanmadan önceki tedavi ile yakalandıktan sonraki tedavi arasında çok fazla fark var. Isırganın tohumları, yaprakları hakikaten kanseri önleyici güce sahip.
Ama yakalandıktan sonra tek başına ısırgan tedavi edici değildir. Isırgan otunun akciğer kanserine karşı tedavi edici gücü yüzde 3’tür. Ama ısırganın, akciğer kanserine karşı tedavi edici gücünden istifa edebilmek için ısırganla ebegümecini beraber kullanacaksınız. Tek başına ısırgan hayır. Isırganın kandaki trombosit sayısını düşürdüğü söyleniyor. Yok böyle bir şey. Tabii siz çok fazla miktarda ısırgan alırsanız, zararlı. Isırgan vücuttan hem tuz atar hem de su. Isırganı fazla miktarda tüketirseniz vücudunuzun tuz dengesini bozarsınız. Ama ısırganı uygun miktarlarda kullanırsanız zarar değil fayda görürsünüz" diye konuşuyor.
ISIRGAN OTU YERİNE BROKOLİ
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Onkoloji ve Erken Tanı Merkezi Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Metin Aran ise ısırgan yerine brokoli tüketilmesinden yana. Brokolinin kanser rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavi edilmesi için çok yararlı bir besin olduğunu belirten Aran, "Hijyenik olmayan yerlerde toplanan ve temizlenmesi zahmetli olan ısırgan otu yerine brokoli tüketmek daha faydalı" diyor. Prostatit, iyi huylu prostat büyümesi, gırtlak, yemek borusu ve prostat kanserini önleyici, hormon dengeleyici, idrar yolları enfeksiyonu ve mide ülserine karşı etkili olan brokoli, ayrıca önemli bir antioksidan kaynağı olarak gösteriliyor.
BUNLARA DİKKAT EDİN
Beslenmede doğaya dönüşün önemi yanında besinlerin seçimi ve hazırlanış şekli de önem taşıyor. Beslenme alışkanlığında bir diğer önemli konu da yüksek ısıda sağlıklı olmayan pişirme şekli. Çünkü kızarmış veya yanmış et veya balık üzerinde ateşin etkisiyle kanser yapıcı maddeler oluşur.
Dumanlanmış veya nitritler ile tütsülenmiş etler de kanser yapıcı olabilir. Ancak bu kanser yapıcılar az miktarlarda, özellikle kanser koruyucuları içeren bitki ve meyvelerle yenildiği zaman, zararlı olmayabilir. Esasında düşük ısılı buğulama, tencere pişirimi, yumurtanın suda pişirilmesi, yavaş ateşte kaynatmak veya mikrodalga gibi yöntemleri kullanmak daha doğru. Ayrıca, ızgarada pişirilen köftelerin dış yüzlerinde yanmış kömür-katran benzeri maddelerin oluşması da kanser yapma açısından risk taşıyor.
Kişi şişman ise fazla kilolar verilebilir, az yağlı az kalorili besinler yenilebilir, lifli yiyeceklerin miktarı artırılabilir, vitaminler normal yollardan alınabilir. İyi ayarlanmış, uygun seçilmiş ve devamlılık gösteren bir beslenmenin kanser riskini azalttığı unutmayın.

| 0 yorum ]

Televizyon gazetesi'nin haberine göre, verdiği bir takım formüllerle genç ve zinde kalmanın yollarını da anlatan Saraçoğlu’nun açıklamaları arasında organik gıdalarla ilgili çok çarpıcı bilgiler de vardı.
Prof. Saraçoğlu, açıklamaları insanların öncelikli olarak doktorlarına danışmalarının önemine değindi: "Ben bir kimyacıyım. Esas olan modern tıptır. Hekim önerileri doğrultusunda hareket etmek esastır. Benim önerdiklerim yardımcı ve destekleyici bir tedavidir. Tabi ki hekime gidecekler ve tahlillerini yaptıracaklar. Bütün bu önerilerimi de hekim kontrolünde yapacaklar.
İşte Saraçoğlu’nun bir çok gıda ile ilgili çarpıcı açıklamaları ve mucizevi olarak nitenlendirdiği formüller:
Gençleştirici karışım

15-16 tane maydonoza 2 yemek kaşığı taze limon suyu ve yarım bardak da su ilave edildikten sonra blenderdan geçirilir. Sabah aç karnına kahvaltıdan 15-20 dakika önce içilir. Bu karışımın özelliği gençleştirici bir etkisinin olmasıdır. Vücuttan toksin attırır ve karaciğer yağlanmasına karşı da mükemmel bir çözümdür. 15 gün boyunca her sabah içmek gerekir. 2. günden itibaren sabahları kalktığınızda daha dinç ve daha zinde kalkacaksınız. Yorgunluğu daha az
Gençlerde doğal beslenmemenin etkileri
Bu olay bir bütündür bunu tek başına tanımlamanız mümkün değil. Bugün gencecik kızlarımız 16-17 yaşında polikistik over. Çok sık rastlanmaya başlandı. Genç delikanlılar, daha yeni evliler, sperm sayıları düşük ve tüp bebek merkezlerine koşuyorlar. Bunların hepsi beslenmeden kaynaklı. Sağlıklı beslenme gerekli ve şart. Ancak yeterli değil.
Keçiboynuzunun mucizevi etkisi
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, beslenmeye bağlı olarak son yıllarda erkeklerde sıkça görülen sperm sayısının düşüklüğüne çare olarak keçiboynuzunu tavsiye etti.
7-8 tane keçiboynuzunu kırıp yarım litre sıcak suya atarak 7-8 dakika kaynatın. Bunun suyu 3 ay içilmeli.
İltihaplı romatizma için formül
MS hastaları ve MS’e karşı önleyici olan bitki Anadolu buğdayıdır. Ancak nereden bulacağız? Yarım litre suya bir avuç buğday atılır ve 6-7 dakika haşlanır. Daha sonra ılımaya bırakıp yarısını sabah kahvaltısından sonra diğer yarısını da öğlen aç karnına içeceksiniz.
Alzheimer için havuç suyu
Alzheimer’dan korunmak için taze sıkılmış havuç suyu. Ama gece yatağa gitmeden önce içilecek. Alzheimer’in birinci evresinde ise o da ortadan kalkar. Alzheimer bir iki yılda değil en erken 15 yıl önce başlar ve ortaya çıktıktan sonra da geç kalmış olursunuz. Bunu önlemek istiyorsanız zaman zaman bu havuç suyunu içmeliler.
Unutkanlığa karşı mucize formül
Bir ay taze sıkılmış havuç suyu uygulayacaksınız. Bunu gündüz de içebilirsiniz.
Bu bilgi hiç bir yerde yok!
Kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız ve özellikle zihin yorgunluğunuz varsa; açık bir çay, bildiğimiz siyah en az 4-5 dakika demlenmiş siyah çayın içine 10-12 tane kuru karanfil atılacak. Ancak karanfili parmağınızla ufalamaya çalıştığınızda ufalanırsa o raf ömrünü tamamlamıştır. Taze olmasına dikkat edin. 2-3 dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 dakika sonra saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz. Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde farkedeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir formül. Yalnız çay sallama çay olmayacak.
Demleme siyah çay’ın faydaları:
4-5 dakika demlenmiş çay sindirim sistemini uyarır. Eğer bunu 8-10 dakika demlerseniz keyif veren ve rahatlatan bir etki verir. Ancak günde 4 bardaktan fazla çay kalp krizini tetikler. Çok fazla içilmesi de doğru değil.
Sigara içenlere özel formül
Tabi ki bir insanın kendi kendine vereceği en büyük ceza sigara içmesidir. Ancak, sigarayı bırakamıyorlarsa, nikotinden kurtulamıyorlarsa, sigaranın zararlarını ortadan kaldırıcı bir etkisi var. Ben bugüne kadar bunu söylemedim çünkü ’Sigara için, bu zararlarını ortadan kaldırıyor’ anlamı ortaya çıkıyor diye. Şüphesiz ki önemli zararlar kalıyor ancak her ay 5 gün 1 bağ tereyi 1 günde bitireceksiniz. Salatanın içinde değil ayrıca tüketeceksiniz. Yarısını öğleden önce, diğer yarısını da öğleden sonra. Limon sıkabilirsiniz üzerine. Fakat 5 gün uygulayıp bırakacaksınız. Bu kürü uygularken idrara çıkıldığında yanma hissedebilirler. Bu zararlı bir şey değil. Aynı zamanda idrar yollarını da temizliyor. Balgam çıkartmaya 2., 3. gün başlarlar. Daha rahat nefes alırlar. Tere anfizeme karşı da bir mucizedir. Ayda bir defa 5 gün uygulayıp bırakacaksınız.
Dereotunun mucizevi faydası
Benbunu bulduğumda heyecanımdan günlerce uyku uyuyamadım. Troid’in hızlı ya da az çalışması durumunda dereotu çok etkilidir. 3 ay boyunca bir yemek kaşığı dereotu sabah, öğle, akşam öğünlerden 15 dakika önce tüketilecek. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.
Zayıflamak isteyenler için de mucize
Sofraya oturmadan 15 dakika önce bir yemek kaşığı dereotu yerseniz sofradan daha erken kalkarsınız. 10 dakika sonra tokluk hissi artacaktır. Daha az yemek yersiniz. Diyet yapanların özellikle yemesi gerekir. Açlık duygusana fren yaptıran dereotudur. Hatta yemek arasında da yiyebilirsiniz. İştahınızın yavaş yavaş kalktığını görürsünüz. Göreceksiniz ki iştahınız daha erken kapanacak ve doygunluk duygunuz daha erken gelecektir.
Sağlıklı düşüncelerin bedene etkisi
Günümüz insanı tembel oldu. İnsanlar 50 metre yürümek istemiyor. İnsan daha rurağan ve tembel oldu. Uzun ve sağlık yaşamın şartlarından bir tanesi sağlıklı beslenme ve sağlıklı beden. Sağlıklı metabolizma sağlıklı bedende varolur. Bir üçüncü ayağı da ruh sağlığı. Günümüzde insanlar stres altında, borcu var, kafalar bir sürü şeyle meşgul vs. Beyin bütün organları yöneten bir organdır. Göz kırpmanızdan tutun da idrara çıkmanıza kadar. Bir saniyede insan bedeninde milyarlarca biyokimyasal reaksiyon oluşuyor ki biz muna metabolizma diyoruz, bunu tamamen beyin oluşturuyor. Beyin hep stres altında ve organları yeterince yönetemez hale geliyor. Gençlerin dikkatli olması lazım. Sağlıklı düşünceler insanı terkederse ruh hastalıkları başlar.


Kaynak:haberturk

| 1 yorum ]

MATE YAPRAĞI
Diğer İsimleri : ilex paraguarensis, mate, yerba mate, Paraguay tea, Brezilian tea ve South American holly’
Botanik Bilgi :
Auifoliaceae familyasına aittir.Orta tropik bir bitki olarak, yüksek sıcaklığa ve yıllık 1500 mm üzerinde yağışa ihtiyaç duyar. Tropikal tepelerinde yetişen bodur bir ağaç türüdür. 12 ay boyunca yaprak dökmeyen bu bitki yerliler tarafından Tanrı’nın Ağacı olarak da anılmakta iken Avrupa’da da Yeşil Altın olarak isimlendirilmiştir. Bunun sebeplerinin başında bitkinin sadece doğal bir enerji kaynağı olması ve vermiş olduğu inanılmaz zindelik gelir.
Yetiştirildiği Yerler : Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Güney Brezilya’ dır. Güney Amerika’nın milli içeceğidir. Avrupalılar tarafından yerlilerin yeşil altını olarak adlandırılır.
Bilinen Bileşimi : Etkili bir şekilde antioksidan içermektedir. Yerba Mate bitkisi inanılmaz bir şekilde 196 doğal bileşen içermekte ve bunların 144 adedi Yeşil Çayın da içeriğini oluşturmaktadır.
Faydaları
İçeriğindeki antioksidan sayesinde dokuları zararlı dış etkenlere karşı korur.
Sindirim kolaylaştırıcı ve bağırsak çalıştırıcı etkiye sahiptir.
Diüretik etkiye sahiptir. Bu ödem giderici etkisi ile de özellikle karbonhidrat kısıtlı zayıflama rejimlerine olumlu katkı sağlar.
Açlık duygusu ve aşırı iştahı engeller.
Zihinsel aktivitenin artmasına katkıda bulunur.
Mükemmel bir enerji kaynağıdır. Vücudun ve zihnin erken yorulmasını engeller.
Dokulardaki yağın hızlı yakılmasını sağlar.
Kullanım Şekli : Bir fincan kaynar suya 1-2 kahve kaşığı toz mate konarak çay gibi içilir

| 1 yorum ]

Kozmetik alışverişi keyifli olmasına keyiflidir de; malesef kozmatik ürünlerinide alırken faturalar da kabarır. Peki elinizdeki kozmetikleri nasıl hesaplı bir şekilde kullanabilirsiniz?
Her kadın güzelliğine düşkündür. Kozmetik ürünleri öyle pahalı ki, insanın içi gitmiyor da değil. Bu konuda daha ekonomik davranmak arzusundaysanız, sizin için Cosmotürk'ün hazırladığı önerilere kulak verin. Unutmayın, güzel görünmek demek, illa çok para haracamak demek değildir.
1. Cilt bakımı için mutlaka güzellik salonuna gitmeniz gerekmiyor. Evde de peeling uygulayabilirsiniz, üstelik de kendi üreteceğiniz bir formülle. Bir avuç toz şekeri biraz zeytinyağıyla karıştırın ve karışımı duşta kullanarak ölü deriyi atın. Bunla uğraşmak istemiyorsanız bile, hem yüz, hem de vücut için gayet hesaplı peeling ürünleri de satılıyor ve her halikarda güzellik salonunda ödeyeceğinizdan daha ucuza mal etmeniz mümkün.
2. Maniküre yaptıramaya gidemiyorsanız, sahtesini kendiniz de yapabilirsiniz. Tırnaklarınızı limon suyuna sokun. Daha sonra bir tırnak parlatıcısıyla (törpü şeklinde satılan ve tırnaklarınıza masaj yapan) tırnaklarınızın uçlarını parlatın. Böylece tırnak cilasına ihtiyacınız kalmayacak!
3. Rujunuzun ömrünü uzatın. Farklı tonlar için ayrı ayrı rujlar kullanmak yerine, ufak hilelerle aynı ruju uzun süre kullanabilirsiniz. Örneğin; parlak bir görüntü için, ruju, ince bir tabaka halinde dudaklarınıza sürdüğünüz vazelinin üzerine sürün. Yepyeni sürülmüş ruj görüntüsü hoşunuza gitmiyorsa, parmak uçlarınızı kullanarak bunu değiştirebilirsiniz. Mat görünüm için biraz pudra sürebilir, gece kullanmak için de ruju koyu renk bir farla karıştırabilirsiniz.
4. Saç ürünlerini ıslak ve kuru kullanın. İki ayrı şekillendiriciye para ödemektense, bir tanesini tüm ihtiyaçlarınız için kullanın. Nemli saçlarınıza az miktarda saç kremi sürerek elektriklenmesini engelleyin. Saçınız kuruduktan sonra da gene az bir miktar saç kremi sürerek yumuşak ve uçuşkan bir görüntü elde edebilirsiniz. Ya da daha kalıcı ve sabit bir görünüm için jöle kullanıp, kuruturken de biraz daha sürüp parlak görünmesini sağlayabilirsiniz.
5. Kozmetik depoları sizi bekliyor. Buralarda L'oreal, Maybelline, ya da Nivea gibi ürünleri bulabilirsiniz ki, bunlar diğer markalarla aynı kalitede olup, fiyatları daha ucuzdur. Özellikle rimel, ruj ve far gibi ürünlerde deli gibi para ödemenin hiç anlamı yok.
6. Yatırımı renklere yapın. Şık ve monokrom bir görünüm için, aynı ton yanaklarınıza, dudaklarınıza ve çok pembe değilse gözlerinize uygulayabilirsiniz.
7. Çok amaçlı bir mucizeye var mısınız? Mesela vazelin. Bunu ister dudak koruyucusu, ister dudak parlatıcısı olarak kullanabilirsiniz. Bu kadarla da kalmıyor, cildiniz kuruduysa, gene vazelinle nemlendirebilir ve kaşlarınıza parlaklık kazandırabilirsiniz. Üstelik de çok ucuzdur!
8. Nemlendiricilere gelince... Piyasada gene pek çok marka var. Bunların bir kısmı diğerlerine oranla çok daha ucuz ve aynı sonucu veriyorlar. Eğer cildiniz karma ya da yağlıysa, su bazlı bir ürün bulmaya gayret edin. Neutrogena gibi genel tüketiciye hitap eden ürünler, hem son derece kaliteli, hem de çok daha ucuzdur.
Kaynak:Netten alıntı

| 4 yorum ]

Yaklaşık 40 yıldır bitkileri araştıran Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu elde ettiği bilgileri Bitkisel Sağlık Rehberi adlı bir kitapta topladı. Saraçoğlu 35’inci baskısını yapan kitapta alzheimer’a iyi gelen havuçtan hepatit B tedavisinde kullanılan lavantaya kadar birçok bitkinin mucizevi etkilerini anlatıyor
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, üniversitede aldığı kimya eğitiminden sonra Avusturya Graz Teknik Üniversitesi’nde doktorasını yaptı, Karl Franz ve Viyana Teknik üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. ‘Çocukken kocaman bir meyve bahçemiz vardı. Oradaki bitkilerle ilgili daha 4-5 yaşlarımdayken sorular sorardım. Hayatım boyunca bu işi bir hobi olarak araştırdım. Neredeyse 40 yıldır inceliyorum bitkileri’ diyen Saraçoğlu yaptığı araştırmaların sonuçlarını gördükçe insanlığın bu bilgilerden faydalanması gerektiğine inandığını anlatıyor. Bu nedenle 1999 yılında Bitkisel Sağlık Rehberi adlı bir kitap yazan Saraçoğlu’nun verdiği bilgiler dünyada Türkiye’dekinden çok daha büyük yankı uyandırıyor.
NANEYİ HER GÜN İÇMEYİN
‘Günümüzde ilaçlar hastalıklar ortaya çıkmadan kullanılamıyor. Kış aylarında faranjite veya bademcik iltihabına yakalanmamak için önleyici olarak antibiyotik kullanamayız. Kansere karşı önleyici olarak, zaman zaman ışın tedavisini veya kemoterapiyi de alamayacağımız gibi... Bu ilaçları bir koruyucu olarak kullanmak mümkün değil. Ancak doğru bitkiyi bulup, doğru hazırlayıp uygulayarak bu tür hastalıklara karşı korunabiliriz’ diyen Saraçoğlu bitkisel çayların şifalı gücü olduğuna inanılarak devamlı içilmesine de karşı çıkıyor: ‘Hiçbir bitkisel çayı şifalı gücü varmış diye alışkanlık haline getirmeyin. Bazı insanlar hemen hemen her gün taze nane çayı içerler. Bu yanlış. Çünkü her gün içilen nane çayı karaciğeri yorar. Eğer, üç hafta boyunca içerseniz, mutlaka on beş gün ara vermeniz gerekir.’
Bitkileri kür tarifine uygun olarak hazırlamadığınızda bir sonuç alamayacağınızı söyleyen Saraçoğlu ‘Sebzeleri kür olarak kullanmak önemli. Yoksa yağını, salçasını, tuzunu koyup yediğiniz sebzenin ancak sağlıklı beslenmeye faydası var’ diyor.
Kan şekerini düşüren ve dolaşımı düzenleyen beyaz lahana kürü
YAKLAŞIK 750-800 ml veya beş su bardağı kaynayan suya yedi-sekiz tane beyaz lahana yaprağını, doğramadan atın. Hafif ateşte on dakika ağzı kapalı olarak haşlayın. Haşlama esnasında kapağı açarak, tahta bir kaşık yardımıyla yaprakların tamamının suyun içerisinde kalmasını sağlayın. Ilındıktan sonra haşlanmış yaprakları süzerek ayırın ve aç karnına veya yemeklerden bir saat sonra sadece bir buçuk su bardağı için.
Hepatit-B hastaları için maydanoz kürü
YARIM litre kaynamakta olan suya 10 -12 adet taze maydanozu saplı olarak ilave edin. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte üç dakika haşlayın. Soğuduktan sonra suyunun yarısını sabah kahvaltısından yarım saat önce veya kahvaltıdan en az bir saat sonra, diğer yarısını da akşam yemeğinden yarım saat önce veya akşam yemeğinden en az bir saat sonra için. Bu suyu her gün taze olarak hazırlayın.
Ne, neye karşı etkili?
HAVUÇ
(taze sıkılmış suyu) Unutkanlığa, alzheimer’a karşı tedavi edici, önleyici
EMEGÜMECİ, ISIRGAN: Akciğer kanserine karşı
DOMATES: Kalp büyümesine ve kalbin dıştan yağlanmasına karşı
KEREVİZ, ISPANAR: Demire bağlı kansızlığa karşı
TAZE BEYAZ ÜZÜM: Kalpteki ritim bozukluğuna karşı
LAVANTA: Hepatit B ve C’ye karşı
ENGİNAR: Rahim ağzı kanserine karşı
MAYDANOZ, ISPANAK KÜRÜ: Anksiyete ve depresyona karşı
KARNABAHAR: İdrar yolları enfeksiyonlarına karşı, mide ülseri ve kanseri önleyici
BEYAZ LAHANA: Kan dolaşımı bozukluğu ve selülitlere karşı, toksin atıcı, bağırsak kanseri önleyici
PATATES: Bağırsak kanserini önleyici ve tedavi edici
KEÇİBOYNUZU: Soğuk alerjisi, alerjik astım, sperm sayısını artırıcı
Brokoli Türk-Ermeni ilişkilerini bile düzeltebilir’
KİTABINI yazdığı 1999’da katıldığı bir televizyon programında brokolinin prostat içi iltihabı tedavisindeki etkilerini anlattığında, bir doktorun ‘Güzel bir yemek tarifi verdiniz’ sözleri Saraçoğlu’nun çalışmalarını dünyaya açmasında önemli bir dönüm noktası oldu. Saraçoğlu bu süreci şöyle anlatıyor: ‘Brokoliyle ilgili yaşanan bu diyaloga üzüldüm ama çalışmaktan vazgeçmedim. İnternetin başına geçip Amerika’daki St. John Üniversitesi’nin forumlarında bu konuyu tartışmaya açtım. Bilim adamları bu işi ciddiyetle ele aldı. Bu tartışmaları dünyanın pek çok yerinden takip edenler oldu. Forumları izleyen hastalar brokoli kürünü uygulamaya başladılar. ‘Ağrılarım geçti, sağ olun’ diyenler yüzlerce mesaj göndermeye başladı. Herhangi bir yan etkisi olmadığı ve başarı oranı yüksek olduğu için bu çalışma büyük yankı uyandırdı. Bornazyan isimli bir Ermeni hekim bana şöyle bir mail attı: ‘Yaptığınız bu çalışma Türk-Ermeni ilişkilerini bile düzeltecek bir buluştur.’ Polonya Uzay Araştırma Merkezi Başkanı bile faydasını görmüş, bana teşekkür mektubu yazdı.’
İyi huylu prostat büyümesine brokoli kürü
200-250 gram brokoli kaynamakta olan yarım litre suya atın. Beş dakika haşladıktan sonra ocaktan alıp soğumaya bırakın. Ilık hale gelince süzün. Kalan suyu üçe bölün. Üçte birini sabah, üçte birini öğlen, kalan üçte biri de akşam için.

Kaynak:Star gazetesi

| 1 yorum ]

Kanser tedavisinde kullanılan alternatif ve tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmaları olan doktorlardan Prof. Dr. Erkan Topuz, tüm bitkilerin kanser türleriyle mücadelede faydası olduğunu söyledi. Erkan Topuz’un kanser tedavisi gören hastalar için üzerinde durduğu konulardan bir diğeri ise inanç ve dua.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü kanser hastalarının alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvurma sıklığı ile ilgili araştırma yaptı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz başkanlığında yapılan araştırmaya göre hastaların yüzde 65’i alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine başvuruyor. Kanser tedavisinde kullanılan tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmalarını "Kanserde Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp" adıyla bir kitapta toplayan Erkan Topuz’la, bitkilerin ve diğer tamamlayıcı yöntemlerin kanser tedavisindeki rolü üzerine konuştuk. İlaçların büyük çoğunluğunun bitkilerden elde edildiğini ve bitiklerin kanseri önlemede ve tedavisinde etkili olduğunu belirten Erkan Topuz, Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Tamamlayıcı Tıp Danışma Kurulu’nun çalışmaları hakkında da bilgi verdi.
Alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini destekliyor musunuz?
Alternatif tıp ispat edilmemiş bir tıptır. Bizim tamamlayıcı tıptan bahsetmemiz lazım. Tamamlayıcı tıbbı tabii ki destekliyoruz. Tamamlayıcı tıpta yararlı olan şeyler var. Zararlı olan şeyler var. Doktorun bunu bilinçli olarak hastaya anlatması gerek. Birçok ilaç bitkiden elde edilir. Tüm bitkilerin kanser türlerine faydası vardır. Biz bunu reddetmiyoruz ki.
Kanser hastalarına uygulanan tamamlayıcı tıp yöntemleri hakkında bilgi verir misiniz?
Tamamlayıcı tıbbı kanser hastaları için üç grupta incelemek lazım. Birincisi kanserden korunmak için. İkincisi kanser tedavisi esnasında. Üçüncüsü de kanser tedavisi bittikten sonra. Tamamlayıcı tıbbın asıl önemi kansere yakalanmadan önce önleyici olarak kullanılandır. Bunu sadece diyet olarak algılamayın. İki grupta incelenmesi lazım; ruhsal ve bedensel yaklaşımlar ve bitkiler. Meditasyon, akupunktur, hipnoz, ayurveda. Bununla beraber, mizah tedavileri, resim tedavileri, sanatsal yaklaşımlar, dans terapileri, kristaller. Bitkilerin çeşitli faktörleri, kökleri, yaprakları, tohumları. Minareler ve vitaminler.
Tamamlayıcı tıbbın kanseri önleyici etkileri nelerdir?
Genetik olan kanserlerde çok önemli. Genetik olarak en sık rastlanan kanserler meme kanseri ve kolon kanseri. Eğer ailede bu kanser türleri varsa ve bu da genetiğinde çeşitli yollardan tespit edildiyse, bu kişilerin kansere yakalanma oranı yüzde 100’e yakın olur. Meme ve kolon kanserinde 20 yaşına kadar belli bir diyete başlanırsa kurtulma şansı yüzde 60. Ama 20 yaşından sonra başlayan bir diyet yüzde 20’lerde kalır. Onun için çok erken yaşta bu diyete girilmesi lazım.
Peki ailesinde meme kanseri veya kolon kanseri olan bir kişi önleyici olarak ne yapmalı?
Kilo almamak, spor yapmak, yağlı gıdalar tüketmemek, alkol ve sigaradan kaçmak, kırmızı etten kaçmak. Koruyucu bazı gıdalar var. Bunları ön planda tutmak önemli. Hormonlu gıdalardan kaçınmak şart. Kolon kanserlerinde yoğurt, yağsız beyaz peynir ve çökelek tercih edilmeli. Kalsiyumlu gıdaları almak, günde bir adet 100 mg. asprin kullanmak koruyucu olacaktır. Kadınlarda böyle bir risk varsa, hormon yaklaşımlarından uzak durmak, doğum kontrol hapları kullanmamak önemlidir.
Hangi gıdaların kanseri önleyici etkisi var?
Genellikle yeşille beslenmek gerekir. Brokoli, karnabahar, beyaz lahana, kırmızı lahana, kıvırcık salata, semizotu, kırmızı turp salatası ve yeşil kabak gibi besinler. Bunlar genelde ön planda tutulacak gıdalar olmalı. Mesela nar suyunun kanseri küçülttüğünü gösteren hayvan deneyleri var. Havuç çok önemli bir besin. Bunun yanı sıra çekirdeğiyle beraber bol miktarda kara üzüm, çilek ve çilek grupları tüketilmeli. Yeşil çay hem kanserden koruyor hem de kanser tedavisi esnasında tümörü küçültüyor. Genellikle yeşile dönen, kırmızı etten kaçan, yağdan kaçan bir diyet uygulamak gerek. Beyaz un ve şekerden kaçmak gerek. Margarinden korunmak gerek. Hazır gıdalardan konservelerden, sucuk, salam, sosis gibi gıdalardan, hazır meyve sularından kaçmak gerek.
Peki sigara ve alkol…
Kesin olarak en önemli faktör sigara ve alkol. Eskiden kırmızı şarabın bir miktar içilmesini tavsiye ederdik. Ancak son çıkan yayınlar, günde iki bardak kırmızı şarap içenlerde meme kanseri riskinin arttığını gösterdi. Ve özellikle sert rakı, votka, viski, tekila gibi içkilerden kesinlikle uzak durulması gerek. Bunlar sigara ile birleştiklerinde kanser riskini yüksek oranda artırıyor.
Kanser tedavisi sırasında tamamlayıcı tıbbın rolü nedir?
Kanser meydana geldiyse işte bizim için asıl tehlike buradadır. Hastalarımızın bilinçsizce kullanacağı herhangi bir bitki kanser olayını tetikleyebilir. Yani kanser için verdiğimiz ilaçları ya nötralize eder ya da potansiyelize eder. Onun için hastaların kesinlikle tamamlayıcı ya da alternatif ilaçları doktora danışmadan kullanmaması gerekir.
Örnek verebilir misiniz?
En basitini söyleyeyim: Kadınların yüzde 40’ının kullandığı bir antidepresan ilaç var. Diğer bütün ilaçları bloke ediyor. Mesela greyfurt suyu. Bağırsakta P450 denen bir enzim var. İlacın emilmesine mani olduğu gibi, ilacı dört kat potansiyalize edebiliyor. Yani hastayı zehirliyor. Onun için doktorun çok bilinçli olarak hastasına bunu izah edip yasaklaması gerekiyor.
Kematerapi esnasında alternatif tedavi kullanmak…
Kemoterapi esnasında alternatif veya tamamlayıcı tedaviyi bilinçsizce kullanmak hastanın ölümüne sebep olabilir. Bu esnada bazı destek tedavileri yok mu? Var tabii. Gıda olarak herşeyi verebilirsiniz. Ama dışarıdan tamamlayıcı hiçbir ilaç vermemeniz gerekir. Ancak örneğin prostat kanserinde selenyum ispat edilmiş. Domatesin içindeki laykopen maddesi ispat edilmiş. Bunları verebilirsiniz.
Sarımsak ve soğan…
Kuarsetin maddesi soğan ve sarımsakta bol miktarda vardır. Kanser öncesinde, tedavisi esnasında ve sonrasında çok etkilidir. Sarımsak çok faydalıdır. Hem enfeksiyonlara karşı korur, hem de yapılan çalışmalar sarımsağın mide kanserinden, bağırsak kanserinden, yemek borusu kanserinden ve akciğer kanserinden koruduğunu göstermiştir.
Acı biberin bazı türleri kansere sebep olabildiği söyleniyor?
Acı biberin, immün (bağışıklık) sistemini güçlendirdiği ve hayvan deneylerinde tümörlü farelerin tümörlerini küçülttüğü görülmüştür. Ama bu taze acı biber, arnavut biberi. Güneydoğu’da sıklıkla kullanılan kuru acı biber aflatoksin içerir ve bu madde karaciğer kanserine sebep olur.
Kemoterapi ya da kanser tedavisi bittikten sonra…
Kemoterapi vücuttaki normal hücreleri de tahrip edebilir. Vücudun genel durumunu bozabilir. Kuvvetsizlik, kan tablosunda düşüklük meydana gelebilir. İşte bunu düzeltmek için de tamamlayıcı tıbbın ayrı bir yeri vardır. Bu konuda da yine Omega-3 çok faydalı. Ama Omega-3’ü çok iyi balık yağından almak lazım. Okyanuslardaki sardalyalardan ve somon balıklarından elde edilen faydalıdır. Bunun dışında, selenyum, laykopen, bunlar bağışıklık sistemini güçlendirir. Ekinezya da öyle. Dışarıdan alacağımız gıdalar arasında folikasit faydalıdır. Folikasit, hem kanserden korur, hem de kanserden sonra kemoterapinin yarattığını tahribatın önlenmesinde etkilidir. Ginseng, ananas, kara üzüm faydalıdır. Zerdeçal çok önemli bir maddedir. Hem tümör hücresini yok eder hem de immün sistemini güçlendirir. Çörekotu, zencefil, çok önemlidir. Bazı meme kanseri türlerinde keten tohumunu tavsiye ederiz. Ama bu her meme kanseri hastası için geçerli değil.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde tamamlayıcı yöntemlerle ilgili çalışmalar yapan bir komisyon var. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?
Bu, altı sene önce İstanbul Üniversitesi’nde Tamamlayıcı Tıp Birimi olarak kuruldu. Ondan sonra Ankara’da Kanser Danışma Kurulu kuruldu. Kanser Danışma Kurulu’nun bir tanesi de tamamlayıcı tıp danışma kuruludur. Yaklaşık 3.5 sene önce çalışmaya başladı. Başkanlığını da kurulduğundan beri ben yapıyorum. Sahtekarların ilaçları bize gelir. Biz bunların kontrolünü yaptırırız. RTÜK’ün basında çıkan bu yalan yanlış haberleri ve yazıları birazcık frenlemesini istedik. Böyle bir kanun teklifi getirdik. İnşallah çıkar. En büyük zarar bu sahtekarlar. Çünkü bir sahtekar çıkıyor ve bütün zavallı millet zehirleniyor.
Duanın kanser hastaları üzerindeki etkisiyle ilgili bir çalışmanız vardı. Bundan bahsedebilir misiniz?
Kanser tedavisi konusunda inanç da çok önemli. İnancın, hastaların immün sistemini güçlendirdiği iddia ediliyor. İtalya’daki Katolik kiliselerinde bununla ilgili araştırmalar yapıldı. Araştırmanın sonuçları gösterdi ki dua ve inanç hastaların immün sistemini güçlendiriyor. Biz onun için hastaya her zaman inançlı olmasını öneriyoruz. Her zaman için, hangi dinden olursa olsun... Hastalığı inançla beraber yeneceğimizi her zaman söyleriz. Bu gayet normal. Çünkü inanmazsan zaten kaybedersin.
Sahtekarlara karşı ne yapılmalı?
Ulusal Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü kurulmalı. Burada bütün bu çalışmalar yürütülmeli ve sahtekarlarla mücadele edilmeli. Yeni ilaçlar ve bitkiler denemeli. Onun dışında medyanın bilim adamlarıyla işbirliği yapması gerekir. Medya, bu sahtekarlara yer verdiği kadar bilim adamlarına da yer vermiş olsa bu kadar rahat cirit atamazlar.
ŞARLATANLARI AYIRMAK GEREK
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Onkoloji ve Erken Tanı Merkezi Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Metin Aran, alternatif ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını doğru tanımlamak gerektiğini belirtiyor. Hastaların bağışıklık sistemini güçlendirdiği tıbbi araştırmalarla ortaya konan bazı maddelerin tüketilmesinin yararlı olduğunu ifade eden Aran, alternatif tıp adı altında gerçekleştirilen bilim dışı uygulamaları desteklemediklerini vurguluyor. Bilim dışı uygulamalar gerçekleştirenleri ’şarlatan’ olarak nitelendiren Metin Aran, ikisi arasındaki ayrımın doğru yapılması gerektiğini belirtiyor.
’KAPLUMBAĞA KANI KANSERDEN KORUMAZ’
İnsanların bağışıklık sistemini güçlendiren maddelerin kanser rahatsızlıklarından korunmak için kullanılmasını onayladıklarını ifade eden Doç. Dr. Metin Aran, örnek olaraksa antioksidan, fitokimyasal ve omega 3 yağ asitleri içeren besinleri gösteriyor. Hayvansal maddelerinde kanser rahatsızlıkları için koruyucu ve önleyici olarak tüketildiğini sözlerine ekleyen Aran, buna örnek olarak ise kaplumbağa kanını veriyor. "Bu zavallı kaplumbağaların öldürülmesinden başka hiçbir şey ifade etmez. Kanserden korunmaya faydalı değildir, hastaların bağışıklık sistemlerinin güçlenmesine de hiçbir faydası olmaz. Ama onun dışında kansere yararlı olduğu bilinen domates, kivi, enginar gibi yiyeceklerin kullanılmasını onaylıyoruz" diye konuşuyor.
NELER TÜKETİLMELİ?
Antioksidanlar: Antioksidanlar, oksitlenme olaylarını baskılayan maddelerdir. İnsanda normal biyokimyasal olaylardan sonra ortaya çıkan, kanda serbest dolaşarak sağlıklı hücrelere adeta saldıran ve onların DNA yapılarını değiştirerek tümör gelişmesine zorlayan maddelere karşı vücudu korudukları belirtiliyor. Ancak, kanser riskini düşürmekteki rolleri henüz kesinleşmediği için araştırmalar devam ediyor. Bu grubun önde gelenleri vitamin-C, beta-karoten ve vitamin-E’dir. Vitamin-C ağız boşluğu, yemek borusu ve mide kanserlerine karşı koruyucu olabilir. Ayrıca rektum, pankreas, rahim kanserlerinin gelişme riskini azaltabileceği, meme ve akciğer kanserine karşı koruma sağlayabileceği öngörülüyor. Vitamin-C kaynağı olaraksa, portakal, portakal suyu, taze yeşil biber, çilek, kırmızı biber, pişirilmiş brokoli gösteriliyor. Beta-karoten için kaynaklar koyu yeşil yapraklar, sarı-oranj meyve ve sebzeler olarak ifade ediliyor. Yüksek miktarda beta-karoten ise havuç, kabak, taze patates ve ıspanakta bulunuyor. Mide, akciğer, prostat, meme ve baş-boyun kanserlerinin gelişme riskini düşürebileceği olasılığından beta karoten zengini besinler öneriliyor. Bununla beraber, beta-karoten kullanımında kesin öneri öncesi daha çok araştırma gereksinimi vardır Aşırı dozda alınması riskli kişilerde, aynı sigarada olduğu gibi, akciğer kanserine neden olabileceği düşünülüyor.
Fitokimyasallar: Bitkilerin yapısında bulunan bazı kimyasal bileşiklerdir ve bitkileri bakteriler, virüslar ve mantarlara karşı korurlar. Ayrıca antioksidan, besin koruyucu ve kanser yapıcı ajanlara karşı engelleyici etkileri olabileceği bildiriliyor. Yüksek fitokimyasal maddeli yiyecekler brokoli, dutlar, soya kabukları, armutlar, şalgamlar, kereviz, havuç, ıspanak, zeytinler, domates, mercimek, kavun, sarımsak, kayısı, soğanlar, soya fasulyesi, yeşil çay, şeftali, kabaklar, kıvırcık ve Brüksel lahana ve kırmızı şaraptır.
Omega-3 yağ asitleri: Vücutta yapılmayan bu asitler yiyecekler veya ek katkılardan alınan yağ asitleridir. Deniz ürünleri, özellikle sıcak su ürünleri, keten tohumu yağı ve fasulyede bulunan bu asitlerin meme ve prostat kanserleri risk ve gelişmesini önlemede rolleri olabileceği bildiriliyor.
FAZLASI ZARAR GETİRİR
Ankara Numune Hastanesi Tıbbi Onkoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Nurullah Zengin, Modern tıbbın kanserin tanımlanmasında ve tedavisinde belli bir aşamaya geldiğini belirterek şöyle devam etti:"Tabii bunun yanında modern tıbbın başarısız olduğu kanser türlerinde değişik uygulama arayışları halen devam ediyor. Modern tıp içinde de bu arayışlar sürüyor. Aynı zamanda alternatif uygulama diye tabir ettiğimiz değişik bitkisel maddeleri ve bunun dışında da daha değişik yöntemleri bu alanda denemek mümkün. Bunları özellikle modern tıbbın başarı elde ettiği alanlarda tavsiye etmek çok doğru değil. Tamamlayıcı tıp, kontrollü bir şekilde vücut direncini artırmaya yönelik bir araç olarak görülüyor. Anti-tümör etkinliği şu ana kadar gösterilmiş değil. Doğal ve bitkisel olan ilaçların kullanımın ötesinde uç kullanımların zarar potansiyeli daha yüksek"
Kaynak:
http://www.forumgazetesi.com

| 2 yorum ]

Duygusal değişikliklerin yoğun olduğu bu mevsimde metabolizmanızda da değişiklikler olmaktadır. Bu nedenle yaşamınızda sizin dışınızda etkenleri de kontrol altına almayı bilmelisiniz. İşte size 4 hafta boyunca uygulayacağınız metabolizmayı hızlandırma diyeti…
1.Hafta metabolizmayı düzenleyici diyet
2.Kahvaltı:
2 adet kuru incir+4 adet taze ceviz
3.1 karper kadar taze kaşar
4.1 ince dilim yulaf ekmeği
5.Tatlı kırmızıbiber, taze nane ve domates
6.Öğle: 6 yemek kaşığı kıymalı ıspanak
7.1 su bardağı ayran
8.1 ince dilim çavdar ekmeği
9.1 kase karışık az yağlı salata
10.İkindi: 1 adet meyve
11.Akşam:1 kase mercimek çorbası
12.1 ince dilim buğday ekmeği
13.1 kase karışık az yağlı salata
14.Yatarken: 1 su bardağı süt
Haftada 3 kere 45 dakika tempolu yürüyüş
2. Hafta metabolizmayı harekete geçiren diyet
Kahvaltı:1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı bal
1 ince dilim kepekli ekmek
1 su bardağı süt
Domates, salatalık
Öğle:3 adet ızgara tavuk veya yağsız kıymadan yapılan köfte
1 kase yoğurt
1 ince dilim kepekli ekmek
Domates, taze tere ve taze roka
İkindi: 50 gram taze fındık
Akşam: 1 kase sebze çorbası
1 ince dilim kepekli ekmek
Domates, tere
Ara:1 adet meyve
Haftada 3 kere 50 dk tempolu yürüyüş
3.Hafta metabolizmayı hız kazandırıcı diyet
Kahvaltı:1 su bardağına greyfurt+portakal+havuç suyunu karıştırın
2 karper kadar peynir
1 ince dilim buğday ekmek
Domates, salatalık
Ara:1 adet meyve
Öğle: 4 köfte kadar balık buğulama
1 ince dilim buğday ekmeği
1 kase az yağlı roka salatası
Ara:1 adet meyve
Akşam: 4 köfte kadar buğulama balık
1 ince dilim buğday ekmeği
1 kase az yağlı roka salatası
Ara:50 gram badem
Haftada 4 kere 55 dk yürüyüş
4.Hafta metabolizmanızın hızının devamlılığını sağlayacak diyet
Kahvaltı:1 karper kadar peynir
1 ince dilim tahıllı ekmek
6 adet yeşil zeytin
1 su bardağı süt
Domates, salatalık.
Öğle:2 köfte kadar tavuk, balık veya kırmızı et
2 yemek kaşığı bulgur
1 kase az yağlı marul salatası
İkindi:1 adet meyve
Akşam:2 köfte kadar tavuk, balık veya kırmızı et
4 yemek kaşığı sebze yemeği
1 ince dilim tahıllı ekmek
1 kase az yağlı marul salatası
Ara:1 adet meyve
Haftada 4 kere 60 dk tempolu yürüyüş

| 3 yorum ]

Suna Abla, geçen gün Star TV'de bir haberiniz yayınlanmıştı. Kolay bronzlaşmak için formül önermiştiniz. Kakao yağı, çay suyu ve susam yağından bahsediyordunuz. Bu karışım için tam olarak neler lazım? Tekrar beni bilgilendirirseniz sevinirim. Cildim hassas olduğu için çabuk yanıyor. Şemsiye altında bile duramıyorum.
Karışımı tekrar açıklıyorum:
Üç soğan kabuğu, bir su bardağı suda kaynayacak. Üç çorba kaşığı kalana kadar süz ve bu suya üç çorba kaşığı çay suyu ekle. Daha sonra 50 gr kakao yağı, 50 gr susam yağı, 20 gr kayısı yağı, 20 gr havuç yağı, 20 gr ceviz yağı, 10 gr limon yağını diğer karışıma iyice yedir. Daha sonra da bu karışımı güneşe çıkacağın zaman üzerine sür. Ama sen yine de şemsiye altında güneşlen. 10.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşlenmekten kaçın. Kendinize iyi bakın.
Merhaba Suna Hanım, yüzümdeki sivilceleri ne denediysem geçiremedim. Bana yardımcı olur musunuz?
Her şeyden önce hayvansal yağlar ve gıdalar kullanmayın. Kızartma, kuru yemiş ve asitli içeceklerden uzak durun. Her gün haşlanmış bir patates yiyin ve bitki çayları için. Güneşe dikkat edin deriyi kalınlaştırır, yağ kanalarını tıkar ve iltihap kapma eğilimini artırır. Sarı kantaron alın, küçük bir kapta bir bardak suda beş dakika kaynatın ve süzdükten sonra bu suyla cildinizi yıkayın.
Kasığımdaki mantar geçmiyor
Suna Abla ben 22 yaşındayım ve 16 yaşımdan beri kasık bölgemde mantar var. Çok doktora gittim ancak verdikleri ilaçlar belli bir süre sonra etkisini yitirdi. Mantar bir süre sonra tekrardan çıktı. Yazın koku ve kaşıntı yapıyor. Lütfen bana yardımcı olun?
Merhaba, bu konuyla ilgili olarak dermatologlara gitmenizi tavsiye edeceğim. Mantar bulaşıcı olduğundan evdekilere de geçebilir. Çok dikkatli olun.
Çok fazla varisim var
Suna Hanım, ben 25 yaşında çalışan bir kadınım. İşim bilgisayar başında olduğundan sürekli oturuyorum. Bu yüzden bende çok fazla varis ve selülit oluştu. Bu sorunlarım için ne önerirsiniz. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Öncelikle geçmiş olsun. Mutlaka bir damar hastalıkları uzmanına görünmelisiniz. Hazımsızlık sizi etkiler. Bu yüzden lifli gıdalar tüketin. Her sabah mutlaka bir bardak suyun içine bir kaşık bal ve yarım limon suyu koyup için. Fırsat buldukça kese olun. Kese kan dolaşımını olumlu yönde etkiler. Bitkisel çaylar için. Ve mutlaka her gün yürüyüşe çıkın.
Ellerim çok titriyor
Merhaba Suna Abla, benim sorunum büyük. 10 seneyi aşkın zamandır ellerimde titreme var. Kimi zaman hafifledi, kimi zaman arttı, ama hiç geçmedi. Birkaç kez doktora gittim, bunun kalıtsal olduğunu söylediler. Verdikleri ilaçlar da fayda etmedi. Son 2 senede titremeler ellerimden omuzlarıma kadar çıktı. Ayrıca bacaklarımda da başladı. Bunların yanı sıra uyuşma da var. Rahatsızlığımın parkinsona çevirmesinden korkuyorum. Bana ne tavsiye edersiniz?
Mutlaka doktorunu bulman lazım. Özellikle bir üniversite hastanesine gidersen, daha detaylıca araştırıp çözüm bulurlar. Ben sadece vücudun direncini arttıran bir karışım önerebilirim. Bir litre bala öğütülmüş halde 50 gram ginseng, 30 gram üzüm çekirdeği, 10 gram polen, 10 gram fıstık içi ekle. Bundan her sabah ve akşam bir tatlı kaşığı ye. Ayrıca bir tutam kuşburnu ile iki adet kakuleyi 500 ml. suda 5 dakika kaynatıp çay gibi demleyerek içmen de iyi olur.
Sarmısak nasıra iyi gelir
Suna Hanım, ayağımın küçük parmağında, hem içte hem de yan tarafta nasır oluştu. Oje şeklinde sürülen ilaçları kullandım, fakat bir yararını görmedim. Özellikle kapalı ayakkabı giyince çok sıkıntı veriyor. Bundan kurtulmam için önereceğiniz bir formül var mı?
Üç diş sarmısağı dövün ve buna bir çay kaşığı da zeytinyağı ekleyin. Nasır iyileşene kadar bunu her akşam nasırlara sürüp sarın. Nasırlarınız giderek küçülecektir. Ayrıca nasıra ütülenmiş lahana yaprağı sarmak da iyi gelir.
Merhaba Suna Abla, ben 17 yaşındayım. Ama daha bu yaşımda bacaklarımda çatlaklar oluşmaya başladı. Ayrıca son zamanlarda vücudumda sivilceye benzer küçük şeyler çıkıyor. Sanırım isilik... Bunlardan kurtulmak için ne yapmalıyım?
Çatlaklar çoğu kez hızlı kilo alıp vermekten kaynaklanır. Önlem almak için eşit miktarda tatlı badem yağı ile susam yağını karıştırıp sorunlu bölgelere sürebilirsiniz. İsilik ise terlemeden ve deri kalınlaşmasından kaynaklanıyor. Size tavsiyem, önce kese yapın. Banyodan çıktıktan sonra da 5 limon suyu ile 100 ml. suyu karıştırıp, sürün. Kuruyunca üzerlerine talk pudrası serpin.
Gaz sorununa tuzsuz leblebi
Suna Hanım, benim uzun zamandır gaz problemim var. Daha önce papatya çayı denedim, ancak bu daha da artmasına neden oldu. Bana sorunumla ilgili bir tavsiyede bulunursanız sevinirim.
250 gram öğütülmüş tuzsuz leblebi, 100 gram öğütülmüş nöbet şekeri, 50 gram öğütülmüş damla sakızı, 50 gram rezene ve 50 gram anasonu karıştırın. Her sabah ve gece yatmadan önce bundan bir tatlı kaşığı yutun. Sabahları birer adet incir ve kayısı yemek, bir bardak ılık su içmek de yararlı olur. Ayrıca mutlaka temiz havada yürüyüşler yapın.
Tırnaklar ve vitamin eksikliği
Merhaba Suna Hanım, altı senedir birçok cildiye uzmanına gittim. Kimi mantar dedi, ilaç verdi. İlaçları, merhemleri kullandım. Kimi bulaşıkçı hastalığı dedi, suya, sabuna dokunmadım. Tırnaklarımın köklerine iğnelerle ilaç şırınga ettiler, tırnaklarım düştü. Ama sonuç aynı. Son olarak bir dahiliye uzmanı, vücudumdaki demir oranının çok düştüğünü söyledi ve tırnak bozukluğunu buna bağladı. Beş aydır demir hapları kullanıyorum ama değişen bir şey yok. Bir de size danışmak istedim. Umarım böyle bir vaka daha önce görmüşsünüzdür ve bana yardımcı olabilirsiniz. Çünkü el tırnaklarım ve görünüşleri artık beni çok rahatsız ediyor. Şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar diliyorum.
Geçmiş olsun. Tırnakların bu hale gelmesi sağlıklı beslenmediğinizi gösterir. E ve A vitamini, çinko, demir protein almanız gerekiyor. Yani yeşil mercimek, et, günde bir avuç tuzsuz çekirdek, sabahları lor peyniri, kayısı, ceviz ve fındık yemelisin. Kimyasal maddelerden ve stresten uzak durun. Pozitif olun, tırnaklarınıza nefretle bakmayın, sevin onları. Bir kahve fincanı elma sirkesi, bir çorba kaşığı gliserin ve bir limon suyunu karıştırıp tasa koyun ve tırnaklarınızı batırıp bekletin. Bakalım nasıl gelecek? Bana tekrar yazın sevgiler


Kayna:e-kolay.net

| 4 yorum ]

Betakaroten, şeftalide de bolca bulunuyor
Ispanak, lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler, kavun, şeftali, kayısı gibi meyveler, havuç ve kabakta bol miktarda bulunan 'betakaroten'in en az 15 yıl boyunca alınmasının zihin sağlığını koruyabileceği ortaya çıktı.
Zihin sağlığı için faydalı
Harvard Tıp Fakültesi ve Eğitim Hastanesi'nce yapılan klinik deneyde, A vitamininin yapıtaşı olan ve vücutta A vitamini haline dönüştürülen antioksidan betakaroten'in uzun süreli alınmasının zihin sağlığı için faydalı olduğu sonucuna ulaşıldı.
İki grubu inceleyen araştırmacılar, ilk grupta bulunan 4 bin 52 kişinin rasgele seçilen bir kısmına ortalama 18 yıl boyunca, iki günde bir 50 miligram betakaroten, diğer kısmına placebo, ikinci gruptaki bin 904 kişinin yarısına ortalama bir yıl boyunca düzenli olarak 50 miligram betakaroten, diğer yarısına ise placebo verdi.
2003'e kadar her yıl sağlık durumları ve betakaroten'i ya da placebo'yu düzenli alıp almadıkları araştırılan her iki gruptaki katılımcılar, 1998-2002'de en az bir kez de telefonla arandı.
Uzun vadede alanlar başarılı
Uzun vadede betakaroten alanların zihinsel testlerdeki başarılarının, placebo alanlara oranla çok yüksek olduğu ortaya çıkarken, kısa vadeli araştırmaya katılanların bilişsel yeteneklerinde hiçbir farklılık görülmedi.
Araştırma, "Archives of Internal Medicine" dergisinde yayımlandı.


Kaynak:e-kolay.net

| 4 yorum ]

Prof. Dr. ibrahim Saracoglu'ndan
Tavsiye edilen gençlik kürü :
Maydanoz ile dipdiri olun…
Genc gorunmek, zinde ve dinc olmak,
cildinize canlilik, guzellik ve tazelik kazandirmak,
vucudunuzdan toksin atmak, bagisiklik sisteminizi
guclendirerek enfeksiyonlara karsi direnc arttirmak, dolasim bozuklugu yasamadan kilo vermek, ruh sagliginizi guclendirmek istiyorsaniz
Prof. ibrahim Saracoglu'nun hazirladigi '
Maydanoz kurunu' uygulayin.
Maydanoz Kuru
Kokleri haric, saplariyla birlikte 15-20 tane
taze maydanozu havanda iyice ezin,
uzerine yarim limon sikin
İyice karistirdiktan sonra sabah kahvaltisindan yarim saat once ac karnina tuketin, uzerine bir bardak su icin. On bes gun ara vermeden her sabah bu kuru uygulayin. Sonra bir hafta ara verin. Bir hafta aradan sonra tekrar on bes gun
ayni sekilde kuru uygulayin. Dort-bes ay sonra duruma gore bu kuru ayni sekilde tekrar edebilirsiniz.
Daha once uyguladigi taze sikilmis havuc kuru ile Alzheimer'i yuzde 30 oraninda iyilestiren, depresyona karsi ispanak kuru oneren, prostat ve uriner sistem icin brokoli kurunu tavsiye eden Prof. ibrahim Saracoglu, 'genclik' icin 'maydanoz kuru' hazirladi.
Bitkilerin barindirdigi ve insan sagligini etkileyen aktif maddeler uzerinde yaptigi
calismalari uluslararasi alanda kabul goren Profesor ibrahim Saracoglu, genc gorunmek, zinde ve dinc olmak, cildinize canlilik, guzellik ve tazelik kazandirmak,
vucudunuzdan toksin atmak, bagisiklik sisteminizi guclendirerek enfeksiyonlara karsi vucudunuzun direncini artirmak, dolasim bozuklugu yasamadan bir miktar kilo vermek, hatta ruh sagliginizi guclendirmek icin ozel bir kur hazirladi. Ancak, onemli bir noktayi hatirlatmakta yarar var. ibrahim Saracoglu'nun verdigi kurun
herhangi bir hastaligi teshis amaci kesinlikle yok. Eger, bir rahatsizliginiz var ise
doktora gitmelisiniz. Maydonoz kurunu ise destekleyici ve yardimci tedavi olarak uygulayabilirsiniz. Profesor ibrahim Saracoglu maydanoz kurunu anlatiyor
"Maydanoz yemek yetmez kuru uygulanmali" Maydanozun, genclestirme, cilt tazeliginin, guzelliginin geri kazanilmasinda ve korunmasinda rolu buyuktur.
Maydanoz bu gucunu, icerdigi etkin maddelerin ozellikle karaciger metabolizmasi uzerindeki olumlu etkisinden ve tum vucuttan yabanci kimyasal maddeleri (xenobiotica) atabilme ozelliginden alir. Sagliksiz calisan karaciger etabolizmasi,
cildin yavas yavas tazeligini, guzelligini ve canliligini yitirmesine ve kisinin yorgun
gorunmesine, diger organlarinin olumsuz etkilenmesine neden olur.
'Maydanoz kuru' vucudu yabanci kimyasallardan arindirir. Boylece karacigerin saglikli calismasinda etkin rol oynayarak kisinin daha genc, daha saglikli, dinc ve zinde olmasinda etkili olur.
Maydanoz, karacigerde bulunan
glutathione-S-transferaz (GST) enziminin aktivitesini yukseltir. GST enzimi, gerek besinler yoluyla gerekse de solum yoluyla aldigimiz zararli kimyasal maddeleri zararsiz hale donusturur.
Bu kuru uygulayanlar kisa zamanda cok basarili sonuclar alabilirler. Bunun nedeni, maydanozun insan metabolizmasi uzerindeki etkilerinin cok hizli olusmasidir.
Maydanoz, dogru sekilde uygulandigi taktirde mucize yaratan bir bitkidir. Yemeklerinizde veya salatanizda bolca maydanoz kullanmanizin bir beslenme sekli oldugunu, kesinlikle bir kur olmadiginin bilinmesi gerekir. Cunku, salatanin icindeki tuz, baharat ve eksi (limon, sirke v.b.) maydanozun etkin maddeleri ile
reaksiyona girerek istenilen sonucu almamiza engel olmaktadir. Kur, her bitkinin kendine ozgu ve Amaca uygun olarak hazirlanmasi ve kullanilmasidir.
Gunumuzde tukettigimiz hic bir besin saf degil. Tukettigimiz et, sebze ve eyveler, ictigimiz su, soludugumuz hava kontamine (kirli) olmus durumdadir.
Kullanilan zirai ilaclar, hormonlar, transgen tohumlar (genleri ile oynanmis tohumlar), besinlere ilave edilen koruyucu katki maddeleri, fabrika bacalarindan ve araclarin motorlarindan cikan egzoz gazlari, sonucta hep insana geri donen kontaminasyon (kirlilik) kaynaklarini olusturmaktadir. Kimyasallarin zamanla organlardaki birikimi hem hastaliklara karsi direnci zayiflatir hem de
organ sikâyetlerinin daha erken ortaya cikmasina neden olur.

| 6 yorum ]

Birinci gün
Yataktan kalkın
Sabah 06.30'da uyanılacak (Erken uyanmak metabolizmayı canlı tutar ve uykuda geçen sürenin azalması harcadığımız kalori miktarını artırır).
Kalkar kalkmaz
Bir bardak ılık, yarım tatlı kaşığı ballı, 8-10 damla limonlu su içilecek ve yarım saatlik tempolu bir yürüyüşle ter atılacak.
Kahvaltı
Yürüyüşten sonra bir orta boy salatalık, bir adet kabuklarıyla beraber yeşil elma yenecek. * Saat 11.00 civarı, iki parmak dil peyniri yenmeli.
Öğle yemeği
Bir avuç büyüklüğünde tavuk ızgara, küçük bir demet taze nane, dereotu, roka, 2 hafif acı sivri biber yenecek. Salataya 10-15 damla limon damlatılacak, 1 çay kaşığı zeytinyağı konulacak.
* Öğle yemeğinden bir saat sonra bir küçük şişe maden sodası içilecek.
* 2,5 saat sonra diri ve sert şeftali ile kayısı yenilecek.
* Akşam üstü bir bardak light ayran içilecek. İki çorba kaşığı light yoğurt, çok az tuz ve bir bardak ılık su içilecek.
Akşam yemeği
Akşam yemeğinde üç adet haşlanmış kabak, iki adet hafif acı sivri biber, üzerine sos olarak iki tatlı kaşığı light yoğurt, üç-dört adet taze soğan ve bir dilim kızarmış kepek ekmeği yenecek.
Gece
Gece, iki adet ceviz içi, 15-20 adet tuzsuz leblebi ve bir avuç vişne yenecek.
İkinci gün
Yataktan kalkın
Sabah 06.30-07.00 gibi kalkılacak.
Kalkar kalkmaz
Ballı, limonlu su içildikten sonra en az 1 saat hafif tempolu ter atılacak şekilde yürüyüş yapılacak. Yürüyüşten sonra masaj yapılacak.
Kahvaltı
Kahvaltıda iki adet ceviz içi, üç adet diri kayısı ve dört adet az tuzlu zeytin yenilecek.
* İki-üç saat sonra, bir bardak light süt içilecek.
Öğle yemeği
* 100 gram light ton balıklı semizotu salatası yenilecek. Semizotunu saplarıyla birlikte doğrayın,
* İki üç saat sonra bir adet kabuklarıyla beraber yeşil elma ve bir avuç vişne yenilecek,
* İki saat sonra iki parmak dil peyniri yenilecek.
Akşam yemeği
Akşam yemeğinde, bir porsiyon bol sarımsaklı, soğanlı ve hafif sivri biberli taze fasulye kavurması yenilecek. Yanında, iki adet kepekli bisküvi.
Gece
10-15 leblebi ve iki-üç adet diri kayısı.
Ayurveda Uzmanı Dr. Ender SARAÇ'tan iştah azaltıcı öneriler :
· Yeşil Elma
· Nane
· Zerdeçal
Bu sayılan meyva ve bitkileri günde 8-10-15-20-30 hatta 40 kez koklayabilirsiniz diyor Sn. SARAÇ..
Ayurveda Uzmanı Dr. Ender SARAÇ'tan detoks amaçlı bir çorba tarifi :
· 1 Adet Beyaz Lahana
· 1 Çimdik Tuz
· 1 Tatlı Kaşığı Sıvı Yağ (Tercihen Zeytinyağı)
· 1 Tatlı Kaşığı Kimyon
· 1 Tatlı Kaşığı Zencefil
· ½ Tatlı Kaşığı Zerdeçal (Toz)
· 3-4 Diş Sarımsak
· 1 Adet Büyük baş Soğan
· 6-7 Adet Saplarıyla birlikte Maydanoz
· 2-3 Adet Hafif acılı Sivri Biber
Hep birlikte kaynatılan malzemeler Beyaz Lahananın haşlandığı görüldükten sonra kaynatmaya son verilir. Blanderdan geçirilip bir termosta ya da uygun kapta saklanabilir. Gün boyunca sadece bu karışımdan toplam 2- 2,5 litre içeceksiniz, diyor Sn. SARAÇ..


Kaynak:www.ender.saraç.com

| 6 yorum ]

Palamutgiller familyasından fındık ağacının meyvesidir. Ülkemizin Karadeniz Bölgesinde bolca yetişen, kaliteli bir besindir. Fındık meyvelerinde bol miktarda (%52) sabit yağ, protein, şeker, fosfor ve kalsiyum bulunur. Fındık yağı, sıkma yöntemi ile elde edilmektedir.
Dahilen kullanımda kalp çarpıntısı, böbrek ve idrar yolları tıkanmasın, sivilce, leke, damar sertliği ve damar kireçlenmesinde, öksürük, kan tükürmesi, bağırsak sorunları, görme bozuklukları, iktidarsızlık, kuvvetsizlik, tansiyon dengeleyici ve kolestrole karşı başarıyla savaş veren bir besindir.
Haricen, sivilcelerde, lekelerde, yaşlılık etkilerinde, yüz felci durumlarında kullanılır.
Dahilen yemeklik yağ ya da tok karnına günde 2 kez 1’er tatlı kaşığı; haricen günde 1 kez sorunlu bölgeye yedirilerek kullanılabilir.
Karın bölgesine masaj yaparak uygulandığında, fazlalıkları erittiği kullananların söylemlerinden bilinmektedir.

| 1 yorum ]

İnsanlar bazen özel kararlar alır. Kararlar arasında elbette forma girmekle ilgili bazı düşünceler de vardır. Zaten ene doğru genişlemeye başlamışsanız bu kararı zorunlu olarak almak zorundasınız! Ki artık şişmanlık sadece estetik sorunu da değil. Aşırı kilo kanser, kalp, diyabet ve tansiyon gibi önemli hastalıkların da nedeni olabiliyor. Neden-sonuç açısından değerlendirildiğinde şişmanlığın ilk nedeni fazla kalori almak. Ayrıca hormonsal düzensizlikler ve troid bezi sorunları da kilolara neden olarak gösteriliyor. Peki zayıflama tekniklerinin hiç suçu yok mu? Uzmanlar sıkı diyete girip günlerce aç kalıp, sonra da zayıflayanların büyük yanlış yaptığını söylüyor. Bir süre sonra iki misli kiloyla karşılaşınca neye uğradıklarına şaşıran kadınlar başka çareler aramaya başlıyorlar. Bu çarelerden birinden de 'Zayıflama Tozu' üreten Volkan Kurt söz ediyor. Ataşehir'de sağlıklı beslenme faaliyet gösteren Herbalium Doğal Ürünler Merkezi'nin müdürü olan Kurt, bitkisel ve doğal olan her şeyin ilgi alanlarına girdiğini belirtiyor. Açtıkları www.herbalium.net adlı site de bu çerçevedeki bilgileri barındırıyor, meraklısına aktarıyor. Son olarak ürettikleri ürün ise kilo sorunu olanların ilgi odağında. Bu yeni ürünün en önemli özelliği, içeriğinde 'yağ yakıcı' şifalı bitkilerin ve özel karışımların bulunması. Bunun çay değil, 'toz' olduğuna dikkat çeken Volkan Kurt, sağlıklı zayıflamak isteyenlere öneriyor.
Daha fazla bilgi için:
www.herbalium.net
Zayıflama tozu nasıl etki ediyor?
Bitkisel tozun günde üç kere, yemeklerden önce bir kase yoğurtla karıştırılıp yenmesi öneriliyor. Üzerine su içildiğinde, karışım hem tok tutuyor hem bağırsakları çalıştırıyor. Öte yandan yemekte alınan yağların vücuttan daha kolay atılmasını sağlıyor. Karışımın içinde sinemaki gibi boşaltım sistemini aşırı çalıştıran bitkiler yok. Tam tersi yan faydası var. Yüksek kolesterolü düşürüyor, tansiyona faydalı oluyor.
İştahı köreltmenin silahı bol malzemeli salata!
Zayıflama tozu, 'Z-34' adını taşıyan bitki özü damlası ile birlikte kullanılırsa, daha olumlu sonuçlar çıkıyor ortaya. Sabah ve akşam yarım çay bardağı su içerisine 10 damla damlatılarak içilmesi gereken damla vücuttaki yağların atılmasını hızlandırıyor. Volkan Kurt, iştahlı kişilere de şu formülü veriyor: 'Yemekten önce bol malzemeli bir salata hazırlayın. İçine bir yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 limon sıkın. Yemeğe başlamadan önce bu salatayı yavaşça ve iyice çiğneyerek bitirin. Bu salata beyne tokum mesajı verir