| 3 yorum ]

 Osmanlı Zamanında akşam yemekten sonra misafirlere sunulan içecek varmış hem hazmı kolaylaştıryor hemde fazla yağları eritiyor.

FORMÜL: 4 YEMEK KAŞIĞI SİRKE
4 YEMEK KAŞIĞI BAL
4 SU BARDAĞI SU
BUNU 1 LİTRELİK CAM ŞİŞEYE KOYUN VE İYİCE ÇALKALAYIN HER YEMEKTEN SONRA YARIM SU BARDAĞI İÇİN 1 AY SONUNDA FARKI GÖRECEKSİNİZ
CİLT KURULUĞUNA

Cildinizin kuruluğundan şikayet ediyorsanız, aşağıdaki maskeyi uygulayın. Büyük bir tencerenin yarısına kadar su koyup, ocakta ısıtın. Kaynattığınız bu suyun üzerine ufak bir madeni kap oturtun. Bu kabın içine de 1 kaşık keten tohumu unu koyup, 2-3 misli su ile karıştararak hamur haline getirin. Daha sonra bu hamuru ılık halde yüzünüze uygulayın. Göz çevreniz hariç yüzünüz ve boynunuza sürün. Cildinizde 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayın. Haftada bir kez banyodan sonra uygulayacağınız bu maske ile cildiniz daha yumuşak bir görünüm kazanacaktır

| 2 yorum ]

 Cildin yumuşak ve dayanıklı olması için neme ihtiyacı vardır. Ancak, kış aylarında bu nemi tutabilmesi zor olur. Ayrıca merkezi ısıtma sistemleri de cildi fazlasıyla kurutur. Banyo yapmak ve havluyla çok iyi kurulanmak da, cildin nemini alan nedenlerdir. Banyo yapmak cilde geçici olarak nem verir ama cildin koruyucu yağlı tabakasını alarak uzun vadede daha çok nem kaybına neden olur. Bunun yanında kimyasallar, kozmetikler ve diuretikler, antihistaminikler, isotretinoin (roacutane) gibi bazı ilaçların kullanımı da kuruluk sebebi olabilir. Sigara kullanımı da cildi besleyen kılcal damarları daraltarak yeterince oksijen ve besleyicilerin taşınmasını engeller. Kuruluğa ve cildin doğal görünümünü bozarak kırışıklıkların oluşmasına yol açar.
Kimlerde cilt kuruluğu görülür?
Cilt kuruluğu herkeste görülebilir; özellikle yaşlılıkta artar. Ayrıca tiroid problemleri, diyabet ve egzama, sedef hastalığı, atopik dermatit gibi bazı cilt hastalıklarının seyrinde kuruluk en belirgin bulgulardan biridir. Ayrıca kadınlarda erkeklerden daha fazla oluştuğu ve şikayetlerin menopozdan sonra arttığı gözlenmiştir.
Mevsim değişiklikleri cilt kuruluğu üzerinde etkili midir?
Mevsim değişiklikleri cilt kuruluğuna sebep olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi kışın kuruluk artar ama yaz aylarında da çok güneş altında kalan kişilerin ciltlerinde, diğer zararlı etkilerle birlikte çok ciddi oranda cilt kuruluğu da oluşur.
Soğuk ve sıcak, ciltte nasıl etkiler yaratır?
Çok sıcak kadar çok soğuk da ciltte kurutucu etki yapar. Ayrıca ani ısı değişikliklerinden de kaçınmak gerekir. Soğuk etkisiyle cilt yüzeyindeki nem kolaylıkla yok olur. Eğer rüzgar da eklenirse kuruluk tablosu çok daha rahatsız edici hale gelebilir.
Cilt kuruluğu nasıl anlaşılır? Belirtileri var mı?
Hepimizin cilt yüzeyi yağ bezleri tarafından salgılanan doğal yağlı bir tabaka ile kaplıdır. Eğer bu tabaka kaybolursa cilt kuru, pullanmış ve hatta çatlak, kızarık hale gelebilir. Bunlar kuru bir cildin en çarpıcı belirtileridir.
Besinler cilt kuruluğunda etkili olur mu? Ne tip beslenme ciltte kurumaya neden olur?
Besinler de cilt kuruluğunda etkilidir. Vitaminler ve esansiyel yağlardan zengin diyet önerilir. Sebzeler, meyve, balık ve bitkisel yağların dengeli bir şekilde alınması gereklidir. Düşük yağlı diyetler belki vücudumuzu inceltici etki yapabilir ama cildimiz için zararlıdır. Esansiyel yağların yeterli oranda alınması çok önemlidir. Kızarmış yiyecekler ve aşırı miktarda hayvansal protein alımından kaçınmak gerekir. Sodalı, alkollü ve kafeinli içeceklerden de uzak durmak önemlidir. Kafeinli içecekler idrara çıkmayı arttırarak çok fazla miktarda su ve mineral kaybına; dolayısıyla cilt kuruluğuna sebep olur. Günde en az 1.5 litre kafeinsiz ve alkolsüz sıvı tüketilmesi gerekir. Bu nedenle su içilmesi çok önemlidir.
Sabun kullanmak cildi kurutur mu?
Sabun kullanmak cilt yüzeyini kaplayan doğal yağ tabakasının kaybına sebep olacağı için cildi kurutur.
Makyajın cilt kuruluğunda belirgin etkisi var mı?
Eğer cilt tipine uygun olmayan makyaj ürünleri kullanılırsa ve bu ürünler ciltten iyi temizlenmezse kuruluğa sebep olabilirler.
Cildin kurumasını önlemek için ne yapmak gerekir?
Duş yapıldığı sırada ılık su ve vazelinli ya da zeytinyağlı temizleyiciler veya duş yağları kullanılmalıdır. Duş süresi 15 dakikayı geçmemelidir. Küvette uzun süre kalmak da cilde kurutucu etki yapar, o nedenle küvette yıkanma önerilmez. Cildi kuru olan kişilerin keseleme, ovalama gibi işlemleri uygulamaması yerinde olur. Yıkanma işlemi için yumuşak bir sabunluk yeterlidir. Duş aldıktan sonraki ilk 3 dakika içinde cilt fazla kurulanmadan sadece hafifçe havlu ile temas ettirildikten sonra uygun bir nemlendirici krem uygulanmalıdır. Yaşlılarda banyo işlemini haftada bire indirmek en iyisidir. Pamuklu çamaşırlar ve giysiler önerilir. Çamaşırlar yumuşak deterjanlarla ve mümkünse en az kimyasal temasla, mesela yumuşatıcı bile kullanmadan yıkanmalıdır. Cildimiz kadar evlerimizin nemlendirilmesi de önemlidir. Merkezi ısıtma sistemi olan evlerde radyatörler üzerine ya da yakınına su konulması; ortama nem sağlayacak özel geliştirilmiş buhar verici aletlerin kullanılması, kurumayı önleyici etkin bir tedbir olabilir. Uyunan odanın sıcaklığının da fazla olmamasına özen gösterilmesi gerekir. Böylece nem kaybı önlenmiş olur. Bütün diğer zararlı etkileri yanında, güneş ışınlarının kurutucu etkisinden de uygun bir güneş koruyucusu ile cildi korumak gerekir. Aynı etkilerin solaryum ile de oluşabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Kuru bir cilde sahip olanlar ya da dönemsel olarak cildi kuruyanlara neler önerilebilir? Ne tarz bir bakım yapmalılar?
Özellikle kış aylarında ellerinde ve yüzünde kuruluk nedeniyle kızarıklık ve çatlaklar oluşan kişilerin muhakkak eldiven, atkı kullanması; nemlendirici el ve yüz kremlerini ihmal etmemesi gerekir. Buna rağmen kuruluk, çatlama, kızarıklık ve hatta kanamalar oluşursa bir dermatologdan yardım almak gerekir.

| 2 yorum ]

 Her kadın aynaya baktığında kendinde bir değişiklik görmek ister. Bunun da en kolay yolu saç rengini değiştirmektir. Ancak çalışan kadınlar için kuaförde zaman harcamak, bir başka zamandan çalmak anlamına geldiği için çoğu kez böylesi değişiklikler arka plana atılır. Bu nedenle artık her gün daha fazla kadın gerek zamandan ve paradan tasarruf etmek, gerekse sadece denemek amacıyla saçını evde boyamayı tercih ediyor. Siz de markette dolaşırken saç boyası reyonunda takılıp bir türlü karar veremeyenlerdenseniz, işte size mükemmel sonuçlar elde etmenin püf noktaları!
Seçiminizi iyi yapın

Daha önce hiç kalıcı boya denemediyseniz önce geçici bir boya seçmeniz iyi olacaktır. Böylece beğenmediğiniz bir sonuç aldığınızda geri dönmeniz kolaylaşır. Teninize uyacak ve doğal saç renginizden iki ya da üç ton koyu olacak bir renk seçin. Beyazlık ya da grilikleri de dikkate alırsanız, birkaç ton koyuluk iyi bir kapatma görevi görecektir. Aksi takdirde bu bölgelerde ilginç turunculuklarınız olabilir.
Kendinizi hazır hissettiğiniz anda adım adım uygulamaya geçebilirsiniz:
1- Saçlarınızın durumunu değerlendirin
2- Saçınızı boyamadan önce, ne halde olduklarını kontrol edin. Saçınız ne kadar sağlıklı olursa, alacağınız sonuç da o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle boyama işlemini gerçekleştirmeden önceki hafta, saçınıza birkaç kez bakım yapın. İçinde, saçları güçlendiren B vitamini, pantenol, E vitamini, avokado veya Hindistan cevizi yağı gibi nemlendirici maddeler bulunduran ürünleri deneyin. Eğer saçlarınız çok kuru ve yıpranmışsa ve kırıklar varsa, o zaman saçı boyamak pek iyi bir fikir olmayabilir. Saçlarınızı biraz kestirip, bir süre bakım uygulamak ve boyayı sonraya bırakmak daha iyi olacaktır. Saçlarınızı boyadıktan sonra da ayda iki kez bakım yapmaya devam edin.
3- 2- Doğru rengi seçin
4-Başarının anahtarı doğru rengi seçmektir. Parlak gün ışığında doğal saç renginize iyice bakın. Daha sonra gözlerinize ve cilt renginize uyan, bunları tamamlayan bir renk seçin. Örneğin; eğer cildiniz sarımsı veya buğday tonlarındaysa o zaman kırmızı, kestane rengi, bakır veya kızıl - kahve tonlarını tercih edebilirsiniz. Cildiniz beyaz veya kırmızıysa, o zaman küllü renkleri ve bej tonlarını deneyin.
5-
3- Bir yöntem belirleyin
6-
Profesyoneller, yarı kalıcı veya yıkanınca çıkan boyalarla başlamayı öneriyor. Bunlar daha hafif ürünlerdir ve genelde 28 yıkamaya kadar dayanırlar. Kalıcı boya istiyorsanız, damlamayan formülleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca kurumuş olan uçlar için, boya öncesi bakım paketi olanları tercih edebilirsiniz. Boyamaya başlamadan önce, kutu üzerindeki talimatları mutlaka okuyun. Böylece uygulamanız daha kolay olur ve alerji olasılığını da düşürebilirsiniz.
7- 4- Rengi korumak için
8-
Saçınızı boyayıp şekil verdikten sonra, elde ettiğiniz rengi korumak isteyeceksiniz. Saç renginizi uzun süre muhafaza etmek için güneş ve klordan uzak durun, saç kurutma makinesi, fön ve maşa gibi sıcaklığı çok yayan aletleri fazla kullanmaktan kaçının. Bunlar hem rengin atmasına hem de saçın yıpranmasına neden olurlar. Saçınızı parlak ve nemli tutmak için, özellikle boyalı saçlar için üretilmiş şampuan, saç kremi ve bakım ürünlerini uygulayın.
9-Bunlara dikkat:
10- Başlamadan önce mutlaka kullanım kılavuzunu iyice okuyun.
11-Boyamaya başlamadan önce bütün gereçlerin tam olduğundan emin olun.
12-Eski bir gömlek giyin ve eski bir havlu kullanın.
13- Saçınızın etrafındaki cildin lekelenmemesi için biraz vazelin sürün, ancak saça bulaştırmamaya dikkat edin.
14-Boya sürerken mutlaka eldiven kullanın.
15- Saçları bölerken ve boyayı dağıtırken geniş ağızlı bir tarak kullanın.
16-Cilde bulaşan boyayı ıslak mendil, şampuanlı veya cilt temizleyicili pamuk ile silin.
17- Rengin tutması için saati ayarlayın.
18- Bunlardan kaçının:
19- Saçınız açık kahverengiden daha koyuysa renk açıcı ya da sarartıcı maddeler kullanmayın. Aksi takdirde saçınız turuncu olur.
20- Cereyan yapan bir yerde ya da ateş yakınında oturmayın. Bu uygulama sürecini ve sonucu etkileyebilir.
21-Bekleme sırasında telefonla konuşmayın, aksi takdirde zamanın nasıl geçtiğini farketmeyebilirsiniz.
22- Saç boyalarının özellikleri
23- Doğal boyalar (bitkisel boyalar) saç telinin içine nüfuz etmez ve beyaz saçı tam olarak kapatamaz. Ancak saça bir ışıltı ve dolgunluk kazandırır. Dolayısıyla saça bakım yapmaları nedeniyle avantajlıdır. Eğer saçınızı boyamak değil de sadece kuvvetlendirmek istiyorsanız, nötr kına uygulayabilirsiniz.
24- Doğal boyaların özelliği; sentez ile elde edilmiş boyalarınkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir. Bu özellik onların saç telinin tümüne ve özellikle saç telini oluşturan kabuğa nüfuz etmelerini sağlar. Böylece direkt boyaların yaptığı gibi saç renginin geneliyle bütünleşirler.
25- Doğal boyalar şampuanlamayla yok olur. Düzenli olarak kullanılırsa yoğunlukları artar. Çünkü saçta halen var olan boyanın üzerine tutunurlar. Böylece doğal boyalar, saçın genel bütünlüğünü bozmadan saç renginin sabit tutulabilmesi açısından yararlıdır.
26- Kimyasal boyalara oranla daha uzun bir bekleme süresiyle uygulanmalıdırlar. Bu süre genellikle bir saat olmasına rağmen, her şey saçınızın doğal rengi ve kalitesine bağlı olarak dikkatle uygulanmalıdır. Örneğin açık renk saçta 'havuç turuncusu' gibi bir sonuç istemiyorsanız, uygulama süresi kısa tutulmalıdır. · Doğal boyayla boyanmış bir saça kimyasal boya uygulandığında, kutuda belirtilen süreden daha uzun bir uygulama süresine ihtiyaç vardır. Kimyasal bazlı boyanın kuvvetlenen saça nüfuz etmesi ve bunu aşması daha uzun sürer. Beklenen neticeyi almak bazen birkaç denemeyle mümkün olur

| 5 yorum ]

Aslı güngörün şu sıralar popiler olan şarkısı Kalp kalbe karşı derler internette ve tvlerde en çok izlenen şarkı oldu...Şarkıya aynı zamanda Ferhat Göçer de eşlik ediyor...

KALP KALBE KARŞI DERLER

Kalp Kalbe Karşı Derler...
Kalp kalbe karşı derler,

Onun için sormadım,

O dalgın bakışları,

Ben mi yanlış anladım.
Söyle nedir, nasıldır,

Gönlüme akışların,

Bir sır gibi içimde,

Simsiyah bakışların.
Neler geçti gönlünden,

Anlat azıcık bana,

En içten duygularla,

Bağlıyım şimdi sana.
Dalıp gitti gözlerim,

Gözünde uzaklara,

Fırsat bilip gönlümü,

Düşürdün tuzaklara.

ORJİNAL KALP KALBE KARŞIDIR ŞARKISI İZLE

 

| 2 yorum ]

 Hayıt (Vitex agnus-castus); el şeklinde yaprakları olan,yaz aylarında morumsu çiçekler açan, çalı görünüşünde 1-3 metre yüksekliğinde bir ağaççıktır. Yarim cm’ lik küre şeklinde, acımsı meyveleri vardır. Rengi iyice koyulaşan meyveler, ekim-kasım döneminde toplanır ve gölgede kurutulur. Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Suriye, Lübnan ve Türkiye’ de Akdeniz ile Ege bölgelerinde yaygın olarak yetişir. Yapılan araştırmalara göre meyve ve tohumları; % 4-6 oranında eterli uçucu yağlar (1-8 Cineole, p-cymene, ß-caryophyllene, a-terpineol, citronellol, castine, a- ve b- pinene, linalool, limoneen, ledol, y-cadinene, camphene, sabinene), Alkaloit (Viticin), %1 oranında flavonoidler (Casticin, isovitexin, kaempferol, quercetin, orientin, isoorientin, penduletin, luteolin-7-glucoside, quercetagetin, isorhamnetin), %1-3 oranında yağ asitleri (palmitic acid, linoleic acid, linolenic acid, eicosapentanoic acid, oleic acid, stearic acid), iridoid-glikozitler (% 0,3-1,1 aucdubin ve % 0,5 Agnuside), steroidler (progesterone, testosterone, 17- a-hydroxyprogesterone, androstenedione), vitaminler (folic acid, thiamine, pyridoxine, riboflavin, cholecalciferol, tocopherols, tocotrienols), tanen ve rezin içerir.
Adet öncesi sendromlar (PMS), adet zorlukları ve menopoz kadınlık tarihi kadar eski problemlerdir. Kadınlara bu konularda yardımcı olmak için çok çeşitli çareler araştırılmıştır. Şüphesizki doğal terapi yöntemleri bu alanda da yol göstermektedir.


Bu naturel terapilerden birisi özellikle göze çarpmaktadır: Hayıt meyvesi veya tohumu. Hayıt meyvesi veya kısaca hayıt her yaştaki kadın için ebedi bir bitkisel çaredir. M.Ö 450’ de hayıt’ tan ilk olarak bahseden tıbbın babası kabul edilen Hipokrat’ tır (Hippocrates). O zamandan beri hayıt yüksek ateş, başağrısı, gazlanma ve idrar arttırma için ama en önemlisi günümüzde de devam eden şekliyle “kadın hastalıkları” için tavsiye edile gelmiştir. Adet öncesi gerginlik (PMT), genellikle östrojen (oestrogen) ve progesteron (progesterone) hormonları arasında dengesizliğe neden olur. Progesteron’ un göreceli noksanlığı; adet gecikmesi, göğüslerin hassasiyeti, sancı, kramp ve depresyon gibi semptomlardan sorumlu rahatsızlıklara yol açar. Hayıt bu semptomların giderilmesinde veya azaltılmasında etkili olabilmektedir. Hayıt meyvesi içerisindeki eterli uçucu yağların ve diğer sinerjetik bileşiklerin hipofiz bezi üzerinde pozitif etkileri vardır. Bilindiği gibi hipofiz bezi pekçok vücut hormonunun dengesinden sorumludur. Hayıt meyvesi, hipofiz bezini yumurtalıklardaki corpus luteum tarafından progesteron üretiminin artmasına yol açan belirli hormonları daha çok veya daha az üretmek için uyarır. Hayıt meyvesi vücuttaki kadınlık hormonlarını doğal bir şekilde dengeleyerek işlev görür. Hayıt meyvesi, başkaca progesteron terapilerinin başarılı olamadığı durumlarda bile başarılı olabilmiştir. Hem de bazen sentetik hormon yerleştirme sonucu oluşan yan etkilerin hiçbirine neden olmaksızın. Hayıt meyvesinin adet öncesi gerginlik (PMT) semptomlarına faydası en az 2 hafta içinde kendini açıkça belli eder. Fakat, en iyi sonuç için hayıt meyvesi en az 3 ay süre ile alınmalıdır. Yapılan çalışmalarda daha uzun süreli olarak hayıt meyvesi alımının PMT’ yi tamamen ortadan kaldırabileceği görülmüştür.
Hayıt meyvesi çok nazik bir bitki de olsa, etkisi inip çıkan bir piston gibidir. Sivri yerleri düzleştirir, çukur yerleri yükseltir. O adet periyodunuzu (menstural cycle); ister çok kısa olsun, isterse hiç olmasın, kanama zamanı çok uzun veya çok kısa olsun, kanamanız çok hafif veya ağır olsun herşeyi normale döndürmek için elinden geleni yapacaktır. O aynı zamanda hem afrodizyak (cinsel istek arttırıcı) hem de anti-afrodizyak özelliğe sahiptir. Yani cinsel isteğiniz çok fazla ise onu azaltacak, az ise yükseltecek ve normale döndürecektir. Menopoz hormonal iniş çıkışın sonunda büyük bir çukurdur. Hayıt meyvesi progesteron’ daki dramatik inişi yavaşlatarak ve hormon seviyesindeki değişikliklere vücudu alıştırarak bu süreçte yardımcı olmaktadır. Sıcak basması, vajina kuruluğu, baş dönmesi ve depresyon gibi menopoz semptomları hayıt meyvesi terapisine olumlu tepki vereceklerdir. Hormon dengesizliği kısırlığa da yol açabilmektedir. Bu nedenle hayıt meyvesi yumurtlama periyodunu düzenlemeye ve hamile kalma şansının artmasına yardımcı olabilir. Doğum kontrol hapına son verdikten sonra da, bedenin doğal dengesini yeniden kurabilmesinde çok yararlı olur. Hayıt meyvesinin, her ne kadar kullanım alanlarının çoğu bayanlar için olsa da erkeklerde depresyon ve buna bağlı cinsel iktidarsızlık durumlarında da kullanılılabilir. Erkeklerde testesteron, kadınlarda ise östrojen fazlalığının neden olduğu aşırı kıllanma ve sivilcelere (akne) karşı, hayıt meyvesi terapisi hormonları dengeleyerek yardımcı olabilir. Hayıt, 2400 yılı aşan kullanım süreci buyunca tamamen güvenli ve yan etkisiz olduğunu kanıtlamış bir bitkidir.
İçerik: Her 1 kapsül:
300 mg Hayıt Meyvesi Ekstresi (Vitex agnus castus) (% 0,5 agnuside içerecek şekilde standardize edilmiş)
150 mg Dong Quai Kökü (Angelica sinensis) içerir.
Dong Quai (Çin Melekotu); Çin, Kore ve Japonya’ da yetişen aromatik bir bitkidir. Bu ülkelerde Ginseng’ den sonra en ünlü ikinci bitkidir ve kadınlar için yapılan hemen hemen tüm bitkisel kombinasyonlarda yer alır. Adet görme düzensizliklerinden menopoz semptomlarına kadar tüm jinekolojik şikayetler için kullanılabilir. Kökleri vitamin A, E ve B12 içerir. İçerdiği 6 çeşit coumarin türevi anti-spasmodik etkilerinden dolayı çok değerlidir. Bilindiği gibi anti-spasmodik maddeler menstural (adet) kramplarını hafifletmekte veya gidermektedir. Ayrıca Dong Quai’ nin kökleri temel yağlar (ligustilide, butylphthalide), ferulic acid, ve çeşitli poli-sakkaritler içermektedir. Bu maddeler spazm giderici, kan pıhtılaşmasını azaltıcı ve çevresel kan damarlarını rahatlatıcı etkiye sahiptir. Araştırmalar Dong Quai’ nin östrojen hormonu üzerinde dengeleyici etkisi olduğunu da göstermiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Dong Quai, hayıt meyvesinin sinerjetik etkisini arttırmak ve standardize etmek amacıyla Hayıt Meyvesi’ ne ilave edilmiştir.
Uyarılar: Hamile veya emziren kadınların bu ürünü kullanmamaları tavsiye edilmektedir.

| 2 yorum ]

 Diyanet isleri baskanligi, diyanet vakfi tarafindan cikarilan "yaşayan hurafeler" isimli kitaptan ... *zifaf gecesi gelin ve damat sabunla yikanirsa, sabun aci oldugundan, sonra, aralarina aci ve ayrilik girer *.cenaze yikanirken tenesirin altina dokulen su, bir siseye doldurulup habersiz sarhosa icirilirse, sarhos ickiyi birakir
*.disi agriyan bir kisi mezarliga gider, bir mezartasini isirir ve ardina bakmadan geri gelirse, dis agrisi kesilir
*.cocuk fıtıkla dogarsa, kilodu cali agacinin bir dali yarilarak arasindan gecirilirse fitigi iyilesir
*.kisa boylu kadin ugursuzdur.aybasili kadin, bir bostandan gecerse sebzeleri kurutur.. hamileyken yumurta yiyen kadinin cocugu yaramaz olur
*.gelin, eve ilk geldiginde kaynanasinin iki bacagindan iceri girerse hayati boyunca saygili olur
*.cocuk dunyaya geldikten sonra yikanip tuzlanir ve sofraalti bezine sarilirsa tok gozlu olur. Yeni dogan cocuk, bayram gunu disi essege bindirilip kup etrafinda dolastirilirsa omru mutlu gecer
*.bir evden ölü cikarsa , o evdeki su kaplari bosaltilmazsa, azrail tum sulara elini degdigi icin biri daha ölebilir.. ölü yikandiktan sonra kazan cevrilmezse bir ölü daha olur
*.bazi turbelerin topragindan cikan solucanlari yiyen kadinlarin kisirligi gecer.ilk cocugun erkek olmasini istiyorsaniz yataga bir erkek cocuk yatirilir
*.sunnet olan cucugun fazlaligi cami avlusuna birakilirsa, o cocuk dindar olur *surekli aglayan cocukların kafasi hafifce bir camiinin dort duvarina vurulursa aglamasi sip diye kesilir
*.nikah yapilirken tavana ve tabana bicak saplanirsa o yuva kotuluklerden korunur
*.gerdek gecesi basarasiz olan damat mezarlikta dolastirilirsa iyi motive olur.. zifaf yatsi namazindan sonra daha hayirli olur..
*.evde kalmis kizlar turbeye gidip "kilit acma" talimleri yaparsa, hemen kismeti cikar.

| 0 yorum ]

 Bakımlı ve güzel görünmek için para harcamanıza gerek yok. Mutfağınızda bulunan malzemelerle yapacağınız karışımlar sayesinde harika bir cilde sahip olabilirsiniz....
İşte size bebek gibi bir yüze sahip olmanın sırları. Evde hazırlayacağınız karışımlarla farkı görebilirsiniz.
Yüz için nemlendirici maske
Malzemeler: Yumurta sarısı ve süt Hazırlanışı: Yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırıp yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek 15 dakika bekleyin. Kağıt mendille silin. Daha sonra ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın. Ne işe yarar: Yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt sıkılaştıracak. Maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.
Siyah noktalara son
Malzemeler: Limon suyu, yoğurt Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayın. Ne işe yarar: Limon suyu cildi dezenfekte eder, siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, yağ miktarını dengeler. Maske haftada bir kez uygulanabilir. Çok gerekliyse bu sayı ikiye çıkabilir.
Sivilceler için karnıbahar
Malzemeler: Karnıbahar, Zeytinyağı Hazırlanışı: 8 adet karnıbahar yaprağını, 2 kaşık zeytinyağı ile mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, 10 dakika bekleyin ve ılık suyla temizleyin. Ne işe yarar: Karnıbahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır. Haftada bir ya da iki kez kullanabilirsiniz.
Yağlı ciltler için
Malzemeler: Bal, süt, limon suyu Hazırlanışı: 1 kaşık balı, 1 kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın, kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Ne işe yarar: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin emilmesini sağlar. Yağ salgısını dengeler. 10 günde bir tekrarlayabilirsiniz.

| 1 yorum ]

 Tatil dönüşü saçlarınızın nasıl harika göründüğünü ve kendinizi iyi hissettiğinizi hatırlayın. Sizce tuzlu su saçlarınız için gerçekten iyi bir şekillendirici olabilir mi? Şimdilerde ünlülerin kuaförleri saçları şekillendirirken okyanusun tuzlu suyunu tercih ediliyor. Ünlülerin seksi dalgalar ve parlak saçlara sahip olmasının sırrı işte bu tuzlu su spreyi..
Saçlar okyanus suyu ile şekilleniyor
Şişelenip satılan tuzlu su ile saçlarınızı daha sağlıklı şekillendirebilirsiniz. Çoğu kadın Avustralya'da PPS Hair Wear firması tarafından geliştirilen PPS Sea Salt Mist ürününü kullanıyor. Bunun yanı sıra John Freda'nın da tuzlu su spreyi bulunuyor. Okyanus suyu ve yosun mineralleri, protein saçınızı koruyor ve güçlendiriyor. Ayrıca, güneşten korurrken, saçlarınızın şeklini korumasını sağlıyor.
Nasıl uygulanıyor?
PPS Sea Salt Mist'i kullanmadan önce şişei iyice sallanıyor. Islak veya kuru saça uygulanıyor. Daha sonra saç şekillendiricilerle ya da elle saçlar şekillendiriliyor.
Kullananlar ne diyor?
Yurt dışındaki forumlarda tuzlu su ile saçlarını şekillendirenler spreyi hafif nemli ya da kuru saça uyguladıktan sonra bigudi ile sardıklarını belirtiyor. Dağınık dalgalara sahip olmak isteyenler ise spreyi sıktıktan sonra saç uçlarını bir süre kıvırıp iyice kurumasını bekliyor. Sonuçta ise seksi ve dalgalı saçlara sahip oluyorlar.
Ürünle ilgili detaylı bilgi için
http://www.ppshairwear.com.au/style10.cfm linkinden alabilirsiniz.


Kaynak:/ivillage.mynet.com

| 1 yorum ]

 Son dönemde birçok kadın güzelleşmek ve sağlıklı bir cilde kavuşmak için bitkisel yağları tercih ediyor. Peki hangi yağ ne işe yarıyor. Kadınlar güzel ve bakımlı görünebilmek için her yöntemi denemekten kaçınmıyorlar. Kullanılan kozmetik ürünlerinin içerdiği kimyasal maddeler ve doğal olmayan kokular kadınların kafalarınsda soru işaretleri oluşturuyor.
Kozmetik ürünlere allerjisi olan kadınlar tercihlerini doğal yağlardan yana kullanıyorlar.
Bitkisel yağlar, M.Ö. 300 yılından beri bilinen ve tıpta alternatif tedavide ve kozmetikte kullanılan, bitkilerden elde edilen yağlardır. Yağar itkilerin çiçek, meyve, kabuk, yaprak, rizöm, reçine ve odun kısımlarındanelde edilir.
Bitkisel yağlar içeriklerinde bulunan doymamış yağ asitleri, lesitin, vitaminler ve çeşitli minarellerle cildin cildin işlevlerini destekler. Bitkisel yağların bazıları kimyasal ilaç kalıntıları içerebiliyor, bu nedenle satın alırken kimyasal ilaçlama yapılmayan bölgelerde üretilmiş kaliteli yağları tercih etmelisiniz. Siz de doğallıktan yanaysanız işte size cilt bakımında kullanabileceğiniz yağlar ve yararları.
Biberiye yağı
Sivilceler üzerine sürülebilir, cilde canlılık verir.
Gül yağı
Cilde canlılık azandırır ve gerginleştirir. Alerjik ciltlere iyi gelir.Makyaj temizler, ciltteki doğum lekelerini alır.
Papatya yağı
Duarlı ve problemli ciltlerde yaraları iyileştirici ve cildi besleyici özelliğe sahiptir.
Susam yağı
Kuru ciltlere, kiprik ve kaşlara rahatlıkla uyglanır. Hafif etklicildi besleyici ve güneş ışığından koruyucu özelliğe sahiptir. Cilde derinlemesine işler, temizleyici vezararlı maddelerden arındırıcı olara kullanılabilir.
Buğday yağı
Hücre yenileyici, yara, yanık ve diğer cilt problemlerinde, kırışklıklarda etkili olarak kullanılır. Cilt, güneş ve doğum lekelerini giderir.
Fındık yağı
Kuru ve yıpranmış ciltlerde rahatlıkla uygulanır. Doğum öncesi, doğum sonrası cildin esnekliğini sağlamak ve cilt çatlağını önlemek amacıyla masaj yapılarak kullanılabilir.
Havuç yağı
Cildin bozulmasını önler güneş yanıklarının iyileşmesine yardımcı olur, hücre yenleyicidir. İcerdiği provitamin A ve lesitin, cilt sertliğini yumuşatır, cilde renk kazandırır.
Kakao yağı
Hamilelik sonrası cilt bozulmalarına karşı faydalıdır. Dudak atlaması ve ciltte pullanmya karşı kullanılır.
Kayısı yağı
Yüz temizliğinde kullanılır. Akneleri temizler, cilde canlılık verir. Nemlendirici özelliğe sahiptir.
Şeftali yağı
Cilt bakımında peeling yapmak için kullanılır.
Vişne yağı
A ve C vitamini ve potasyum içerdiği için temel yağlarla karıştırılıp ovma yöntemiyle cilde uygulanır. Cildi arındırmak için peeling amaçlı uygulanabilir.
Limon yağı
Sivilceleri giderir, cildi güzelleştirir, tonik olarak kullanılabilir. Mikrop kırıcı, sııştırıcı, sağlamlaştırıcı, gerici özelliği vardır ve cildi yağdan arındırır. Masaj yapılarak kullanılır. Nemli bir pamuk yardımıyla cilttemizlenmelidir.
Ahududu yağı
C ve E vitamini içerdiği için cilde faydalıdır. Cilt bakımında peeling amaçlı kullanılır.

| 3 yorum ]

 Yiyeceklerinizi tatlandırmak için tercih edilen limonu, banyo ve güzellik için de kullanabilirsiniz
Tırnaklara parlaklık kazandırır
Sıcak havalarda tırnaklarınızı 10 dakika boyunca limon suyunda bekletin. Ellerinizi limon suyuyla sabunluyormuş gibi ovuşturun. Beyaz sirke, sıcak su karışımı ile fırçalayın. Daha sonra ellerinizi iyice durulayın.
Deride oluşan lekeleri yok eder
Yatmadan önce limon suyu ile ellerinizi ve yüzünüzü iyice ovuşturun. Sabah ılık suyla ellerinizi ve yüzünüzü durulayın. Siyah, kahverengi lekelerin kaybolması için bu işlemi düzenli olarak her akşam yapmanız tavsiye ediliyor.
Saçlarınızı güçlendirir
Dökülen ve cansızlaşan saçlarınızı yeniden canladırmak ve parlaklık kazandırmak için 3/4 fincan zeytin yağı, 1/2 fincan bal ve aşağı yukarı 3 yemek kaşığı limon suyunu karıştırın. Saçlarınızı suyla durulayın, havluyla kurulayın ve daha sonra az bir karışımı tarakla saçlarınıza yedirin. Daha sonra saçlarınızı yarım saat plastik bone ile sarın ve bekleyin. Daha sonra şampuanlayın ve durulayın, parlaklığı göreceksiniz.
Göze çarpan sarılık yaratır
Tüm saç boyalarına ve beyazlarına alternatif olarak 1/4 fincan limon ve 3/ 4 su ile saçınızı durulayın. Limonun saç renginizi doğal olarak açması için biraz güneşte bekleyin.
Nefes tazeleyicidir
Nefesiniz kötü kokuyorsa ağzınıza bir kaç damla limon suyu damlatın ve yutun. Sitrik asit, ağzınızdaki pH seviyesini değiştirerek, kötü kokuya neden olan bakterileri öldürecektir.
Rahatlatır
Mükemmel bir banyo için küvetinize deniz tuzu, limon suyu ve biberiye ekleyin ve vücudunuza özen gösterin.

| 2 yorum ]

 Hindistan Cevizi çok besleyici, güçlendirici ve şişmanlatıcı bir besindir.
Yüksek oranda fakat kolayca sindirilebilen yağ içerir. Vücut bu yağdan diğer yağlara nazaran daha kolay yararlanır. Bu yağ hem fiziksel hemde kimyasal özelliği bakımından tereyağına çok benzer.
Hindistan Cevizi bütün amino asitleri içeren yüksek kalitede protein içeriğine sahiptir. Potasyum, sodyum, magnezyum, ve sülfür açısından da zengin bir besindir.
Kurutulmuş hindistan cevizinin enerji değerleri oldukça yüksektir. Her 100 gram Hindistan Cevizi 662 kalori içerir.
Tek bir hindistan cevizinin suyu vücudun günlük beslenmesi için gerekli olan C vitaminini yeterli bir oranda karşılar.
Ayrıca, B grubu vitaminlerinide içerir. (Niasin, pantotenik asit, biotin, riboflavin, folik asit, tiamin, pyridoxin). Suyu ayrıca sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, bakır, fosfor, sülfür ve klorda içerir.
Olgunlaşmış kuru bir hindistan cevizi midedeki fazla asit problemlerinin tedavisinde de etkilidir ve hastada rahatlama sağlar.
Hindistan cevizinin özü sindirim sistemi rahatsızlıkları'nın tedavisinde oldukça etkilidir.
Hazımsızlık, kolit, mide ülseri, ishal, kusama, gaz, dizanteri rahatsızlıklarına karşı da oldukça değerli bir besindir.
Kusmayı yatıştırmak için diğer metodlar başarısız kaldığında hindistan cevizi çok değerli bir besindir.