| 1 yorum ]

 Yiyeceklerin doğadaki haline en yakın şekilde tüketilmesinin kanseri önlemeye yardımcı olduğunu biliyor muydunuz?
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, kanser ve beslenmenin doğru orantılı olduğunu belirterek, ''Doğru beslenmeyle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir'' dedi.
Aydın, yaptığı açıklamada, Taş Devrinden bu yana insan metabolizmasında büyük değişiklik olmamasına rağmen tüketilen gıdalarda büyük oranda değişiklik olduğunu söyledi.
''Taş devri diyeti'' olarak adlandırdığı, ''yiyeceklerin doğadaki haline en yakın şekilde tüketilmesi esasına dayanan beslenme tarzının uygulanmasının kanseri önlemeye yardımcı olacağını'' belirten Aydın, şunları kaydetti:
''Taş Devri diyetinin genel ilkesi iki beyaz (şeker ve beyaz un) mümkünse hiç yenmemelidir. Tuz (üçüncü beyaz) tamamen kesilmese de iyice azaltılmalıdır. Yiyecekler doğadaki şekline en yakın olarak tüketilmelidir. Yasaklar haricinde yeme sınırı yoktur. Çiğ yiyecekler toplam beslenmenin en az yüzde 60'ını oluşturmalıdır.''
Aydın, kansere neden olan faktörlerin başında ''beslenme hataları ve sigaranın geldiğini'' belirterek, ''Beslenme hataları yüzde 35, sigara yüzde 30, enfeksiyon hastalıkları yüzde 10, mesleki hastalıklar yüzde 4, alkol yüzde 3, çevre kirliliği yüzde 2, gıdalara konan katkı maddeleri yüzde 1, bilinmeyen nedenler yüzde 15 oranında kansere neden oluyor'' dedi.
Kanseri önlemek için
''Doğru beslenmeyle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir'' diyen Prof. Dr. Ahmet Aydın, bu konuda şu önerilerde bulundu:
''Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin. Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren 'light' hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin. Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyetini uygulayın. Bol taze sebze ve meyve yiyin. Yeterli omega-3 alın. Ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın.
Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, içyağı ve kuyruk yağı) yiyin. Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin. Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin. Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin. Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz). Stresten uzak durun. İyi uyuyun. Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun. D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın. Yeterli derecede egzersiz yapın.
İşlenmiş soya ürünü yemeyin. Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar, ayrıca kanserojen olabilirler. Toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.''

| 0 yorum ]

 Yaşlanmayı geciktirici birçok kozmetik ürünü yanı sıra beslenmenize dikkat ederek de yaşlanmayı geciktirebiliriz

Greyfurt: Güçlü anti-oksidanlara sahiptir ve yaşlanmayla ilgili hastalıkların çözümünü kolaylaştırır. Ayrıca düşük kalorili bir yiyecektir, yarım greyfurt sadece 60 kalori içerir ama bir elmadan daha fazla life sahiptir.
Nasıl yesem? : Sağlıklı bir kahvaltının bir parçası olarak ya da yemeğin sonunda yiyebilirsiniz. Kan şekerinizin olumsuz etkilerini bertaraf eder.
Böğürtlen: İçerdiği anti-oksidanlar cilt yaşlanmasına karşı savaşır. Böğürtlen, kan dolaşımındaki şeker emilimini yavaşlatan lifler açısından da zengindir.
Nasıl yesem? : Bir kase böğürtlen günlük anti-oksidan ihtiyacınızı karşılar.
Avokado: Düşük kolesterol, düşük sodyum ama buna karşın zengin Omega-3 yağ asitleri içeren avokado, kilo vermek için mükemmel seçimdir. Yağ yakılmasını sağlar. Ayrıca yaşlanma işaretlerini yavaşlatan E vitamini içerir.
Nasıl yesem? : Peynirle yer değiştirin. Kızarmış ekmeğin üzerine koyun ya da salataya ekleyin.
Ispanak: Yağsız bir lif hazinesi ıspanak, vücudun kendisini onarmasına yardım eden folik-asit yönünden zengin bir besindir. İçerdiği güçlü-antioksidanlar, ciltteki hasarları kontrol altına alır ve serbest radikallere karşı savaşır.
Nasıl yesem? : Çiğ yaprakları salatanın içine ekleyin.
Tarçın: Tarçının içindeki antioksidan, vücudun kan şekeri seviyesini stabilize etmesine yardımcı olur ve karbonhidratlara duyulan isteği sakinleştirir.
Nasıl yesem? : Dilimlenmiş, ısıtılmış ya da pelte haline getirilmiş elmanın üstüne tarçını dökün. Çayınıza baharatlı bir tat için tarçın çubuğu koyun.
Acı kırmızı biber: Geçici olarak metabolizmaya destek olur ve kan şekeri seviyesini düzenlemeye yardımcı olur.
Nasıl yesem? : Her türlü kuru ya da taze kırmızı biber işe yarar. Ama en iyisi yemeği pişirirken eklemektir. Sarmısak: Sarmısak enzimleri, kötü yağların seviyesini düşürmeye yardım eder ve onu mükemmel bir detoks yardımı haline dönüştürür. Sülfür bileşiği ve alisin, sarımsağa keskin kokusunu verir; ama bunlar asıl yararlı olan şeylerdir.
Nasıl yesem? : Ezin, kesin ya da püre yapın. Çiğ sarmısağı salataya ve salçaya eklemeyi deneyin.
Nohut: Bu protein yüklü sebze, aynı zamanda karbonhidratlar gibi lif açısından da zengindir ki bu da yağ yakımını destekler.
Nasıl yesem? : Humus için en kolay yol; bir bardak nohutu, bir yemek kaşığı tahin, limonsuyu, tuz, biber ve kırmızı biber ile karıştırın. Üzerine biraz zeytinyağı ekleyin.
Susam tohumu: Sağlıklı bir karaciğer için ideal ve yağ yakımını destekleyen doymamış yağ, E vitamini ve kalsiyum açısından iyi bir kaynaktır.
Nasıl yesem? : Tahinle ya da kızarmış ekmeğin üzerine balla sürebilirsiniz. Ayrıca kızarmış susam tohumlarını sebzelere ekleyin, oldukça lezzetli olur.
Düşük yağlı yoğurt: Yoğurttaki kalsiyum, yağ hücrelerindeki kırılma aracılığıyla kilo kaybını sağlar. Çok yoğurt yemenin yağı dışarı attığı biliniyor.
Nasıl yesem? : Mükemmel bir atıştırma; ama düşük yağlı olanıyla. Organik yoğurt, en iyisi.

| 0 yorum ]

 Elinde Oscar ödüllerini kazananların adlarının yer aldığı zarfa benzer bir zarfı açan Jon Stewart, sonucu şöyle açıkladı: “Bu çok heyecan verici. Bebek... Angelina’ya gidiyor.”

Sinema dünyasında heyecan yaratan Oscar ödüllerinin açıklandığı törende, kırmızı halı üzerinde salınan yıldızlar kadar, bu yıldızların hamileliği de eğlenceli bir şekilde gündeme geldi.
Los Angeles’daki ödül törenini sunan Jon Stewart, Oscar ödüllerinin açıklandığı yöntemi kullanarak hamile Hollywood yıldızlarını diline doladı.
Hamile yıldızlar Nicole Kidman, Jessica Alba, Cate Blanchett’ın görüntülerinin yansıdığı sahnede, elinde Oscar ödüllerini kazananların adlarının yer aldığı zarfa benzer bir zarfı açan Stewart, sonucu şöyle açıkladı: “Bu çok heyecan verici. Bebek... Angelina’ya gidiyor.”
Stewart, salonda bulunamayan Jolie için “Angelina bu gece aramıza katılamadı. Oscar gecesinde 17 bebek bakıcısına sahip olmak zor” dedi.
Cate Blanchett üçüncü, Jessica Alba ilk bebeğini, üç evlatlığı olan Angelina Jolie ikinci, iki evlatlığı bulunan Nicole Kidman da ilk bebeğini bekliyor.

| 0 yorum ]

 Uykusuz gecelerden kurtulmak için lavanta ve oğul otunun sakinleştirici etkisinden faydalanın. Lavanta ayrıca sinirleri de yatıştırıyor.
Lavanta ve oğul otunun sakinleştirici özelliği, uykusuz gecelerinize son verir. Ayrıca, lavantanın hoş kokusu da sinirlerinizi yatıştırarak rahatlamanızı sağlayacaktır....
Uykusuzluk; uykuya dalamama veya uykuya dalıp gece uyanma, tekrar uykuya dalamama, yani uykunun bölünmesi şeklinde olabiliyor. Araştırmalar, her 7 kişiden 1'inde yaşamlarını ciddi biçimde etkileyebilecek uykusuzluk sorunu olduğunu gösteriyor. Ciddi boyutlarda olduğunda, uzman bir hekim kontrolünde tedavi edilmelidir. Ancak, hafif uyku bozuklukları, şifalı bitkilerle kolaylıkla tedavi edilebilir. Uykusuzluğa iyi gelen şifalı bitkiler, oğul otu, lavanta, adaçayı, anoson tohumu, ballıbaba ve kediotu olarak sıralanabilir.
KOKULU OLANLAR TEDAVİ EDİCİ
halk arasında limon nanesi, melisaotu, kovanotu olarak da bilinen oğul otu, tüylü yaprakları oval, saplı ve kenarları dişlidir. Limonunkini andıran, iç açıcı bir kokusu vardır. Kokulu olmayan türler, tedavi amaçlı kullanılmaz. Anayurdu Akdeniz Bölgesi'dir, ancak Avrupa'da da, tedavi alanında kullanılmak üzere yetiştirilir. Oğul otu, citral içerikli uçucu yağ, citronellal, linalool, 14 mineraller, acı madde ve tanen içerir. Yapraklar, çiçeklenmeden önce toplanır. Çünkü, kendine özgü limon kokusunun önemli bölümünü, çiçeklenmeden sonra yitirir. Gölgede kurutulur ve ince ince kıyılarak saklanır. Oğul otu yaprağının başlıca özelliği, yatıştırıcı etkisidir.
SAVUNMA GÜCÜNÜ ÇOĞALTIR
Bu etkinliği nedeniyle bitki, öncelikle uykuya dalma zorluklarında, huzursuzluk ve sinirlilik hallerinde, işlevsel kalp rahatsızlıklarında kullanılabilir. Aynı doğrultuda, sinirsel kaynaklı mide ve bağırsak rahatsızlıklarında da faydalanılır. Uykusuzluğa karşı hazırlanan çay, balla tatlandırılır ve yatmadan önce, sıcak içilir. Bitki çayının, soğuk algınlığına ve gribe karşı önlem olarak kullanılması doğru olur. Çünkü oğul otu, organizmayı dengeler ve savunma gücünü artırır. Oğul otu ayrıca, mikrobik hastalıklara karşı da kullanılır. Örneğin, herpes virüsünün yol açtığı iltihaplanmalara (uçuk) karşı... Bu nedenle, nanenin kullanıldığı pek çok yerde oğul otu da alınabilir.
Oğul otu çayı
2-3 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Kesinlikle kaynatılmamalıdır. Bal ile tatlandırılarak, günde 2-4 bardak çay içilebilir. Şeker hastaları tatlandırmaz. Yan etkiler: Oğul otunun, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.

| 0 yorum ]

 Çiçeklerin kraliçesi olarak sayılan ve özel günlerin anlamlı çiçeği gülün marifeti sadece kadınların gönlünü fethetmek değil aynı zamanda onları güzelleştirmek.
Çiçeklerin en anlamlısı olarak bilinen, güzelliğiyle küsleri barıştıran, aşıkları kavuşturan gül, sadece anlamlı bir çiçek değil aynı zamanda güzelliğin de vazgeçilmez bitkilerinden. Ana vatanı Anadolu, İran ve Çin olan gülün, suyu ve yağı, parfüm ya da yiyeceklerde de kullanılıyor. Anadolu'nun gül diyarı olarak bilinen Isparta-Burdur civarında gül ziraatının 120 yıllık bir geçmişi var. Buradan elde edilen gül yağı ve gül suyu, dünya piyasasına yüksek değerden satılıyor.
Yüz temizliği
Bir kaba 2 yemek kaşığı kil, 3 yemek kaşığı gülsuyu ve 1 çay kaşığı zeytinyağını koyup iyice karıştırın ve koyulaşıncaya kadar iyice kaynatın. Yüzünüzü yıkadıktan sonra bu karışımı göz ve dudağın kenarları hariç cildinize sürün. 5 ya da 7 dakika beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın. Bu gül maskesi cildin kirlerini ve fazla yağlarını alıp temizler. Gül kokusu cildi rahatlatır ve besler.
4 litre üzüm sirkesi içine 10 avuç kuru gül yaprağını ekleyip karıştırın. 15-20 gün güneşte tutup süzün. Gargara, losyon, makyaj temizleyicisi olarak kullanabilirsiniz.
Üç avuç taze gül yaprağını beş dakika suda kaynatın sonra bir çay kaşığı dövülerek toz haline getirdiğiniz ıhlamur yaprağından, bir çorba kaşığı taze kaymak, bir tatlı kaşığı süzme bal ilâve edin. Hazırlanan karışım krem kıvamına gelinceye kadar kestane unu ilave ederek karıştırın. Cildin parlak, nemli ve güzel olmasını sağlayan bu karışımı yüzünüze sürebilirsiniz.
Cilt bakımı
Pul pul dökülen kuru bir cilde sahipseniz bu görünümden kurtulmak için kurutulmuş gül yapraklarını küçük parçalara bölün, süt, mısır nişastası ve bir parça bal ile karıştırın. 15 dakika beklettikten sonra, bu karışımla yüzünüze yavaş yavaş masaj yapın. Bu masaj sayesinde cildiniz kaybettiği nemi geri kazanacaktır.
3 çay bardağı gül suyuna 1 çay bardağı vazelin koyun ve karıştırın. Bu karışım el ve dudak çatlaklarına iyi gelecektir.
Saf zeytinyağının içine 10-15 damla gül yağı koyun vücuda masaj yapın.
Küvete banyo suyunun içine 11-15 damla gül yağı damlatıp iyice karıştırın, bu karışım hem güzel kokmanızı hem de rahatlamanıza yardımcı olacaktır.
Saç bakımı
30 gr şampuanın içine 12 damla gül yağı koyun ve karıştırın. Saç diplerine masaj yaparak saçınızı yıkayın. Bu maske saçınızı besler, kepeklenmesini önler.
4 damla gül yağını saç fırçanıza dökün saçınızı tarayın.
Sağlıklı yaşam
Gül reçeli, gül şarabı, gül balı yenmeye devam edildiğinde mideyi kuvvetlendirir, yaralara ve tıkanıklıklara iyi gelir.
İshali engellemek için 20 gr. gül kurusunu 1litre suda kaynatın, günde 3 fincan içebilirsiniz.
2 su bardağı taze gül yaprağını, 2 bardak şeker ile karıştırın. 1 bardak su ile kısık ateşte 1-2 saat pişirin. Ocaktan almadan önce içine yarım limon suyu katın. Bu karışım hafif sindirim sistemi iltihaplarına, romatizma ve eklem iltihaplarına iyi gelir.
1 litre şarabın içine 1 avuç gül yaprağı atın, yarım saat dinlenmesi için bırakın. Cildinizi bu karışım ile temizleyin.
Gül yağı faydaları
Antiseptik (mikrop öldürücü )olarak kullanılan gül yağı makyajı temizler, ciltteki doğum lekelerini alır. Alerjik ciltlere iyi gelir. Cilde canlılık kazandırır.
Boğaz ve bademcik iltihaplarının giderilmesine yardımcı olur.
Ellerinizin ve cildinizin güzelleşmesi için gül yağını badem yağıyla karıştırıp, kullanabilirsiniz.
Cildiniz hassas mı?
Bu semptomlardan üç veya daha fazlasına sahipseniz cildinizin hassas olduğunu söyleyebiliriz...
Yün ve keten gibi sert kumaşlar cildinizi rahatsız ediyor. Kaşınmaya ve bunu takip eden birkaç gün boyunca yanmaya sebep oluyor.
Sürdüğünüz parfüm veya taktığınız nikel takılar teninize değdiği yerlerde kurdeşene neden oluyor.
Kaşımasanız bile bir sivrisinek ısırığı günlerce kalıyor.
İçeriğinde mineral yağ, koruyucu veya güçlü bir koku bulunan cilt temizleyicilerini uyguladığınızda, cildiniz bozulmaya daha meyilli hale geliyor.
Saçınızın doğal rengi sarı veya kızıl. Ayrıca teninizin rengi çok açık veya çilleriniz var.
Güneşe, soğuğa, sıcağa, neme veya rüzgara maruz kaldıktan sonraki birkaç gün cildiniz batıyor, kaşınıyor veya geriliyor.
Alkol ya da sıcak içecek tükettikten veya baharatlı yemekler yedikten sonra diğerlerine göre tuvaleti daha sık ziyaret etme ihtiyacı hissediyorsunuz.

| 0 yorum ]

 Günümüzün yorucu şartları altında kendinizi iyi hissetmek için Mısırlı, Fransız, Çinli ve hatta Japonlar'ın geleneksel besin maddelerini kullanarak, zindeliğinize yeniden kavuşmanız mümkün. Örneğin Fransızlar gün boyu zindelik amaçlı her sabah bir parça soğan tüketirdi. Araplar ise daha genç ve sağlıklı görünebilmek için soğan suyunu balla karıştırarak gün boyunca içerlerdi. Yüzyıllardır Avrupa'dan Mısır'a, eski Roma'dan Çin'e ve hatta Japonya'ya kadar birçok ülkede tedavi amaçlı kullanılan sarmısak da; mide asidini düzenleyip, sindirime yardımcı oluyor ve kan akışını hızlandırıyor. İçerdiği maddeler sayesinde derinin kendini yenilemesini hızlandıran safran ise sağlıklı ve canlı bir görüntüye sahip olmanıza yardımcı oluyor. Demir ve çinko bakımından çok zengin bir besin maddesi olan midye; oksijeni hücrelere taşıyor ve metabolizmanın gelişmesini sağlıyor. Ayrıca midye, 18 mikrogram B12 vitamini içeriyor. Çikolata; enerji ve mutluluk veren en özel besin maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Çikolata, rahatlama duygusunun yanı sıra olaylara daha olumlu bakma hissi uyandırıyor.

Kaynak SABAH

| 0 yorum ]

 Amasya Elmasının Faydaları
Lezzetiyle ün yapan Amasya elmasının
içerdiği zengin potasyum sayesinde kan basıncını düzenlediği,
adalelerin kasılmasını önlediği, sinirsel uyaranların iletimini kolaylaştırdığı,
kalp ve böbrek gibi hayati organların çalışmasına yardımcı olduğu ve
ayrıca kolesterol düşürücü etkisi de olduğu belirtildi.
Amasya adıyla bütünleşen ve özelliğini yine Amasya'nın coğrafi yapısından alan
misket elması, tüketicilerin karşısına Amasya elması olarak çıkıyor.
Misket elmasının yetişmesi için ideal bir coğrafya ve iklime sahip olan
Amasya Vadisi'nde boğazın esintisi elmaya farklı bir tat ve koku veriyor.
Amasya elmasının en büyük özelliği bir yıl meyve verip
bir yıl meyve vermemesi, bir yanı kırmızı ve bir yanı yeşil olması.
Amasya Valiliği, kentin tanıtımlarında da elmayı ön palana çıkartıyor.
Amasya Valiliği'nden alınan bilgilere göre, ince kabuklu, hoş kokulu,
sert ve dayanıklı olan Amasya elması, uzun süre saklanmaya elverişli.
2 türü olan Amasya elmasının daha küçük ve tatlı olanına misket elması,
daha iri ve aşılı olanına ise kabak elması deniyor.
Elmanın içerdiği zengin potasyum sayesinde kan basıncını düzenlediği,
adalelerin kasılmalarını önlediği, sinirsel uyaranların iletimini kolaylaştırdığı,
kalp ve böbrek gibi hayati organların çalışmasına yardımcı olduğu ve
ayrıca kolesterol düşürücü etkisi de bulunduğu ifade edildi.
Posa, potasyum ve antioksidan içeren öğeler açısından da zengin bir meyve
olan elmanın kabuğunun vücuda son derece yararlı olduğu,
bu nedenle elmanın kabuğuyla tüketilmesinin daha doğru diş sağlığı için
faydalı olduğu önerildi

| 2 yorum ]

 Eller günde birkaç defa yumuşak sabunla ve bol temiz suyla yıkanmalı kurulandıktan sonra iyice kremlenmelidir.
Haftada 1–2 defa ellere çok yağlı kremle masaj yapılmalıdır.
Limon parmakları temizleyip renkleri açar ancak limon suyu cildi kuruttuğu için daha sonra krem sürülmelidir.
Yumuşak tırnakların en büyük düşmanı sudur. Bulaşık yıkarken mutlaka eldiven kullanılmalıdır.
Islak ojeleri kurutmanın en kolay yolu elleri buzlu suya sokup çıkarmaktır.
Tırnaklardan mürekkep lekesi gibi lekeleri çıkarmak için kullanılmayan diş fırçasına alınacak biraz macunla tırnaklar fırçalanır. Leke çıkacaktır.
Bir kadının yaşı boynundaki çizgilerden ve ellerindeki kırışıklıktan belli olurmuş. Kadınlar özellikle ellerine gereken özeni göstermezler. Buda ilerde kırışık, oldukça sert ellere sahip olmalarına olanak sağlar. Aşağıda yazılı malzemeler kolay temin edilebilir, çoğu kişinin evinde olan malzemeler.
EL BAKIMI/MASAJ/ SERT VE KURU ELLER İÇİN
UYGULAMA
1 litre sıcak su
tatlı kaşığı soda
1 tatlı kaşığı karbonat
Malzemeler karıştırılır eller bu karışımda bekletilir ve masaj yapılır
EL BAKIMI/TERLEME İÇİN
1 bardak su
1 bardak alkol
Su ve alkol karışımlı sıvıya eller batırılıp çıkarılır

| 0 yorum ]

 Son yıllarda vitaminler kozmetik sektöründe önemli bir yere sahip olmaya başladı.
Cildin neden vitaminlere ihtiyacı olduğunu ve hangi vitaminlerin cildi nasıl etkilediğini açıklayalım.
Cildin ihtiyacı olan vitaminlerin ağızdan alınması yerine, kozmetik ürünler yolu ile cilde verilmesi etkinliği ve faydayı arttırır. Sindirim yolu ile alınan vitaminlerin ancak %20 si kadar cilt hücreleri tarafından alınır. Bu nedenle kozmetik amaçlı vitamin kullanımlarında vitaminlerin kremler yardımı ile cilde direkt olarak verilmesi tercih edilmektedir.
Vitaminlerin cilt uzerindeki etkileri birbirlerinden farklıdır.
A Vitamini: Cilt gelişimi için zorunlu bir vitamindir.Cilt tarafından emilebilir.Cildimizin rengini düzenler, güneşin yıpratıcı etkisini ve oluşturduğu lekeleri azaltır.Hücre yenilenmesini ve çoğalmasını sağlar.
Özellikle kuru, yıpranmış, çatlamış ve olgun ciltler için gereklidir. Günümüzde yaygın ve popüler olarak kullanılan ant-i aging bakım ürünlerinin içerdiği etken madde saf Avitamini asidi olan RETİNOL dür.
E Vitamini: Serbest radikallerin cilt üzerindeki etkilerini azaltır. Bu etkisiyle son yıllarda kremlerin yanında şampuan, güneş kremleri, makyaj malzemelerinde de sıkça kullanılmaktadır.
Yüzeysel kırışıklıkları azaltır, cilde nem sağlar, elastin ve kollegen liflerin direncini arttırır, cildi zararlı güneş ışınlarından korur, yıpranmış ciltleri onarır.
C vitamini: Cvitamininin kozmetikte kullanımı çok yenidir. Isı ve ışığa karşı çok hassas olan c vitaminini korumak oldukça zordur. Daha cok olgun ciltler için kullanımdadır. Yıpranmış ciltlerin onarımında E vitamine destek olur. Kollagen üretimini arttırır. İnce cizgilerin azalmasında etkilidir. C vitamini önemli bir anti oksidandır. ANTİOKSİDAN lar; serbest radikalleri zararsız maddelere dönüştürürler.
C vitamininin en önemli faydalarından biri cildi güneşin zararlı etkilerinden koruyabilmesi, melanin üretimini azaltıcı etkisi sayesinde cildi lekelenmekten korumasıdır.
B, F, ve K Vitaminleri de kozmetikte kullanılmakla beraber A, E ve C vitaminleri kadar yaygın değildir.

| 0 yorum ]

 Türkiye artık onu çok yakından tanıyor. Yüzlerce başarılı kalp ameliyatının yanı sıra son olarak "yapay kalp mucizesi"ne de imza attı. Geçen yıl Dr. Öz'ün de içinde bulunduğu ekip, Amerika'da 59 yaşında bir hastaya yapay kalp nakletti.
İşte Doktor Öz'ün hastalarına tavsiye ettiği ilkeler:
1.Sigara içeni ameliyat etmem. Sigarayı bırakmayan hastayı kesinlikle tedavi etmem. Sigaranın belki de en büyük düşmanlarından biriyim. Çünkü insanı öldüren bir şey. Hasta kendini öldürmeye karar verdiyse ben ne diye onun için uğraşayım ki, şifa bekleyen onca hasta var, enerjimi onlara harcarım.
2.Sevgisiz insanın kalp krizi riski yüksek. İnsanlara severek kızarım. Herkesin de böyle yapmasını tavsiye ederim. Çünkü sevgisiz, kötülük düşünen,beddua ve küfür eden insanın kalp krizi riski ve olum oranı çok daha yüksek.
3.Dua etmek insanı iyileştirir. Ben inançlı biriyim. Her ameliyatımda mutlaka dua ederim. Bence duanın, meditasyon, şifa gibi, iyileştirici özelliği var. Ameliyat sonrası hastalarıma da mutlaka dua ettiriyorum. Bunun sağlıklarına çabuk kavuşmalarında müthiş bir etkisi var.
4.Doğu tıbbı çok gerekli. Ben de " klasik " tıp adamıyım ama alternatif yani tamamlayıcı tıp yöntemlerini reddetmiyorum. Akupunktura yüzde 100 inanıyorum. Çinliler bu minnacık iğnelerin sırrını çözmüş. Ama bu tur tamamlayıcı tedavilerde insanın istemesi çok önemli. Doğu tıbbında özgür irade on planda.
5.Hipnoz etmeden ameliyat etmem. Ben ve ekibim ameliyatlarım öncesinde hipnoz kullanıyoruz. Çünkü hasta heyecanlanıp kalp krizi geçirebiliyor. Sakinleştirici verdiğimde de sorunu geçici olarak çözmüş gibi oluyorum ama kökenine inmediğim için problem devam ediyor. O nedenle hipnoz yapıp sorunun kaynağına iniyorum. Hasta daha çabuk sağlığına kavuşuyor.
6.Her gün aspirin içmeli. Hayatımda ilaç kullanmadım. Zorda kalmadıkça kimseye de tavsiye etmem. Ama herkese her gün mutlaka bir aspirin içmesini salık veriyorum. Ben de içiyorum. Aspirinin kanı sulandırdığını biliyorduk ama şimdi yeni faydalarını da öğreniyoruz. Örneğin,vücuttaki birçok doku tahrişini önlediğini yeni öğrendik. Aspirin ömrü uzatıyor.
Sağlıklı Beslenme Dikkat Edilecek Önemli Konular
Çay yerine ıhlamur içilmeli. Günde en fazla iki çay yada kahve içebilirsiniz. Fazlası zararlı. Ancak ıhlamur kesinlikle zararlı değil, dilediğiniz kadar için.
Sarımsak müthiş bir bitki... Vücudu koruyan hücreleri destekliyor,tansiyonu düşürüyor. Sarımsaktan çıkan maddeyi yüksek tansiyonlu kişiye kullandığımızda, tansiyonu hemen düşüyor. Her gün birkaç diş sarımsak yenmeli.
Başka bir mucize sebze de ayşekadın fasulye. Türkiye'de bol üretilen bu sebze bence her öğün, özellikle de çiğ olarak mutlaka sofrada bulunmalı. Vücuda müthiş yararlı bir bitki.
Semizotu da içindeki Omega 3 nedeniyle son derece faydalı. Çiğ yenirse, daha da yararlı. Biz her gün ailecek öbek öbek çiğ semizotu yiyoruz.
Et yiyecekseniz, yanında mutlaka çiğ domates de olmalı. Çünkü domatesin içindeki Lcyopin adlı antioksidan, etteki zararlı Omega 6'lari yararlı hale dönüştürüyor.
Kayısı çok yararlı ancak 1 günde 1 avuçtan fazla yenmemesi gerekiyor. Karpuz ve kavunda ise ince bir dilim tercih edilmeli.
Üzüm ve muz, çok yüksek dozda şeker içerdiği için daha az tüketilmeli.
Her sabah aç karnına içilen bir bardak ılık suyun ardından bir avuç ceviz çok iyi gelir. Ben her sabah alıyorum.
Artık sütün de 'Sağlıklı olanı" çok zor bulunuyor. Hayvanlara verilen hormon ve antibiyotikler süte karışıyor ve saflığını yok ediyor.
Çocuklara soya sütü içirilmeli. 35 yaşın üzerindekilere sütün içindeki laktoz pek iyi gelmiyor. Laktozu alınmış süt yerine ise de bol bol su içilmeli.
Balık hariç, kırmızı etle beyaz et aynı. Çünkü hem danaya, hem de tavuğa yüksek dozda hormon ve antibiyotik veriliyor. Et yenecekse, hepsi yenebilir. Fark etmez!
Beyaz pirinç ve beyaz un son derece zararlı. Çünkü her ikisi de yanınca şekere dönüşüyor. Yani ha avuç avuç toz şeker yemişsiniz ya da pilav ya da beyaz undan yapılan ekmek... Arada fark yok. Pilav ve ekmek için esmer un ya da esmer pirinci tercih edin.
Lahana zayıflamak için çok ideal. Hazmı zor olduğu için tıkar ve kalorisi çok düşük.
Şişmanlık en az sigara kadar tehlikeli. Hatta sigaradan da çok. İdeal kilodan daha düşük kilolu olan insanlar uzun omurlu oluyor. İdeal rejimler 1 haftada 1 kilo verdiren rejimlerdir. Diğerlerine aldanmamak lazım. Eğer haftada 1 kilodan fazla kaybediliyorsa, vücuttan sadece su kaybediliyordur dikkat!.

| 1 yorum ]

 Cild su geçirmez koruma özelliği taşıyan bir organdır. Cildi korumak çok güçtür. Bedenimiz dış etkenlerin yıpratıcı ve yakıcı olayları karşısında kolaylıkla bozulan bunun dışında ruhsal ve sosyal sorunluğun ağırlığı nedeniyle kolaylıkla çökebilen bir sisteme sahiptir. Onu tanımak lazımdır. Yeterince temizlenmese kısa veya uzun zamanda cildin sağlığının ve güzelliğinin bozulmasına neden olur. Elbette her insan güzel ve bakımlı olmayı ister. İhtiyaç duyduğu güzellik. bakımlılık, nedenlerinden dolayı dış görünümüne dikkat eder. Cilt, insanın yalnızca beden güzelliği değil, aynı zamanda vücut sağlığını canlılığını korumadaki en önemli ve büyük organdır. Cildin güzelliğini korumak sizin elinizde. İlk önce cildinizi tanıyın. Ne tür bir cilt yapısına sahip olduğumuzu bilmeniz yeterli, cildinizin bakımı için kullanacağınız gerekli ürün ve malzemeler cildin ne tür olduğuna bağlıdır. Ona göre yapabileceğiniz işlemleri kullanacağınız malzemeyi doğru seçebilirsiniz. Cildinizin türünü önerdiğimiz küçük ve basit işlemle kolayca anlayabiliriz. Cilt dengeli bir beslenme, güneşten korunma, spor yapmak ve bol bol su içmek, cilt sağlığı için yapılması gereken en temel davranışlardır. Dolaşım sisteminin, sağlıklı çalışması cildin de beslenmesi konusunda çok önemlidir. Dolaşımın düzenli olması, hücrelere daha düzenli besin ve oksijen taşınması demektir. Spor, dolaşım sisteminin sağlıklı fonksiyon görmesini sağlar. Bütün mevsimlerde cildinizin gerçek dostu taze meyve, sebzeler, bitki çaylarını kullanarak, sebzelerle, bitkilerle ve meyvelerle dıştan lapa, losyon, banyolar yaparak cildin tedavi etme bakımını sağlama özeliklerinden faydalanabilirsiniz. Kendiniz de evde kolaylıkla maske, krem, temizleyici losyon hazırlayabilirsiniz. Yapacağınız bakım bitkilerini kürler halinde devam ederseniz fayda sağlayabilirsiniz.
Yapıcağınız testler sonucu cilt türünüzü bilin. Bu testler doğru ürün seçmede ve doğru malzeme kullanmada size yardımcı olacaktır. Kadn erkek herkese yazdıklarımın cilt sorunlarında yardımcı olacağına inanıyorum. İltihaplı çok sorunlu ciltlerin doktor tarafından tedavi edilmesi şarttır.
Cildinizi Tanıyın
**Yüzünüzü temizleyip kurulayın, yüzünüzü örtecek büyüklükte bir kağıt mendilin tek katı veya mendil büyüklüğünde pelür kağıdını yüzünüze kapatın. Parmak uçlarınızla yüzün her tarafında hafif baskı yaparak elinizi gezdirin. Kağıdı dikkatli kaldırıp bakın, kağıdın her tarafında yağ lekecikleri görünüyorsa cildiniz yağlı cilt, kağıdın belli yerlerinde özellikle alın, burun ve çeneye gelen bölgesinde lekeler göze çarpıyorsa, yanaklar ve şakaklar da iz yoksa cildiniz karma cilt, kağıdın hiç bir yerinde leke izine rastlamıyorsanız cildiniz kuru demektir.
**Cildiniziz hassasiyetini görebilme için; sert bir cisimle (çay kaşığının sapı olabilir.) alnınızın ortasına hafifçe bastırarak artı (+) işareti çizer gibi yapın. Şayet çizilen yerde hiç kızarma olmadı ise cildiniz normal cilt, hafifçe bir kızarma olduysa ama hemen geçti ise cildiniz az hassas, kızarıklık bir müddet devam etmişse cildiniz çok hassas demektir.
**Cildin nem oranını anlamak için de; çenenizin yan tarafından işaret parmağınızın tersi ile yanağınızı yukarı doğru itiyormuş gibi yapın, şayet yanağınızda tek bir çizgi oluşuyorsa nemi az, birkaç çizgi oluşuyorsa nemi çok az, eğer hiçbir şey oluşmuyorsa cildin nemli normal demektir.
**Cildin elastikiyetini yani gevşek olup olmadığını anlamak için; gözün altındaki ince deri tabakasını dikkatlice çimdikler gibi yaparak yukarı doğru çekip bırakın. Deri yavaşça eski durumuna geldi ise elastikiyeti iyi sayılır, deri hemen eski durumuna geldi ise elastikiyeti çok iyi ve deri bir müddet sonra eski durumuna geldi ise cildiniz çok gevşek demektir. Bu durumun yaşla da ilgisi vardır. Yaşınız 35’in altında ve testte cildiniz yavaş yavaş eski haline geliyorsa hemen önlem almanız lazım, çünkü cilt elastikiyetini kaybetmek üzere görünüyor demektir.
**Dengeli normal cilt, Bu tür ciltte yağ, nem, asit oranı dengelidir. Görünümü şeffaf, gözenekleri kapalı, lekesiz ve problemsiz bir cilt. Bu az bulunan cildin dokusu düzgündür, gözenekler hiç belli olmaz, pürüzsüzdür.
**Karma cilt yağlı ile kuru arasında kalan bir cilttir. Alın, burun ve çene bölgesi yağlıdır. Yanaklar ve göz çevresi kurudur. Yani yüzde T şeklinde bir yağlanma görülür. Yağlı olan kısımlarda siyah nokta, yağ butonları, açık gözenekler bulunabilir. Yanaklardaki gözenekler ise kapalıdır. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, düşük alkollü tonik, cildin durumuna göre nemlendirici ve eğer gerekiyorsa göz çevresi için krem.
**Kuru cildin dokusu genellikle düzgündür, Cilt gergindir, özellikle banyo sonrası pul pul olur ve kızarma, yanma hissi vardır. Genç yaşlarda bile kırışmalar oluşabilir. İnce bir üst deriye sahip, gözenekleri ufak ve kapalı ciltir. Ancak yağ salgılanması normalin altında olduğu için görünümü mattır. Kullanılacak ürünler Süt tipi temizleyici, alkolsüz tonik, yağ içerikli nemlendirici, besleyici gece kremi, göz çevresi kremi ve nemle yağ depo edici maskeler.
**Yağlı cilt: Sivilceli ise siyah nokta ile kapalı olan gözeneklerden fazla yağ salgısının dışarı çıkamayıp, olduğu yerde birikmesiyle oluşur. Yağlı ciltlerin görünümü koyu renkte, parlak yağlı, gözenekleri açık, içi genellikle dolu cilt kalın ve kabadır, çoğu zaman siyah nokta ve sivilceler oluşur, akne olayına sıkça rastlanır. Yağlı cildin akne problemini önlemek için çok dikkatli bir günlük temizlik programı uygulanmalıdır. Kullanılacak ürünler Jel tipi temizleyici, alkollü tonik, su içerikli nemlendirici ve sarkmayı önlemek için temizleyici ve sıkıştırıcı maskeler. Antiseptik sabun kükürt, kafur, katran içeren ürünlerdir.
**Yağlı cilt hassas ise genişlemiş gözenekler, zaman zaman kırmızı lekeler görülür. Hassasiyetinden pul pul kalkabilir. İç ve dış etkenlere karşı duyarlıdır. Kaşıntı ve yanma görülebilir. Kullanılacak ürünler: Süt tipi temizleyici, kesinlikle alkolsüz tonik, alerji giderici kremler ve genelde cildin susuz yapısı olduğu için su içerikli hafif nemlendiriciler. Cilt doktorunun verdiği ilaçların kullanılması çok daha iyidir.
**Olgun ciltlerde hücrenin yaşam ritminin yavaşlaması sonucu oluşan bir cilt tipidir. Ölü hücreler kat kat yığılarak sonuçta cilde kaba bir görünüm verir. Yağ hücrelerinin daha yavaş çalışmaları ise derin çizgilere ve gevşemeye neden olur. Sürekli bir nemlendirici kullanılmazsa deri kurur ve kırışır. Kullanılacak ürünler Kipozom ve vitamin E içeren kremler, alkolsüz tonik, alerji giderici kremler ve genelde cildin susuz bir yapısı olduğu için su içerikli hafif nemlendiriciler.